Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 125 ada 8 parsel sayılı, 2.541,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tarla vasfıyla davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., kardeşi olan davalı ...’a karşı, temyize konu taşınmazın müşterek murisleri ...’dan mirasçılarına kaldığı ve murisin terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla tapu kaydının iptali ve miras payı oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ... ise, tarihsiz senede dayanarak muris ... tarafından "..." mevkiindeki taşınmazların kendisine hibe edildiğini belirtmek suretiyle davanın reddini savunmuştur....

    Somut davada, davacı taraf dava konusu edilen taşınmazın, fen bilirkişisi raporunda gösterili A harfi ile işaretli kısmının, kendi babası tarafından davalının babasından satın alındığını ve zilyetliklerinin 20 yıldan fazla devam ettiğini taşınmaz üzerinde ev ve bir kısım yapılar yaptıklarını açıklamıştır. Davalı taraf ise keşifte alınan beyanında; taşınmaza davacının babasının uzun yıllar zilyet olduğunu doğrulamış, aynı parsel üzerinde davacının babasından adi senet ile yapı satın almış, ancak zilyetliğinin mülkiyete değil rıza göstermelerine dayalı olduğunu beyan etmiştir. Netice itibari ile davacının babasına ait taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunduğu davalı tarafça da doğrulanmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti, Kamulaştırma Bedelinin Verilmesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 19.12.1991 tarihinde kesinleşen kadastro tespiti öncesinde 31.08.1987 tarih ve 19 sıra nolu tapu kaydına dayalı 104 ada 22 numaralı kadastro parselinin davacı tarafından satın alındığının tespiti ile taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle bedellerinin davacıya ödenmesi istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      kira sözleşmesine ve kiracı olması nedeniyle kişisel hakka dayandığı, zilyetliğe dayanmadığnı, davanın TMK'nun 683 ve devamı maddeleri kapsamında saldırının önlenmesi istemli el atmanın önlenmesine ilişkin olduğunu, bu haliyle kişisel hakka dayalı saldırının önlenmesi konulu davanın Asliye Hukuk Mahkemesi görevine girdiğini belirtilerek istinaf talebinin kabulü ile Büyükçekmece 4....

      Hal böyle olunca, davaya zilyetliğin şerhine yönelik olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. Bu nedenle, yargılama sırasında dava tarihinden önce taşınmaz malikinin değişerek davalı 'un tapu kayıt maliki olduğunun anlaşılması karşısında dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan tespit ve tescile itiraz davası olmaktan çıkmış, zilyetliğin tespiti davasına dönüşmüştür. Dosya içeriğine göre, çekişmeli taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin muris Mehmet Karakoç ile başladığı, davalıların zilyetliğinin de muristen gelen miras hakkına dayalı olarak yani mirasçı sıfatıyla sürdürüldüğü anlaşılmaktadır....

        Kural olarak; bu tür taşınmazlar üzerindeki gerçek kişilerin zilyetliğinin korunması gerekir ise de, kendilerine dava ihbar olunan Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri davaya dahili davalı olarak katıldıklarından artık gerçek kişilerin zilyetliğinin korunması söz konusu olamaz. Davacının TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni bir hakkı da söz konusu değildir. Taşınmaz Hazineye ait olup Hazinenin davada yer almış bulunması nedeniyle davacının şahsi hakka dayalı zilyetliğine üstünlük tanınması olanağı bulunmamaktadır. Hazine davada taraf olduğuna göre, TMK.nun 981 ve devamı maddelerinin somut olayda uygulama olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davacı tarafın zilyetliğinin korunmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır....

          Türk Medenî Kanununun 981, 982 ve 983. maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Bu maddelerde düzenlenen davalar ile, zilyet; zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, sulh mahkemelerinde dava açar ve bu mahkemelerde uygulanan basit yargılama usûlünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 15.06.1983 gün ve 3351/679 sayılı; 25.11.1987 gün ve 394/876 sayılı; 06.10.1993 gün ve 1993/14-423-561 sayılı, 25.11.2009 gün ve 8-518/573 kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır....

            un çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 1955 tarihinde başladığını, öncesinde taşınmaz üzerinde kimsenin zilyetliğinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Esasen bu yön mahkemenin de kabulünde olduğuna göre zilyetliğin başladığı 1955 yılı ile taşınmazın tespitinin yapıldığı 1970 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. madesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz edinebilmek için gerekli 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı kuşkusuzdur. Ne var ki; mahkemece zilyetlik süresinin, 1955 yılı ile davalıların miras bırakanı ...'un davada müdahil olan ...'a taşınmazı haricen sattığı 1977 yılı esas alınarak yanlış hesaplandığı anlaşılmaktadır....

              Köyü çalışma alanında bulunan 120 ada 11 parsel sayılı 9556,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına; 120 ada 14 ve 16 parsel sayılı 6.520,23 ve 370.39 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ... adına ve 120 ada 15 parsel sayılı 5774,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına ve 120 ada 32 parsel sayılı 995 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hisseli olarak ..., ... ve ... adlarına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 120 ada 11, 14, 15, 16 ve 32 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının davacının miras hissesi olan 1/7 oranında iptali ile iptal edilen payların davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                parsel sayılı taşınmazlar ... adına; 139 ada 9 parsel sayılı taşınmaz ...,... adlarına ve 139 ada 10 parsel sayılı taşınmaz ise ... ve ... adlarına tespit edilmiş iken, itiraz üzerine komisyon kararıyla taşınmazların tespiti davalı ... adına yapılmıştır. Davacı ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka dayanarak, kadastro tespitlerinin iptali ve taşınmazların ... mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacılardan ..., ... ve ...’nun davalarının kabulüne, ... ve ...’nun davalarının feragat nedeniyle reddine, çekişmeli taşınmazların kadastro komisyon kararlarının iptali ile taşınmazların davacı ... ve ... dışındaki ... mirasçıları adına hüküm yerinde gösterilen payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu