Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fakat, 25.01.1984 tarihli ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da ifade edildiği üzere Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrası hakkın kötüye kullanılması yasağına ilişkin düzenleme getirmiştir. Hakkın kötüye kullanılması yasağının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağı sağlamaktadır. Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrasındaki kuralla, kanunun ve hakkın mutlaklığı ilkesine bir istisna getirilmiştir. Hiç kuşkusuz, bu kuralın her meseleye uygulanmaması, haksızlığın giderilmesi amacıyla istisna olarak uygulanması gerekir....

    Fakat, 25.01.1984 tarihli ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da ifade edildiği üzere Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrası hakkın kötüye kullanılması yasağına ilişkin düzenleme getirmiştir. Hakkın kötüye kullanılması yasağının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağı sağlamaktadır. Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrasındaki kuralla, kanunun ve hakkın mutlaklığı ilkesine bir istisna getirilmiştir. Hiç kuşkusuz, bu kuralın her meseleye uygulanmaması, haksızlığın giderilmesi amacıyla istisna olarak uygulanması gerekir....

      Fakat, 25.01.1984 tarihli ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da ifade edildiği üzere Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrası hakkın kötüye kullanılması yasağına ilişkin düzenleme getirmiştir. Hakkın kötüye kullanılması yasağının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağı sağlamaktadır. Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrasındaki kuralla, kanunun ve hakkın mutlaklığı ilkesine bir istisna getirilmiştir. Hiç kuşkusuz, bu kuralın her meseleye uygulanmaması, haksızlığın giderilmesi amacıyla istisna olarak uygulanması gerekir....

        Fakat, 25.01.1984 tarihli ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da ifade edildiği üzere Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrası hakkın kötüye kullanılması yasağına ilişkin düzenleme getirmiştir. Hakkın kötüye kullanılması yasağının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağı sağlamaktadır. Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrasındaki kuralla, kanunun ve hakkın mutlaklığı ilkesine bir istisna getirilmiştir. Hiç kuşkusuz, bu kuralın her meseleye uygulanmaması, haksızlığın giderilmesi amacıyla istisna olarak uygulanması gerekir....

          Fakat, 25.01.1984 tarihli ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da ifade edildiği üzere Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrası hakkın kötüye kullanılması yasağına ilişkin düzenleme getirmiştir. Hakkın kötüye kullanılması yasağının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağı sağlamaktadır. Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrasındaki kuralla, kanunun ve hakkın mutlaklığı ilkesine bir istisna getirilmiştir. Hiç kuşkusuz, bu kuralın her meseleye uygulanmaması, haksızlığın giderilmesi amacıyla istisna olarak uygulanması gerekir....

            Fakat, 25.01.1984 tarihli ve 3/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da ifade edildiği üzere Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrası hakkın kötüye kullanılması yasağına ilişkin düzenleme getirmiştir. Hakkın kötüye kullanılması yasağının amacı, hakime özel ve istisnai hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme olanağı sağlamaktadır. Türk Medeni Kanununun 2.maddesinin 2.fıkrasındaki kuralla, kanunun ve hakkın mutlaklığı ilkesine bir istisna getirilmiştir. Hiç kuşkusuz, bu kuralın her meseleye uygulanmaması, haksızlığın giderilmesi amacıyla istisna olarak uygulanması gerekir....

              Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat istekli davanın reddedildiği ve kararın 25.03.2014 tarihinde kesinleştiği, daha sonra davacı taraf, taşınmazın yolsuz tescilini sağlayan 26.08.2008 tarihli vekaletnamenin karar tarihinden sonra ele geçirildiğini, anılan davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olmayıp, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, saik değerlendirmesinde hataya düşüldüğünü belirterek adli yardım istekli yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin süreye rağmen nispi başvuru harcı yatırılmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

                Dava konusu pay hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde, bu davanın sonunda kayıt maliki değişebileceğinden, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasının sonucu da bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davalarının 6100 sayılı HMK'nin 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil davası için bekletici mesele yapılması gerekir. Somut olayda mahkemece, dava konusu önalım hakkına konu hisse hakkında Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/202 Esas - 2015/232 Karar sayılı dosyasında vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, mahkemece 16.06.2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek dava konusu hisselerin dava dışı ... ve ... adına tesciline karar verildiği belirtilerek davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yapılan incelemede Manavgat 1....

                  Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava konusu devre mülk hissesinin davacı adına tapuda tescilinin yapıldığı, devre mülkün iskan ruhsatının bulunduğu, sözleşmeye konu davacıya satışı yapılan devre mülkün fiilen teslim edilerek kullanıldığı dosyada mevcut konaklama belgelerinden anlaşılmış olup, konaklama belgelerinde konaklamanın gerçekleştiği belirtilen dairenin ve tarihin tapu belgesinde ve sözleşmede belirtilen daire ve dönemlere ilişkin olması karşısında tecrübe ve muayene koşulunun gerçekleştiği, davacı tarafından süresi içinde cayma hakkının kullanılmadığı, davacının uzun süreli konaklamalardan sonra sözleşmenin iptali ile bedel iadesi talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu ve Medeni Kanun'un 2. ve 3. maddelerinde düzenlenen dürüst davranma ve iyiniyet kuralları ile de bağdaşmadığı anlaşılmış olduğundan, davacının sözleşmenin feshini ve yaptığı ödemeyi talep hakkının bulunmadığı gerekçesiyle "Davanın subuta ermemesi nedeni ile REDDİNE, " karar verilmiştir...

                  Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tamamen davacının bilgisi dahilinde dava konusu yeri diğer davalıya devrettiğini, davacının taşınmaz devir edilmeden ve taşınmaz devir edildikten sonra yapılan işlemlerden haberi olduğunu, davacının satıştan haberinin olmadığını iddia etmesinin kötüniyetli olduğunu, açılan davanın kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, müvekkili Burhan’ın davalı olarak bu dava da yer alması doğru olmadığını, davacı tarafın vekaletnamenin kötüye kullanıldığını iddia ediyorsa müvekkiline ilişkin vekaletnamenin kötüye kullanılmasından kaynaklı tapu iptal ve tescil davası açması gerektiğini, davacı ile davalı şirket arasında yapılan sözleşmenin 1. maddesinde dava konusu yer için '' ........

                  UYAP Entegrasyonu