Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye isabet edip etmediği hazır olan yerel bilirkişi ve tanıklara sorularak belirlenmeli, taşınmaz taksimen ...'e isabet etmiş ise bu kez muris tarafından ...'...

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1444 KARAR NO : 2022/1137 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/09/2019 NUMARASI : 2018/105 ESAS, 2019/358 KARAR DAVA KONUSU : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti KARAR : KARAR Yukarıda esas ve karar numarası yazılı Şile Asliye Hukuk Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yolu başvurusu yapılmış olmakla HMK.nun 352/1. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonunda; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu T9 adına kayıtlı Şile İlçesi, Kızılcaköy Mah....

    ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, şahsi hakka dayalı ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı, ... Mahallesi ... Caddesi No:2 adresinde kain binanın 18/20 oranında maliki olduğunu, davalıların ise 2/20 oranında malik olmalarına karşın paylarından fazla yer kullanarak payına tecavüz ettiğini, daha önce ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/825 E 2011/34 K sayılı dosyasında görülen ecrimisil davasının kabul edilerek kesinleştiğini, davalıların paylarına karşılık fazladan 9.189,84 TL gelir elde ettiğini ileri sürerek 27/06/2007 – 26/04/2012 tarihleri arasındaki dönem için toplam 9.184,84 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasını istemiştir. Davalılar, ......

      Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davacı, herhangi bir şahsi ya da ayni hakka dayanmadan salt zilyetlik iddiasına dayalı olarak, zilyetliğine yapılan müdahalenin önlenmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 4. Maddesinde; dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları sulh hukuk mahkemelerinin göreceği düzenlenmiştir. Bu yönüyle davaya bakmakla görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olup, ilk derece mahkemesinin kararı yerindedir....

      Tarafların iddia ve savunmalarına göre dava salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmayıp uyuşmazlık taşınmaz üzerinde inşa edilen binaya ilişkindir. Yani zeminle ilgili bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Dava konusu ve muhtesat niteliğindeki binanın 09.06.2008 tarihli teknik bilirkişi raporundaki açıklamalara göre bir kısmının tapusuz alanda, bir kısmının ise dava dışı şirket adına tapuda kayıtlı 863 ada 6 parsel içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlığın zeminle bir ilgisi yoktur. Uyuşmazlık zemin üzerinde yer alan binaya ilişkin olup hakka dayalıdır. Bu nedenle somut olgunun TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu bakımdan işin çözümü, zilyetliğin korunması davası kapsamında değil, (TMK. m. 981 vd.) hakka dayalı bir dava olarak değerlendirilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekir....

        Davacı, annesi Saliha ile tapu maliki Musa arasında çekişmeli taşınmazın taksim edildiğini ve taşınmazın taksimen annesine, ondan da kendisine kaldığını ve bu nedenle miras ilişkisi olmadığını ileri sürdüğüne göre, uyuşmazlık taşınmaz üzerinde hangi taraf lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu noktasında toplanmaktadır. Mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ihtilafı aydınlatmaya yeterli değildir. Bu şekilde eksik ve yetersiz incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz....

          TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde de; zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Bu tür davalarda, taşınmaz üzerinde hangi tarafın üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunduğunun saptanması, uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekmektedir. Kaldı ki; bu tür davalarda, husumet yöneltilmeyen kayıt malikine davanın ihbarına gerek yoktur. Çünkü zilyetliğin korunması davaları ilgilisine herhangi bir şekilde mülkiyet hakkı bahşetmez ve kayıt malikinin açacağı davalara da engel teşkil etmez. Açılan dava niteliği gereği öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus davacının somut olayda davalıya karşı üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunup bulunmadığıdır....

          Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın idare yargıda görülmesi gerektiğinden, dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ın 19.04.2013 tarihli rapor ve eki krokisinde 18 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 18981,67 m2 lik taşınmaz, 23 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 6097,25 m2 lik taşınmaz, 24 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 20789,79 m2 lik taşınmaz, 26 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 8238,97 m2 lik taşınmaz, 28 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 4371,33 m2 lik taşınmaz, 29 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 1142,87 m2 lik taşınmaz ve 44 zilyetlik parsel numarası ile belirtilen 1890,20 m2 lik taşınmazda davacı ...'nın zilyetliğinin tespitine, birleşen Serik 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/229 Esas, 2014/613 Karar sayılı dosyasında davacı ...'in davasının kabulü ile; ... ili Serik İlçesi Akbaş Mahallesinde yer alan ve fen bilirkişisi ...... ...'...

              Hal böyle olunca, Mahkemece yeniden keşif günü belirlenerek masrafı davalı tarafça karşılandığında taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, davetiye ve diğer giderleri yatırılarak katılımlarının sağlanması halinde tanıklar taşınmaz başında dinlenerek davacıyla davalının zilyetliğinin başlangıcı, süresi ve zilyetliğinin sürdürülüş şekli, her iki tarafın taşınmazları arasındaki ortak sınırın neresi olduğu, davacı taraf senet deliline dayanmaktan vazgeçtiğini ileri sürdüğüne göre taşınmazdaki zilyetliğinin neye dayalı olduğu, kadastro tespit tarihine kadar en az 20 yıl süreyle zilyet olup olmadığı hususları sorulup saptanmalı, ondan sonra ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu