Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; A-)Sanık hakkında sarhoşluk suçundan kurulan hükmün itirazı kabil olduğu gözetilerek temyizen incelenmeksizin mahalline İADESİNE, B-)Sanık hakkında adam yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak; 1-Sanığın birisi toraksa nafiz olmak üzere iki kez göğüs bölgesine, bir kez 10 cm yüzeysel kesi oluşturacak şekilde yüze, bir kezde boyun solda çene altına 7 cm cilt altı kesi oluşturacak şekilde mağdura vurup yaraladığı ve üçüncü kişilerin müdahelesi ile mağdurun üzerinden uzaklaştırılmış olmasına göre, atılı eylemin özellikle boyun bölgesine havale edilen bıçak darbesi nazara alındığında adam öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmayacağı yönünden delillerin takdir ve muhakemesinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden yargılamaya...

    Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, dernek toplantısının yapılabilmesi için hâkimin müdahelesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 14. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın hasımlı olarak açıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ise TMK 75/2. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medenî Kanununun 75. maddesinde “Genel kurul, yönetim veya denetim kurulunun gerekli gördüğü hâllerde veya dernek üyelerinden beşte birinin yazılı başvurusu üzerine, yönetim kurulunca olağanüstü toplantıya çağrılır. Yönetim kurulu, genel kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hâkimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendirir.” şeklinde düzenleme mevcuttur....

      Her ne kadar davaya ihbar olunanın temyiz hakkı yok ise de; davalı ile birlikte hakkında aleyhine hüküm kurulduğu gözetilerek ihbar olunanın temyiz isteminin incelenmesine karar verildikten sonra yapılan inceleme de; Dava konusu taşınmaza davalı ... tarafından ...Deresi ıslah çalımaları nedeniyle el atıldığı ve ihbar olunanın herhangi bir müdahelesi olmadığı, bu durumda; bedelden yalnızca davalı ... Başkanlığının sorumlu olduğu gözetilerek tespit edilen bedelin yalnızca ... Büyükşehir Belediye Başkanlığından tahsiline karar verilmesi gerekirken (davalı ...'ndan) tahsiline karar verilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının bedele ilişkin bölümünden (davalılardan) kelimesinin çıkarılmasına, yerine (davalı ... Başkanlığından) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı olan onama harcının davalı ......

        Gerçekten de, çekişme konusu davacılara ait 1605 ve 1609 sayılı parsellere davalının toprak dökmek, kamelya ve oturma bankları kurmak, kanalizasyon kanalı açmak suretiyle oluşan müdahelesi saptanarak elatmanın önlenmesine, yıkıma ve ecrimisile hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, davacı dava dilekçesinde taşınmazın eski hale getirilmesini istemesine rağmen, 20.12.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile isteğini eski hale getirme bedeline hasretmiş olup, bu durumda sadece eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerekirken, hem taşınmazın eski hale getirilmesine hem de eski hale getirme bedeline hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığından, hükmün 2. bendindeki ‘’ taşınmazın eski hale getirilmesi’’ ibaresinin çıkarılmasına, hükmün bu haliyle düzeltilmesine, 6100 sayılı H.M.K.'...

          olduğu, sustalı çakı vasfında kabulünün gerektiği belirtilmesine,mahkemece incelenip yapılan gözlemde ise "Sap kısmının 11, namlu kısmının 8 toplam uzunluğunun ise 19 cm. olduğu, namlunun sol yanında USA Colombia ibaresinin bulunduğu, bir yüzü keskin diğer yüzü küt olduğu, kabzenin sol yanında iki düğme bulunup, düğmelerden bir tanesinin basmayla, bıçağın kendiliğinden açıldığı, diğer düğmenin ise kapalı konumdaki bıçağın açılmasına engel olan bir mekanizmayı işlettiği, bıçağın ancak açma düğmesine basıp diğer elle namluyu tutarak kapatılmak suretiyle kapatılabildiği, sustalı bıçak tarifindeki mekanik olarak tek elle açılıp, tek elle kapatılması özelliğini taşımadığı, açılmasında tek el yeterliyken, kapanmasında tek elin yeterli olmadığı ve kabzenin sağ yanında kemere takma mandalının bulunduğu, bıçağın piyasada dükkanlarda ve işporta da 5...10 TL'ye satılan sıradan bir çakı bıçağından farkı olmadığı, üzerinde kan oluğu olmadığı" şeklinde tespiti ve silah ustasının basit - aletli bir müdahelesi...

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunup gereği düşünüldü: Dava, birden çok parsel üzerinde kurulu bulunan sitede, hakim müdahelesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerle, tapu kaydı ve yönetim planının incelenmesinden; davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Yasası'nda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 Sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Yasası'nın 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Buna göre görev hususu da genel hükümler uyarınca belirlenmelidir. Hukuki uyuşmazlıklarda asliye hukuk mahkemelerinin görevi asıl, sulh hukuk mahkemesinin görevi ise istisnadır....

              Hazinenin usulen açtığı bir dava ve usulen davaya müdahelesi olmadığı gibi, ilk tespitte pay verilenler arasında da Hazine yoktur. Hazine'nin davada taraf sıfatı olduğu kabul edilemez. Bu nedenlerle Hazine'nin temyiz talebinin REDDİNE, 16.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece, davalılardan ...’nın (497 parsel paydaşı) 496 numaralı parsele vaki elatmanın önlenmesine, 491 numaralı parsele tecavüz bulunmadığından ve diğer davalıların müdahelesi saptanamadığından bu yönden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. TMK.nun 683.maddesi gereğince, bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir. Her ne kadar Türk Medeni Kanununun 702/2. maddesinde, kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliği ile karar verme şartı aranmışsa da son fıkrada “ortaklardan her biri topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir....

                  Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili 04/06/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile 5627 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca 06/11/2013 tarihinde yapılan apartman genel kurul toplantısında kalorifer peteklerine ısı pay ölçer cihazının takılmasını talep ettiğini, bu talebi genel kurul tarafından oy birliği ile kabul gördüğünü, ancak 2014 yılında takılması gereken cihazların karara rağmen apartman yönetimi tarafından takılmadığını, herhangi bir kurul kararı olmadan önceki kararın iptali için kapıdan imza toplandığını beyanla uygulanmayan karar yönünden hâkimin müdahelesi gerektiğini belirerek davanın kabulünü talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile ... ili, ... ..... Mah. ... ... .adresindeki ... .......

                    Gerçekten bazen oluşan koşul ve beklenmedik durumlarda bir taraf için sözleşme hükümleri çekilmez hale gelebilir.Bu duruma düşen taraftan sözleşmeyi ifa etmeyi beklemenin dürüstlük kuralına aykırı düştüğü hallerde ve zarar görenin talebi üzerine hakimin sözleşmeye müdahelesi olanaklı hale gelir. Öte yandan; ancak çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasına karar verilebilir. Hakim, bilirkişi raporunu yeterli görmezse bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi,gerçeğin ortaya çıkması için yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.Bilirkişi raporuna itiraz edilmesi halinde,itirazların yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi de özel ve teknik bir bilgiyi gerektireceğinden hakim itirazı kendisi değerlendiremez ve ek rapor almadan veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmadan hüküm veremez....

                      UYAP Entegrasyonu