TEDAŞ'ın taşınmaz üzerinden nakil hattı geçirmesi irtifak hakkının kullanılması niteliğindedir. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4. maddesinde "Taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine amaç için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın belirli kesimi, yüksekliği, derinliği veya kaynak üzerinde kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı kurulabilir." denilmiştir. Anılan maddede kamulaştırma amacının gerçekleştirilmesi için yeterli olduğu takdirde taşınmaz malın mülkiyetinin kamulaştırılması yerine, kamulaştırma yoluyla irtifak hakkının kurulması öngörülmüştür, irtifak hakkının kurulması halinde taşınmazın mülkiyeti sahibinde kalmakta, irtifak hakkı ile sınırlı olarak mülkiyet hakkı, kullanma ve yararlanma devam etmektedir. Taşınmazın mülkiyeti irtifak hakkının kurulması sebebiyle kalkmadığı, mülkiyet hakkı devam ettiği için davacının mal sahibinin tescil hakkı bulunmaktadır. Kural olarak; eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası dinlenilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 15.12.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, tapuda adına kayıtlı 2631 numaralı parselin genel yol ile bağlantısının bulunmadığını belirterek davalılara ait 2621 ve 2632 numaralı parsellerden geçit hakkı kurulması isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir....
Belirtilen nedenle; davacı idarenin usuli kazanılmış hakkı gözetilerek dava konusu taşınmaza dava tarihi olan 2015 yılı verileri esas alınmak suretiyle değer biçilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden 2014 yılı resmi verilerine göre değer biçen bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması, 2)Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu oluşan yeni tapu kaydı ile yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırma konusu daimi ve geçici irtifak alanlarının ölçekli kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi için fen bilirkişisinden ek rapor alınmadan, eksik inceleme ile ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması, 3)Davacı idarece taşınmaz üzerinde daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.10.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı, 218 parsel sayılı taşınmazının anayola cephesi olmadığından, davalıya ait 219 sayılı parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, 218 parsel sayılı taşınmaz lehine, 219 parsel sayılı taşınmazdan 37,38 m2'lik alanda geçit hakkı tesisine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.02.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalı, ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, fen bilirkişisinin 03.08.2012 tarihli raporunda kırmızı renkle gösterilen ve A harfi ile işaretli 128 ada 44 parsel sayılı taşınmaz üzerinden davacıya ait 128 ada 22 sayılı parsel lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.07.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, fen bilirkişisinin 26.11.2012 havale tarihli raporunda kırmızı renkle gösterilen ve A harfi ile işaretli 4462 parsel sayılı taşınmaz üzerinden davacıya ait 1853 sayılı parsel lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece davacıya ait 67 parsel yararına, 71 parsel üzerinden 24.10.2007 tarihli bilirkişi raporunda kırmızı ile boyalı (A) harfi ile gösterilen toplam 138,94 m2’lik kısımdan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir. Hüküm 71 parsel maliki davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Geçit hakkı davasında tüm alternatiflerin değerlendirilmesi yapılarak en uygun yerden geçit hakkı kurulması gerekir. Somut olayda 72 parselin kuzeyinden veya 58 ve 69 parsellerin güneyinden geçit hakkı kurulması değerlendirilmesi yapılmamıştır. Bu alternatiflerin de değerlendirilerek sonucuna göre en uygun geçit yeri üzerinden “fedakarlığın denkleştirilmesi” prensibine uygun olarak geçit hakkı kurulması gerekirken yüzölçümü küçük olan 71 parselden davacının ısrarı dikkate alınarak ve kararda yazılı gerekçe ile geçit kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Dolayısıyla, yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Bunun yanında, geçit ihtiyacının nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece 3 parsel sayılı taşınmazı iki parçaya bölecek biçimde geçit kurulması taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi uygun değildir. Bu nedenle, 12.05.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) ile işaretli kırmızı renkle gösterilen bölümden geçit kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile (B) ile işaretli bölümden geçit kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Genişliği krokide yazılmayan ve infazda tereddüt yaratacak şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna göre geçit kurulması da doğru görülmediğinden hüküm bozulmalıdır" şeklindeki gerekçelerle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davacının kendisine ait taşınmazlar arasında akti irtifak hakkı tesis etmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının diğer itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Mahkemece 12.03.2008 tarihli bilirkişi raporuna göre geçit hakkı tesis edilirken (2,5-3) metre genişliğinde geçit hakkı tesisine denilerek tesis edilen geçit hakkının genişliği konusunda infazda tereddüt edecek şekilde hüküm kurulması ayrıca depo edilen geçit bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmemesi doğru görülmediğinden hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
Oysa, zorunlu geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz olarak kurulması şarttır. Hukuken genel yol sayılmayan bir yola bağlantı kurulması yasanın amacına uygun düşmez. Kurulacak geçit, daha önce bir başka parsel lehine geçit hakkı tesis edilen yerden ana yola ulaşıyorsa bu parseller de geçit güzergahına dahil edilerek ana yola kesintisiz olarak bağlantı sağlanmalıdır. Ancak bu şekilde kurulan geçit ile daha önce üzerinden geçit hakkı tesis edilen taşınmazlara ek külfet yükleneceğinden ve bu taşınmazların maliklerine daha önce geçit bedeli ödendiğinden getirilen ek külfet nedeniyle bu davada da mahkemece takdir edilecek uygun bir miktarda geçit bedelinin ödenmesine karar verilmelidir. Mahkemece tüm bu hususlar gözardı edilerek geçit hakkının kesintisiz olarak kurulmaması ve ek külfet karşılığı ödenmesi gereken bedelin de önceki geçit hakkı lehtarına ödenmesine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir....