"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti, müdahalenin men'i ve kal istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, karayolları kamulaştırma alanı içindeki taşınmazın zilyetliğinin davacılara ait olduğunun tespiti, müdahalenin önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Sulh hukuk mahkemesince, davanın malvarlığı hakkından kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye hukuk mahkemesi ise, davacıların zilyetliğin kendilerine tanıdığı yetkiye dayanarak koruma talep ettiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 4/1-c maddesine göre sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları" görür....
Davacı ..., çekişmeli 3800 ve 4340 parsel sayılı taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasıyla, zilyetliğinin tespiti ve beyanlar hanesine şerh verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen, çekişmeli 3800 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın kabulü ile davacının zilyetliğinin tespitine; çekişmeli 4340 parsel sayılı taşınmaz bakımından davanın reddine ilişkin önceki hüküm, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, ... (Kapatılan) 16....
Dava ve temyize konu 298 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tespit gününde lehine tescil hükmü verilen davalı taraf yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, 154 ada 44 parsel parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise davalının zemini ekonomik amacına uygun olarak kullanmak koşulu ile iktisap sağlayan süreye ulaşan zilyetliğinin bulunmadığı, mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Mahkemece bu olgular dikkate alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı hazine ile davalı ...’nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, davalı ...’dan harç peşin alındığından ve hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 25.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
vekil edeni adına tespiti ile tapu kaydına şerh verilmesine karar verilmesi istemiştir....
Davacı taraf, taşınmaz maliki Belediye'nin taraf olmadığı eldeki bu davada, herhangi bir hakka değil, sadece, zilyetlik iddiasına dayanmaktadır. O halde, bu davada öncelikle çözüme kavuşturulması gereken husus: davacının somut olayda, davalıya karşı üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunup bulunmadığıdır. Çözümlenmesi gereken sorun bu olunca, zilyetlik kavramı, niteliği, hukuki fonksiyonları üzerinde kısaca durulmasında yarar vardır. Zilyetlik eşya ile şahıs arasında eylemli (fiili) bir bağ, yani ilişki olup ve buna bağlı olarak da fiili hakimiyet altında bulundurmaktan doğan hukuki yetki ve vecibeleri de gösteren ve düzenleyen hukuki bir müessesedir. Kanunda sözü edilen fiili hakimiyetin meydana geliş şekli önemli değildir. Bu korumanın sosyal huzur ve sükunun korunması ve sağlanması için kabul edilmiş olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Zilyetliğin hukuki fonksiyonlarından biri de fiili durumun başkaları tarafından keyfi olarak bozulmasını önlemektir....
nın ismi geçmekte ise de taşınmaz başında yapılan keşifte yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre senette adı geçenlerle birlikte ...'ın da taşınmazı satın aldığı ve bu tarihten itibaren tespitin yapıldığı 1985 ...'ın taşınmazın bir bölümünü meyve ağaçları dikmek suretiyle zilyet ve tasarrufunda bulundurduğu, zilyetliğinin malik sıfatıyla olduğu, lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği, davacı taraf her ne kadar ...'...
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmaz üzerinde TEDAŞ tarafından geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle zilyetliğinin tespiti isteğine ilişkindir. TEDAŞ'ın taşınmaz üzerinden nakil hattı geçirmesi irtifak hakkının kullanılması niteliğindedir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4. maddesinde "Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir." denilmiştir....
Mahkemece, kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının zilyetliğinin tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine Temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, tapusuz taşınmaz üzerinde TEDAŞ tarafından geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle zilyetliğinin tespiti isteğine ilişkindir. TEDAŞ'ın taşınmaz üzerinden nakil hattı geçirmesi irtifak hakkının kullanılması niteliğindedir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4. maddesinde "Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir." denilmiştir....
Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 104 ada 2 parsel sayılı 10129,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalı hazine adına tespit edilmiş, beyanlar hanesinde Tevfik Karabulut mirasçılarının işgalinde olduğu belirtilmiştir. Davacılar ... ve ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine, 104 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; davacıya diğer ortakların davaya muvafakatlerinin alınması veya Kazım terekesine temsilci atanması için süre verilmeli, verilen süre içerisinde muvafakat alınmaması veya terekeye temsilci atanması için gerekli işlemlerin yapılmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceği düşünülmeli; aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde ise yargılamaya devamla miras bırakanın sağlığında taşınmazını mahallinde yeniden bir fen bilirkişisi, tarafsız yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları marifetiyle keşif yapılmalı, keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın davalının savunmasında ileri sürdüğü şekilde ölümünden önce muris tarafından Şahmurat'a hibe ya da satış yoluyla devredilip devredilmediği, taşınmaz üzerinde murisin ölünceye kadar zilyetliğinin bulunup bulunmadığı, taşınmaza Şahmurat zilyet ise taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin kendi adına mı yoksa muris adına mı olduğu sorularak araştırılmalı, taşınmazın murise ait olduğu veya Şahmurat'a devredilmediğinin...