İstinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda ; ilk derece mahkemesinde derderst bulunan dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle açılmıştır. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki muacceliyet kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Borçlunun temerrüdüne ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesine göre haksız eylemlerde eylemin işlendiği tarih itibariyle borçlunun temerrüde düşmüş olacağı düzenlenmiştir. Haksız eylemden kaynaklı tazminat istemiyle açılan davalarda ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen yasal bir hüküm mevcut olmadığı gibi, İİK’nın 257 vd. maddelerinde de bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır....
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili hakkında başlatılan ilamsız icra takibi sırasında alacak tahsil edilmesine rağmen, takip sırasında “taksit teminatı” adı altında alınan muhtelif meblağ ve tarihli bonolara dayanılarak başlatılan takiplerde davacının tüm mal varlığına haciz konulması nedeni ile yapılan ikinci takip ve haczin haksız olduğunu belirterek, istirdat ve maddi, manevi zararların tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; istirdata konu alacaklar açısından davanın kabulüne, maddi ve manevi tazminat istemleri açısından ise haksız haciz nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi zararlar davacı tarafça somutlaştırılmamış ve kanıtlanamamış olduğundan, ayrıca ......
İlk Derece Mahkemesince; Davacı, (üçüncü kişi) haksız yere müvekkilinin iş yerinde yapılan haksız haciz işlemi nedeniyle, müşterilerin siparişlerini iptal ettiği,müvekkili tarafından taahhüt edildiği halde yerine getiremeyecek olması nedeniyle iptal edilen siparişler nedeniyle de müşteri kaybı ve haczedilen menkulleri kullanamaması dolayısıyla kazanç kaybı ve kar mahrumiyeti yaşadığını ileri sürerek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Dava dışı borçlu ... Tic....
Haksız ihtiyati haciz kararı nedeniyle uğranılan zarar ve illiyet bağı incelendiğinde; ihtiyati haciz kararı kalktıktan sonra davacılar tarafından satılan taşınmazın ihtiyati haciz kararı sebebiyle satılamamış olması nedeniyle maddi kayba uğradıkları ve bu maddi kaybın 20.09.2002 tarihli ek raporda 133.602,29-TL olarak hesaplanması karşısında davacıların/murisinin ihtiyati haciz kararlarına itirazda bulunmamaları, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın verildiği 22.01.2007 tarihinde kararın kaldırılması talebinde bulunmamaları nedeniyle davacılar müterafık kusurlu kabul edilmiş, TBK'nun 52. md. uyarınca saptanan zarar bedelinden takdiren 1/2 oranında indirim yapılmak suretiyle davacıların maddi tazminat isteminin 66.801,14-TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi uygun görülmüş, ihtiyati haciz kararının davacıların kişilik haklarını zedelediğine ilişkin kanıt sunulmadığından manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi...
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının veteriner hekim olarak mesleğini haciz yapılan işyerinde ifa ettiği, haciz nedeniyle davacının malzemelerinin zarar gördüğü meslek ile ilgili cihazların haczedilmemesi veya haczedilse dahi işyerinde bırakılması gerektiği kabul edilerek maddi tazminat talebinin kabulüne, koşulları oluşmadığı gerekçesi ile manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davalının nafaka alacağı nedeniyle yaptığı icra takibi sırasında, borcun ödenmemesi nedeniyle haciz kararı aldırdığı ve davacıya ait işyerinde bir kısım tıbbi cihaz ve aletlere haciz konularak yediemine teslim edildiği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/635 Esas sayılı ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair kararlarının kaldırılmasına, davalının mal varlıklarının maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından ihtiyati haczine karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, kasten yaralama nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemli davada ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir....
Davacı, borçlu olmadığı halde, icra dosyasındaki borçlu ile aralarındaki isim benzerliği nedeniyle evine hacze gelindiğini, ev eşyalarına haciz konulduğunu, eşyaların yediemin deposuna kaldırıldığını belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararlarının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, isim benzerliği yüzünden davacı hakkında takip ve haciz yapıldığını, bu durum öğrenildikten sonra haczedilen malların davacıya hemen iade edildiğini, davacının kapısına bırakılan nota rağmen kendisinin gerçek borçlu olmadığı yönünde kimseyi uyarmadığını, bu bakımdan davacının da kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının da kusurlu olması ve haczedilen malların ertesi gün iade edilmesinden dolayı davacı üzerinde yarattığı etkinin az olması gözetilerek manevi tazminat isteminin, ispat edilmediğinden dolayı da maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, haksız ihtiyati haciz kararı ve infazı nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zarardan dolayı talep edilen maddi ve manevi tazminat davasıdır. Haksız ihtiyati haciz sebebiyle açılacak tazminat davalarında görevli ve yetkili mahkeme ihtiyati haciz kararı veren mahkemedir. İhtiyati haciz kararı ....Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilmiş ise de; asıl davanın açılmış olması nedeniyle HMK 397/4 maddesi gereği D.iş dosyası asıl dosyanın eki sayıldığından haksız ihtiyati haciz sebebiyle açılan tazminat davasında da görevli ve yetkili mahkeme ....Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan dosyanın ....Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir....
Davacı, davalı şirketin adına sahte abonelik kaydı tesis ettiğini, bu aboneliğin kendisine ait olmadığını ispat için menfi tespit davası açmak zorunda kaldığını, bu abonelikten kaynaklı borcun ödenmediği iddiasıyla hakkında icra takibi başlatıldığını, aracına ve taşınmazlarına haciz konulduğunu, aracına haciz konulması nedeniyle düşük bedelle satmak zorunda kalmasından kaynaklı gelir kaybını ve uğradığı maddi zararın tazminini istemiştir. Davalı, kendisinin sorumlu olmadığını, bayinin sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, aracın satış günündeki değeri ile satış bedeli arasındaki fark bilirkişiye hesaplattırılmış ve maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; davacının arabasını haciz şerhi kalktıktan sonra noter sözleşmesi ile sattığı, haciz şerhi ile satış söz konusu olmadığından maddi tazminatı gerektiren bir zarardan söz edilemeyeceği gözetilerek maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekir....
Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden BK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof...., İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK'nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Bu kapsamda ihtiyati haciz kararı verilen dosyada davalının, davacının......