Bu beyana başka türlü bir anlam vermek veya bu beyanı geçit hakkı kurulması davasından vazgeçmek şeklinde anlamak olanaklı değildir. Mahkemece toplanan deliller doğrultusunda istemin değerlendirilerek sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 8.2.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 10.10.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Davacı, 3064 parsel sayılı taşınmazı yasasına genel yola çıkış için davalıya ait 3063 parselden en az 4 metre genişliğinde geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının 3064 parsel sayılı taşınmazı lehine, davalının 3063 parselinde krokide M harfi ile gösterilen sarı, kırmızı, yeşil boyalı bölümden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 747....
Arazi niteliğindeki taşınmaza ekilebilir net ürün gelirine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; 1)Dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucu oluşan yeni tapu kaydı ile yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırma konusu daimi ve geçici irtifak alanlarının ölçekli kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmesi için fen bilirkişisinden ek rapor alınmadan, eksik inceleme ile ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması, 2)Davacı idarece taşınmaz üzerinde daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....
Açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya dönüldüğünde; Davacının lehine geçit hakkı kurulması isteğinde bulunduğu 686 parsel numaralı taşınmazın geçit gereksiniminin bulunduğu açıktır.Mahkemece, dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda 686 parsel numaralı taşınmaz yararına 702 parselden geçit hakkı kurulmasına ve daha önce 684 parsel yararına 702, 703, 704, 705 ve 708 parsellerden kurulan geçit hakkından davacının da yararlanmasının tespitine karar verilmiştir.Ancak öncelikle, geçit hakkı taşınmazların leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit hakkı kurulan taşınmaz maliklerinin tamamının usulünce davada yer almaları gerekir....
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir....
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra hakkı kurulması istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Mecra irtifakı kurulmasına ilişkin davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da mecra hakkı kurulması gerekebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 29.03.2005 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 979 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalıya ait 474 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, 979 parsel sayılı taşınmaz yararına 474 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmuştur. Hükmü davalı ... temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayalı geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; geçit hakkı kurulması davalarında amaç genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan parsel kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir. Mahkemece, geçit hakkı kurulan güzergahta anayola bağlantı için 3109 parsel sayılı taşınmaz üzerinden de geçit hakkı kurulması gerekir. Bu yüzden, davacının 3109 parsel sayılı taşınmazın malik ya da maliklerini harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir. Ayrıca, geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince davacıya ait taşınmazlardan genel yola kadar geçit kurulmuş olması için davacının 2748 ve 2746 sayılı parselleri arasında da hükmen kurulacak geçitle bağlantı sağlanması gerekir....
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Somut olaya gelince; davacıya ait 101 ada 2832 parsel sayılı taşınmazın genel yola cephesinin bulunmaması nedeni ile mutlak geçit ihtiyacı içinde bulunduğu sabittir. Davacıya ait 2832 parsel sayılı taşınmazın kuzey doğusunda bulunan 2834 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümü aleyhine geçit kurulan davalılara ait 2831 parsel sayılı taşınmazın yüzölüçümünden daha büyük olduğundan davalıya ait belirtilen parsel üzerinden geçit kurulması fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırıdır. Bu itibarla mahkemece, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince fen bilirkişi raporunun eki krokide 2 numaralı güzergah olarak gösterilen 2834 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulması gerektiğinden bu taşınmaz malikleri davaya dahil edilerek 2834 parsel aleyhine geçit kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....