Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA TARİHİ : 22.06.2022 KARAR : Davanın reddi Taraflar arasındaki Hakem Kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

    Hukuk Dairesi'nin 09/02/2017 tarih, 2014/14577 Esas ve 2017/1239 Karar sayılı ilamında " 14.06.2007 tarihinde 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse hakemin verdiği kırk bin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur....

    Yine 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun 10/B maddesinde "Taraflar aksini kararlaştırmadıkça, tek hakemli davalarda hakemin seçildiği, birden çok hakemli davalarda ise hakem kurulunun ilk toplantı tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde hakem veya hakem kurulunca esas hakkında karar verilir. Tahkim süresi, tarafların anlaşmasıyla; anlaşamamaları halinde taraflardan birinin başvurusu üzerine asliye hukuk mahkemesince uzatılabilir. Başvurunun reddi halinde tahkim süresi sonunda yargılama sona erer. Mahkemenin kararı kesindir." hükmüne; taraflar arasında akdedilen 21.01.2002 tarihli sözleşmenin 1. kitap, 1. bölüm 24.7. maddesinde de “Dilekçelerin teati edilmesine müteakip hakem heyeti 60 gün içerisinde Ankara'da toplanacaktır. Bu ilk toplantıya iki tarafın avukatları ile teknik müşavirleri katılacaktır. Bu ilk toplantıyı takip eden 6 ay içerisinde hakem heyeti anlaşmazlık konusu hakkında son kararını vermiş olacaktır....

      Bu itibarla uyuşmazlığın tahkim komisyonunun görev ve yetkisi dahilinde olmayan bir husustan kaynaklandığı gözetilerek başvurunun reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilip yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiş ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 04,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Bilirkişi raporunda da hakemin belirlediği borç miktarının denetimine ilişkin bir veriye ulaşılamamaktadır. Ancak taraflar arasındaki sözleşmede aylık 80.000,00TL, yıllık 960.000,00TL asgari ödeme yapılacağı kararlaştırılmış, tasfiyenin hakem tarafından yapılacağı düzenlenmiş, buna göre bilirkişi heyetine sektör uzmanı bir bilirkişi de eklenerek sözleşme hükümleri gözetilerek hakemin yaptığı hesaplamanın denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yaplan incelem soncunda asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile asıl ve birleşen davaya yönelik ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

          Maddesinde "hakemlerin, ekseriyetle ittihaz ettikleri karar muteberdir." hükmünün getirildiğini, buna göre kararın oy çokluğu ile verilmesinin geçerlilik koşulu olduğunu, inceleme konusu kararda baş hakemin asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davanın reddi, hakem Av. Nesip Yıldırım, asıl davanın kabulü-karşı davanın reddi, hakem Prof Dr. Mehmet Demir ise asıl davanın reddi- karşı davanın kabulü düşüncesinde olup, bu şekilde oy kullandıkları ve muhalefet şerhlerini yazmış olduklarını, karşı davanın reddinde oy çokluğu sağlanmış gibi görünmekteyse de kararın bütünlüğü dikkate alındığında oy çokluğunun sağlanmadığı ve bu nedenle de HUMK 531 m.gereğince kararın yok hükmünde olduğu belirtilerek hakem kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Yine, ...11. ATM'nin 2014/557 E. Sayılı dosyası celp edilmiş, yapılan incelemesinde; davacı Şirket tarafından davalı Yüzenler İnşaat şirketi aleyhine hakem kurulunda görev yapacak olan 2. ve 3....

            KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Taraflarca, temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarelerden … Düzenleme ve Denetleme Kurumunun yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü: HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan; "a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür....

              Tahkim duruşmaları için temsil ve diğer giderler ile ilgili tarafların yapmış oldukları makul harcamalar için davalının davalıya 55.534,69 EURO ödemeye mahkum edilmiştir. 50.000,00 USD tutarındaki ICC Danışmanlık ücreti ve telif ücreti ve tek hakemin giderleri davalı tarafından üstlenilmelidir. Davalı davacıya önceden ödediği 50.000,00 USD ödemeye mahkum edilmiştir....

                Maddelerinde düzenlenen sigorta hukukuna dayalı maddi tazminat davası olduğu, dolayısıyla davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğinin açık olduğu, TTK madde 5/A gereği huzurdaki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle gerektiği, davacının taleplerine konu değer kaybı zararı karşılandığından başvurusunun reddi gerektiği, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaların kabulünün mümkün olmadığı, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklanan araçta meydana gelen değer kaybının tazmini istemine ilişkindir. Tarafların arasındaki uyuşmazlık konularının; meydana gelen kaza nedeni ile 20,00 TL. değer kaybına ilişkin olduğu belirlendi. Delil olarak dayanılan --- plakalı aracın --- sigorta şirketinin davalı şirket olduğu, sigorta ettirenin ve araç malikinin ise dava dışı----- olduğu görülmüştür....

                  Davalı işveren vekili, görev itirazı ile uçucu personel olan davacının İş Kanunu kapsamında yararlanamayacağını, davacının iş sözleşmesinin "hizmetinden istifade edilmediğinden Toplu İş Sözleşmesinin atfı ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17-18. maddeleri uyarınca feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayandığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, 5521 Sayılı Yasanın 1....

                    UYAP Entegrasyonu