Dava, Medeni Yasanın 937 ve 987. maddelerine göre açılan zilyetliğin korunması ve haksız elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair Ceyhan 1....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1054 KARAR NO : 2022/1400 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKÇAABAT SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03.03.2022 NUMARASI : 2021/66 ESAS - 2022/319 KARAR DAVA KONUSU : Zilyetliğin Tespiti Ve Korunması (TMK 981.Maddesine Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
Yukarıda belirtildiği üzere dava, Türk Medeni Kanununun 981 vd. maddelerine göre açılmış zilyetliğin korunması istemine değil, tahsise dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek davanın bir yıllık süre içinde açılmadığından bahisle reddi açıklanan nedenle doğru değildir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, tahsise dayalı elatmanın önlenmesi istemine ilişkin toplanan delilleri değerlendirmek ve bunun sonucuna uygun bir hüküm kurmak olmalıdır. Karar, açıklanan nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda yazılı nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 01.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, kira sözleşmesine dayalı zilyetliğin korunması istemli zilyetliğin tespitinden kaynaklanmaktadır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 05/07/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
O halde TMK.nun 683. maddesi uyarınca aynı hakka dayalı olarak açılmış bir dava ve istekten söz edilemez. Davacı vekili, her ne kadar dava dilekçesinde taşınmaz üzerinde davacının eklemeli zilyetlikle tescil talep etme koşullarının gerçekleştiğini bildirmiş ise de, taşınmazın belirlenen niteliği karşısında davacı tarafın mülkiyet hakkına dayanması mümkün değildir; ancak, zilyetliğinden söz edilebilir. Davacı vekili alacak talebinin yanı sıra müdahalenin önlenmesini de talep etmiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. HUMK.nun 8/II-3 maddesi uyarınca, taşınır ve taşınmaz malların üzerinde sürdürülen zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda değere bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....
Dava zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davacının Hazineye karşı tapu iptal ve tescil davası açması gerektiği belirtilerek davalı şahsa karşı açtığı meni müdahale davasının reddine dair hüküm kurulmuş ise de, TMK'nun 981, 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. HMK 4/c maddesine göre de, salt zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. Bu nedenle mahkemece görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilmeden işin esasına ilişkin hüküm kurulması hatalı olmuştur....
yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında salt zilyetliğin tespiti ve korunması istemiyle açılan davalarda görevli olan sulh hukuk mahkemesinde değil, hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli olan asliye hukuk mahkemesinde açıldığı ve halen görülmekte olup mahkemece işin esasının incelenmesine geçildiği anlaşılmaktadır....
Bu nedenle bu işlemler gerçekleşmedikçe tarafların hakka dayalı bir zilyetliğinden söz edilemez. Bu aşamada taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK. 981 vd. maddelerindeki zilyetliğin korunması çerçevesinde çözülmesi gereklidir. Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı veren mahkeme, açıklandığı gibi görevli olduğundan; hüküm bu sebeple bozulmalıdır....
Gerek davacının gerek davalının hakka dayalı zilyetlikleri bulunmadığından, bu davada öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus; davacının somut olayda, davalıya karşı üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunup bulunmadığıdır. TMK’nun 973 ve devamı maddeleri uyarınca, zilyetliğin korunmasına ilişkin işbu davada, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 09.10.1946 tarih, 1946/6-12 Esas ve Karar sayılı kararında aynen “…MK’nun 896 (TMK’nun 983) maddesi uyarınca bir taşınmazda zilyetliği tecavüze uğrayan kimsenin bu hakkının korunması için açacağı davada; şey’e malik olduğunu veya zilyetlik hakkını beyana lüzum olmadan sadece zilyetlik sıfatını değiştirerek tecavüzü ispat etmesi yeter. Bu halde, hakim, yalnız davacının gerçek ise zilyetlik halini tespit ederek tecavüzün önlenmesine karar verir. Bu karar, zilyetlik konusunda kesin hüküm meydana getirmez....