WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Bu durumda mülkiyet iddiasıyla zilyet olan davacının açtığı tazminat istemine ilişkin olan davanın, dava dilekçesinde belirtilen ve harç alınan değerine göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın ... ve .... maddeleri gereğince; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 18/06/2018 gününde oy birliği ile karar verildi....

    Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden de yararlanma olanağına sahiptir. Talepte bulunan hakkının hangi şekilde daha iyi korunacağını düşünüyorsa o hükümlere dayalı olarak ayrı ayrı koruma talep edebilir. Davacının dava dilekçesi ve sonraki açıklamalarından mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi talebinde bulunduğu açıktır. Davacı dilerse TMK'nın 981. maddesine dayalı salt zilyetliğin korunmasına dayalı müdahalenin önlenmesi davası açma hakkına sahiptir. Hâkim Türk Hukuku'nu resen uygular (HMK 33)....

    -YTL değer gösterilerek açıldığı, davacının sözleşmeye ve bir hakka dayalı olarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, asliye hukuk mahkemesinde davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu kabul edilip görevsizlik kararı verilmişse de davacının bir hakka dayalı olarak dava açtığı anlaşılmakla, H.Y.U.Y.'nın 8. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/02/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Maddesine göre korunmaya değer ... bir hakkının ve zilyetliğinin olmayıp, bu hakkın ve zilyetliğin müvekkillerine ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Medeni Yasanın 984. Maddesinde anılan 2 ay ve 1 yıllık hak düşürücü sürelerin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medeni Yasanın 937 ve 987. maddelerine göre açılan zilyetliğin korunması ve haksız el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir....

        Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacının zilyetliğe dayanarak böyle bir taşınmazda tescil davası açması veya Orman İdaresi aleyhine zilyetliğin korunması biçiminde dava açması düşünülemez. Ancak, Orman İdaresi dışında diğer mütecavizlere karşı zilyetlik hukukundan kaynaklanan zilyetliğin korunması veya temelinde zilyetlik olmakla birlikte özel hukuk hükümlerine tabi olarak açılan davalarda bu kuralın uygulanmasına yer bulunmamaktadır. Orman İdaresinin taraf olmadığı, herhangi bir iddiasının da bulunmadığı orman sayılan yerler üzerinde taraflar arasındaki zilyetlikten kaynaklanan ihtilafların incelenmesine engel teşkil edecek herhangi bir hukuki düzenleme bulunmamaktadır. Aksi görüşün kabulü halinde sonraki mütecavizin önceki zilyede karşı himayesi yolu benimsenmiş olur ki, böyle bir uygulama ve kabul tapusuz taşınmazlar bakımından üzerinde sürdürülen zilyetlik hukuki müessesesiyle sağlanmak istenen huzur ve güven ortamının tahammül edilemez derecede bozulmasına yol açar....

            Asliye Hukuk Mahkemesi, uyuşmazlığın zilyetliğe dayalı müdahalenin men'i talebine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın komşuluk hukukuna dayalı müdahalenin önlenmesi davası olduğu ve salt zilyetliğin korunması istemine dayalı olmadığından asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 4/c maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin “.....Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları....” görmekle görevli olduğu belirtilmiştir. Diğer yandan 4721 sayılı TMK.nin 737. maddesinde ise ”Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir....

              Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nin 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

              Nitekim, davacı başlanğıçta Sulh Hukuk Mahkemesine dava açmış, davanın zilyetliğin korunması niteliğinde olmadığı şahsi hakka dayandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karar Dairemiz denetiminden de geçerek kesinleşmiştir. Artık davanın şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi olduğu noktasında davacı yan yararına usulü kazanılmış hak da oluşmuştur. Tüm bu olgular birlikte gözetildiğinde davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde önem arz etmektedir. Yarışan kişisel haklardan hangisine üstünlük verileceğini tapu iptali tescil davası sonucu belirleyecektir. Burada, bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca veya idari makamlarca çözümlenmesine değin beklenilmesi gereken sorunlar nedeniyle kabul edilen ve bekletici sorun olarak adlandırılan usul hukuk uygulanması gerektiği kuşkusuzdur....

                Noterliğinin 01.11.2006 gün ve 21906 yevmiye sayılı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Çekişme konusu mesken ihtilafsız ve Hazine adına tapuda kayıtlı olan 338 ada 14 sayılı parsel üzerinde bulunmaktadır. Bu durumda, dava, TMK.nun 981 ve devamı maddelerine dayalı bulunan zilyetliğin korunmasına ilişkin değildir. Hal böyle olunca; temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu