Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz zilyetliğinin tespiti ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki taşınmazın zilyetliğinin tespiti davasının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 18.09.2013 gün ve 576/447 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

    kime ait olduğu, zilyetliğin süresinin ne kadar olduğu, zilyetliğin asli mi yoksa fer'i nitelikte mi olduğu, davacıların zilyetliğinin dayanağı hukuksal nedeninin ne olduğu hususlarını belirlemekten uzak, soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak hüküm kurulduğu belirtilerek, Mahkemece; öncelikle davacılara taşınmazın kendileri ile davalıların murisi arasında paylı olmasını gerektirir hukuki neden ile davalarını dayandırdıkları maddi vakaların açıklattırılması, sonrasında gerek davacılardan dayandıkları delillerin, gerekse davalıların dayanağı tapu kaydının sıra numarasının sorulup saptanması, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazın tespite esas vergi kayıtlarının getirtilmesi, akabinde yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler ve fen elemanı, tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü ile tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU KANUN YOLU: TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın yargılama sırasında 6292 sayılı Kanun uyarınca satılarak, dava dışı ... adına tescil edildiği ve bu nedenle zilyetliğe dayalı taleplerin ileri sürülmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davaya zilyetliğin şerhine yönelik olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi, davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararının mevcut olduğu belirtilerek, Mahkemece, öncelikle davacı tarafa, ...'...

        Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan hakkın niteliğine göre belirlenir....

        Yargılama sırasında ... ve ..., miras yolu ile gelen hakka dayanarak çekişmeli taşınmazın kök muris... adına tescili istemiyle davaya katılmışlardır. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davasının reddine, müdahil davacıların davalarının kabulüne ve çekişmeli taşınmazın... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekişmeli taşınmazın taraflarının murisi ...'den intikal ettiği, terekesinin taksim edilmediği ve davacı tarafın taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı anlaşıldığına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.09.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

          ASHM'nin 2016/210 esas sayılı dosya üzerinden karar bağlanan tapu iptal davasında "davanın dayanağı eski tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza okumadığı farklı bir alanı gösterdiği gerekçesi ile " davanın reddine karar verildiğini, taşınmaz üzerinde keşif yapıldığında müvekkiline ait taşınmazın davalı köy tarafından mera olarak kullanıldığının, hayvanların otlatıldığının görüleceğini ve davalının müvekkiline ait taşınmaz içerisine gölet yapmak istediğini beyan ederek davalının, müvekkilinin taşınmazına el atmasının önlenmesini ve davalının taşınmazda tahliyesini talep ettiği anlaşılmıştır. TMK'nin 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğinin korunmasını isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu taşınmaz üzerinde kişisel hak sahibi olduğu, davalıların dava konusu taşınmaza yönelik elatma fiilinin hakka dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri İstinaf dilekçesinde; Müvekkilerinin 40 yıldır taşınmazda zilyet olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, Mahkemece zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmediğini, Davacı tarafça yanlış taşınmazın ecrimisil bedelinin ödendiğini, Hazineye işgal tazminatı ödenmesinin mülkiyet hakkı kazandırmayacağını, Tanıklarını taşınmaz başında dinlenmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür. C....

            Buna göre davalı tarafın 2002 yılında başlayan fiili zilyetliğinin hakka dayalı olmadığı, ... tarafından davacı ...' a 01.04.2002 tarihli senet ile zilyetliği devir ve teslim edilen yeri zaptetmek suretiyle zilyetliğin başladığı anlaşılmıştır. Yine davalılar ile satıcı ... arasında düzenlenen sonraki tarihli sözleşme, satıcı... tarafından, kendisinin önceki beyanlarıyla çelişki oluşturacak şekilde, davacı ...' a ihbarname gönderip akabinde (haklı sebebe dayanmadığı temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen) senet iptali istemiyle dava açması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde de, davalı tarafın zilyetliğinin haklı bir sebebe dayanmadığı ve senet satıcısı ... ve davalıların yargılama sırasındaki tutumlarının kötü niyetli olduğu kuşkusuzdur....

              İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....

              İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu