Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü tarafsız hakemin seçiminde taraflar anlaşamazlar ise üçüncü tarafsız hakemin aynı şekilde Asliye Ticaret Mahkemelerinden herhangi birine başvurarak mahkemenin seçmesini isterler. Üç hakem seçildikten veya tayin edildikten sonra 6 iş günü içerisinde ilk toplantı yapılır. Hakem heyetine üçüncü hakem başkanlık eder. Hakemler toplantı tarihini izleyen 30 iş günü içerisinde ve çoğunlukla karar verirler. Bu süre tarafların anlaşması ile uzatılabilir. Hakem Kararları hakkında Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu'nun ilgili yasa hükümleri uygulanır. Taraflar hakem masraflarını yarı yarıya depo ederler, karar aleyhine sonuçlanan taraf masrafların tamamını öder. Hakem kararları kesin olup, ancak Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunun da gösterilen nedenlerden dolayı temyizi kabildir." hükmüne yer verilmiştir. Davalı vekili HMK'nın 117/1. Maddesi gereği süresinde verdiği cevap dilekçesinde HMK'nın 116/1- b maddesinde belirtilen tahkim ilk itirazını ileri sürmüştür. TC Anayasası'nın 172....

Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın maluliyet oranı hususunda kendisini sınırladığı ve 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesi gereği hakimin (hakemin) taleple bağlı olduğu; davacı için farklı arazlar nedeniyle maluliyet oranları % 5 ve % 14 olarak ayrı ayrı belirlendiğinden davalının %5 maluliyet oranı için ödediği bedelin eldeki davaya konu tazminat hesaplamasına etki etmeyeceği hususları gözetilerek, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden, % 9 maluliyet oranı üzerinden ve davalının önceki ödemesi tazminattan hiçbir şekilde düşülmeden hesap yapılması için ek rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve davacı talebi (maluliyet oranı bakımından) aşılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. 3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin...

    Davalı vekili; grup hayat sigorta sözleşmesinde vefat teminatının hayat sigortasına, kazaen vefat teminatının ise ferdi kaza sigortası genel şartlarına bağlı olduğunu, maktulün ölümüne neden olan hadisenin ani ve haricen gelişmediği, kavga-boğuşma nedeniyle eylemin kaza olmayıp Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarının 5. maddesi uyarınca ödenmediğini, ceza yargılaması devam ettiğinden dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, hakemin sınırlı yetki ve süre dahilinde dosyayı sonuçlandırması mümkün olmadığından dosyadan el çekilmesine ve genel mahkemeye başvurmakta muhtariyetine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 100.000,00 TL kazaen vefat teminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur....

      Her ne kadar hakem mahkemesinin verdiği kararlar kesin ise de, hakemin görevi dışında ve yetki aşımı suretiyle verdiği kararlar temyiz edilebilir. O halde, mahkemece temyize konu davada mecburi tahkim yoluyla çözümlenmesi gereken uyuşmazlık bulunmadığı, 3533 sayılı Yasa gereğince hakem sıfatıyla bakılan davalarda ancak tespit niteliğinde hüküm kurulabileceği, mülkiyete ilişkin iptal ve tescil yolunda karar verilemeyeceği gözetilmeksizin davanın hakem sıfatıyla görülüp işin esası hakkında yazlı biçimde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davaya asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilerek davanın kabulüne ve dava konusu İncirlikuyu köyü 24 nolu parselin 25.05.1999 günlü raporda (A) ile gösterilen 1334 m² kısmının tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir....

        Mahkemece, sınırlı ayni hak niteliğinde bulunan üst hakkı sözleşmesi uyarınca belirlenen irtifak bedelinin uyarlanmasının bedele ilişkin olmakla tahkime elverişli olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin imzalandığı 26 Mayıs 2010 tarihinden sonra uygulandığı, üst hakkı sözleşmesi uyarınca yer tesliminin gerçekleştiği ve hakeme başvuru anına kadar ödemelerin tahsil edilmesi karşısında iş sahibinin sözleşme içeriğinden bilgisi bulunduğu ve edimlerini yerine getirerek sözleşmeyi onayladığını, hakem kararındaki tutar ve artış oranlarının ise şekli denetim kapsamında kalmadığı, iki numaralı davalının taşınmazın bir kısmını irtifak ile yüklü olarak almakla kendisine de irtifak bedelinin uyarlanması talebinin yöneltildiği, ayrıca bu değerlendirmenin HMK 439. madde kapsamında sayılan değerlendirmelerden olmadığı, tahkim yargılaması sırasında ortaya çıkan ön sorunları hakemin karara bağlamasında bir usulsüzlük bulunmadığı, hakemlerin esas hakkındaki uyuşmazlığı çözebilmek için öncelikle davalının...

          Açıklanan nedenlerle; davacı tarafın maluliyet oranı hususunda kendisini sınırladığı ve 6100 sayılı HMK'nın 26/1. maddesi gereği hakimin (hakemin) taleple bağlı olduğu, karar sadece davalı tarafça temyiz edildiği için davalı taraf yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek, %32,2 maluliyet oranına göre hesaplama yapılması gerekirken, eksik incelemeyle ve davacı talebi (maluliyet oranı bakımından) aşılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. b-Yine davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve karara esas kabul edilen aktüer raporunda; davacının aktif çalışma devresi olarak kabul edilen sürenin tamamı için AGİ bedeli dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Asgari geçim indirimi bedeli, fiili çalışmanın karşılığı olan bir ödeme olup, fiilen çalışmayan kişiler için efor kaybı tazminatı hesaplanırken ücrete dahil edilmesi mümkün değildir....

            Kazanın oluş biçiminin tereddüte mahal vermeyecek biçimde belli olduğu durumlarda, hâkimin (hakemin) kusur oranlarını kendisinin belirlemesi kabul edilebilirse de, bu belirleme yapılırken olayın oluş biçimine etki eden tüm unsurların değerlendirilmesiyle belirleme yapılması gerekeceği gözetilmelidir....

              Belediyesi Özel Ormanı-2 adı altında sınırlandırılan 3479 parsel sayılı taşınmazın 1987 yılında imar uygulaması ve ifraz sonucu kişiler adına tapu kaydı oluştuğu, davalının taşınmazı satış yolu ile edindiği, ancak 3533 sayılı Kanun hükümlerine göre hakem mahkemelerinin ancak taşınmazların niteliğini tespitle görevli olup, tescile karar veremeyeceği, hakemin yetki aşımı suretiyle verdiği tescil kararları sonucu oluşan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu, çekişmeli taşınmazın 1955 tarihli hava fotoğraflarından üretilen 1958 tarihli memleket haritasında orman sayılan yerlerden olduğu, sınırında Devlet ormanı bulunduğu, özel orman koşullarını taşımadığı belirlenerek, yazılı şekilde tapu kaydının ve özel orman olarak sınırlandırma işleminin iptaline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından hükmün bu bölümünün onanması gerekmiştir. 2) Davalının elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince: Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan...

                Davalı vekili, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, hakem kararının kamu düzenine aykırı olduğunu, usul hukukunun uygulanması sırasında taraflara iddia ve savunma haklarını aktif olarak ve zamanında kullandırmakla yükümlü olduğunu, hakemin taraflarca tahkim anlaşmasında kararlaştırılan usul hukuku ve maddi hukuk kurallarına uymak zorunda olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

                  Buna göre davalının davacıya 413.267,40 USD ödemesi emredilmektedir. c-Davacı 300.000,00 USD tutarındaki meblağı kalite garantisi olarak tutma hakkına sahiptir. d-Davalı davacıya CIETAC tahkim ücreti, hakemin fiili masrafları ve avukatlık ücretlerini içeren 559.442 RMB tutarındaki tahkim masraflarını ödeyecektir....

                    UYAP Entegrasyonu