nın 8/II-3. maddesine göre taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin görevindedir. Davanın yalnızca zilyetliğinin korunmasına yönelik olduğunun kriteri, taşınmaz mallarda taşınmazla davanın taraflarından biri dışında üçüncü kişi ve kurumlar adına tapuda kayıtlı olması zorunludur. Somut olayda, çekişmeli taşınmaz 3. kişi durumundaki Hazine adına kayıtlı olup davanın zilyetliğin korunması olarak düşünülmesi gerekli ise de, davacı zilyetliğin korunması ile birlikte ecrimisil de talep ettiğine göre, dava tarihindeki değere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Dava tarihi ve dava değeri esas alındığında, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazılığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Köyü çalışma alanında bulunan 136 ada 2 parsel sayılı 332,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına dayalı olarak betonarme sağlık ocağı binası ve arsası niteliğiyle davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak murisleri adına tespit ve tescil edilen 136 ada 1, 4 ve 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazların devamı niteliğinde bulunan bu yerin Hazine adına oluşan tapu kaydının iptali ile murisleri ...,...,... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Buna göre davalı tarafın 2002 yılında başlayan fiili zilyetliğinin hakka dayalı olmadığı, ... tarafından davacı ...' a 01.04.2002 tarihli senet ile zilyetliği devir ve teslim edilen yeri zaptetmek suretiyle zilyetliğin başladığı anlaşılmıştır. Yine davalılar ile satıcı ... arasında düzenlenen sonraki tarihli sözleşme, satıcı... tarafından, kendisinin önceki beyanlarıyla çelişki oluşturacak şekilde, davacı ...' a ihbarname gönderip akabinde (haklı sebebe dayanmadığı temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen) senet iptali istemiyle dava açması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde de, davalı tarafın zilyetliğinin haklı bir sebebe dayanmadığı ve senet satıcısı ... ve davalıların yargılama sırasındaki tutumlarının kötü niyetli olduğu kuşkusuzdur....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24/11/2017 tarihinde verilen dilekçeyle hakka dayalı zilyetliğin korunması talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 17/01/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi; davanın zilyetliğin korunması davası olduğu gerekçesiyle, Gazipaşa Sulh Hukuk Mahkemesi ise; taraflar arasında muaraza bulunduğunu, bu muarazanın müdahale olarak değerlendirilmesinin gerektiğini ve taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin görev sınırını aşmış olduğunu gerekçe göstererek görevsizlik kararı vermişlerdir. Somut olayda;dava konusu taşınmazın Hazine adına hükmen kayıtlı bulunması ve davacılar tarafından zilyetliğin korunması için dava açılmış olması nedeniyle HUMK. nun 8/ II-3 maddesi gereği uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Gazipaşa Sulh Hukuk Mahkemesinin merci tayinine 17/04/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunması değil, tapu iptali ve tescil davası olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Somut olayda, uyuşmazlık konusu taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, taşınmazda davacının uzun yıllardan beri zilyet olduğu ve zilyetliğe dayanarak tescil davası açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25 ve 26.)maddeleri gereğince Antalya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 4.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, zilyetliğin korunması davalarının HMK.'nun 4/c maddesi gereğince sulh hukuk mahkemelerinin görevinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi vekili tarafından davacı tarafın üç farklı talep ile dava açtığı, eldeki davanın asliye hukuk mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir. Dava, tesbit ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, zilyetliğin korunması davalarının HMK.'nun 4/c maddesi gereğince sulh hukuk mahkemelerinin görevinde olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, ise de; dava, sadece zilyetliğin korunması davası olmayıp, zilyetliğin tesbiti, tazminat ve taşınmazın 2/B sahasında olup olmadığının tesbiti taleplerine ilişkindir. 1086 sayılı ...M.K'nun 8/3. maddesi ve 6100 sayılı H.M.K'nun 4/c maddesine göre, sadece zilyetliğin korunması davaları, sulh hukuk mahkemelerinin görevindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece; bozmadan önce, davacının talebinin salt zilyetliğe vaki el atmanın önlenmesi olmayıp, davacının iddiasının dayanağının hakka dayalı olduğu 6100 sayılı Yasa'nın 2. maddesi dikkate alındığında, mal varlığı haklarına ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, Daire'nin ... sayılı kararı ile, davacının talebinin zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanmak olduğu, davacının talebine ilişkin incelemenin, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca usulüne uygun yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece, “davanın zilyetlik hükümlerine dayalı olarak açıldığı gerekçesiyle görevsizliğe, dosyanın kesinleşmesini takiben Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde henüz mülkiyet hakkı doğmamış zilyetliğin bulunması veya taşınmazın hukuki niteliği itibariyle zilyetlikle kazanıma elverişli olmadığı durumlarda, zilyet olunana müdahale edilmesi halinde zilyetliğin korunmasının istenebileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. TMK.nun 683 ve devamı maddelerinde ise, tescili talep etme hakkı doğan zilyedin müdahale edene karşı elatmanın önlenilmesi davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre sırf zilyetliğin korunması talebi ile TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan davalarda, dava konusu taşınmazın değerine bakılmaksızın HUMK.nun ......