Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/02/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilleri ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı uzun süredir avukatlık mesleğini icra ettiğini davalının kendisini kandırmak sureti ile parasını aldığı iddiası ile ... Barosu'na haksız yere şikayet ettiğini belirterek, manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

    , asıl alacağın davadan ve geçerli bir icra takibi yapılmadan önce ödendiğinden alacağın ferilerinin istenmesinin yasaya ve hakkaniyete uygun olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi açıldığından icra takibinin iptali ve davacının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın usulden reddini, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılmış olan davasının reddini, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Davanın Reddi, Tazminat Talebinin Reddi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

        Dosya kapsamında bulunan icra dosyası kapsamında davacının iş kazası nedeniyle davalı işveren aleyhine tazminat davası açıp mahkemece maddi ve manevi tazminata hükmedildiği, davacının mahkeme kararını icraya koyduğu, icra dosyası kapsamında işverenin taşınmazlarına haciz konulduğu tartışmasızdır. İcra takibi ve haciz işlemlerini takip eden 2- 3 aylık süreç içerisinde davacının iş akdi işveren tarafından sonlandırılmıştır. Bu haliyle davacının savunması hayatın olağan akışına uygun ve dosya kapsamına uygun ve tutarlıdır. Davalı işveren ile davacı arasında açılan tazminat davası sonucunda icra takibi ve haciz işlemlerinin yapılması neticesinde husumet oluştuğu açıktır. İşverenin oluşan bu husumet nedeniyle kendi çalışanlarını yönlendirmesi, davacı hakkında fesih sebebi oluşturması mümkündür....

        Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 25.9.2008 gün ve 16-272 sayılı hükmün Dairemizin 21.1.2010 tarih ve 12926-499 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı-karşı davacı ... avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Davacı-karşı davalı, dava dışı kiracısı ... ile olan anlaşmazlıkları nedeniyle açılan icra takibi ve davalarda davalı avukatların kendisini vekil olarak temsil ettiklerini, kendisinin bilgisi ve rızası olmadan davalı vekillerinin karşı tarafla 10.000 TL bedel üzerinden anlaşarak karşı tarafı ibra ettiklerini, aldıkları 10.000 TL.den 2.000 Tl vekalet ücreti kesmek suretiyle kendisine 8.000 TL ödediklerini, yapılan ibra işlemi nedeniyle zarara uğradığını ve bu nedenle davalıları azlettiğini ileri sürerek, uğradığı zararın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vergi dairesi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayetçi müvekkilinin yedimenin ücret alacağını tahsil amacıyla rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yaptığını ancak icra müdürlüğü tarafından ihale bedelinden öncelikle MTV alacağı nedeniyle şikayet olunan vergi dairesine ödeme yapıldığını öne sürerek icra müdürlüğü işleminin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini dilemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; icra müdürlüğü tarafından sıra cetveli düzenlenmesi gerektiğinden bahisle şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı şikayet olunan vekili temyiz etmiştir....

            Ceza Dairesinin 25.06.2015 tarihli ve 2015/3615 Esas, 2015/3270 Karar sayılı kararı ile "...18.02.2011 havale tarihli şikayet dilekçesinde, sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan İİK'nın 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılması ve tazminat isteminde bulunulduğu halde, mahkemece İİK'nın 337/a maddesindeki suçun oluşmadığı belirtilerek sanığın beraatine karar verilmesi,..." nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir. 4.Antalya 2. İcra Ceza Mahkemesinin, 28.10.2022 tarihli kararı ile, sanık hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan beraatine ve tazminat davasının reddine, karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ 1.Davacı/Müşteki vekilinin temyiz istemi, Antalya 11. İcra Müdürlüğü'nün 2010/6612 Esas sayılı icra takibinde borçlu sıfatının ... İnşaat Limited Şirketi'ne ait olduğu, şikayet dilekçesinde de, dava dışı borçlu ... İnşaat Limited Şirketi aleyhine icra takibi başlatıldığının belirtildiği, şikayet dilekçesi de incelendiği taktirde sanık ...'in, dava dışı borçlu ......

              Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise davacı vekili, davalı tarafından yapılan şikayet üzerine tüketici hakem heyeti tarafından alınan karar gereğince davalının hesabına ilgili tutar yatırıldığı halde, davalı tarafından hakem heyeti kararının icra dosyasına konu edildiği ve müvekkil şirketin istirdat hakkını saklı tutarak ikinci kez ödeme yaptığını iddia ederek, cebri icra tehdidi altında ödenen tutarın faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteğiyle dava açmış olup tüketici hakem heyeti tarafından verilen karara itiraz edilmediği gibi takibi yapan icra dairesinin ...... 4. İcra Dairesi olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı ...... Tüketici Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72/8'de “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.”...

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının haksız ve yersiz olduğunu, boşanma yönünden kesinleşen karardaki maddi ve manevi tazminat alacakları ile nafakaya ilişkin hükümler için kesinleşme koşulu aranmaksızın icra takibi yapılabileceğini, boşanma kararının 11/07/2018 tarihinde kesinleştiğini, temmuz 2018 tarihinde her bir çocuk için hükmedilen 500 TL nafaka, her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş olduğunu Temmuz 2019 tarihinde 608,28 TL, Temmuz 2020 tarihinde 658,94 TL, Temmuz 2021 tarihinde 954,97 TL olarak güncelleneceğini, bu nedenle Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2021/2223 Esas sayılı dosyası ile müvekkili lehine hükmedilen maddi manevi tazminat, fark nafaka ve ÜFE oranına göre güncellendiğini, nafaka alacağı için icra takibi başlatıldığını, Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2021/2223 Esas sayılı dosyası ile iştirak nafakası yönünden 26/10/2021 tarihinde icra takibine geçildiğinden tahsilde tekerrüre neden olunmaması için de Ortaca İcra Müdürlüğü'nün...

                İcra Müdürlüğünün 2016/14723 esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi nedeniyle henüz kesinleşmediği, İİK'nun 72/5 maddesi uyarınca, dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur hükmü uyarınca icra takibinin icra müdürlüğünce durdurulduğu, aynı maddenin 79/5- c-2 "İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir " düzenlendiği, henüz menfi tespit davasının kesinleşmemesi nedeniyle icra dairesince icranın iadesine ve hacizlerin kaldırılmamasının yerinde olduğu ayrıca borçluya yönelik haciz işlemlerinin menfi tespit davası kesinleşinceye kadar zaman aşımının kesildiği, bu kapsamda İİK'nun 106 ve 110 maddesinde öngörülen 6 aylık ve 1 yıllık zaman aşımlarının işlemeyeceği dikkate alındığında icra mahkemesinin kararının yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki...

                UYAP Entegrasyonu