Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarihli hak sahipliği komisyonu kararı ile konutunun aslında orta hasarlı olduğu gerekçesiyle hak sahipliğini iptal eedildiğini, davacı idarenin birden fazla hata yaptığını, bu hataları öğrendiği tarihten itibaren hak düşürücü süre olan 1 yıl içinde bu irade açıklamasını yapmadığını, ayrıca hatanın ileri sürülmesinin B.K.'...

    YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Artvin ili, … Barajı ve HES Projesinden etkilenenler için belirlenecek yeni yerleşim yerlerinde hak sahipliği için davacı tarafından yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı … Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 05/07/2015 tarih ve 29407 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan … tarih ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “… Barajı ve HES Projesi İnşaatı Nedeniyle Bulundukları Yerleşim Yerlerinden Kaldırılmaları Zorunlu Bulunanların Yeni Yerleşim Alanına Nakilleri, Hak Sahiplikleri ve Borçlandırılmalarına İlişkin Usul ve Esaslar”ın “Hak Sahibi Olma Şartları" başlıklı 3. maddesinin 3. fıkrasında geçen “bu kararın yayımı tarihi itibariyle mevcut yerleşim biriminde ikamet ettiklerini belgeleyenleri” ibaresi ve hak sahipliği başvurusu yapanlara imzalattırılan “Taahhütname”nin 8. maddesinde yer alan, “iskan alanını aile fertlerimle birlikte izinsiz terk etmeyeceğimizi” ibaresinin ve 9. maddesinde...

      İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada bir bölümünün kesinleşen orman tahdidi içinde, bir kesiminin de Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılan alanda kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına, ormanlar üzerinde üstün haktan söz edilemeyeceğine ve zilyetliğin korunamayacağına gibi orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde kullanım ve zilyetlik durumunun 2924 Sayılı Yasa hükümlerine göre kurulacak hak sahipliği tespit komisyonlarınca belirleneceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine 22.09.2008 gününde oybirliği ile karar verildi....

        O halde doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu yapılan alanlar ile davalının kabul ettiği kısmın fen bilirkişinin kroki ve raporuna kuşkuya yer bırakmayacak biçimde yansıtılmalı, taraflar arasında çekişmeli kalan bölüm bakımından da, dava konusu taşınmazın kadastro tutanakları ile komşu parsellerin kadastro tutanakları da irdelenmek ve tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle ihtilaf aydınlatılmalı ve tarafların dayandıkları hukuki nedenler kapsamında hak sahipliği hususu açıklığa kavuşturulmalı, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre gerekçeli ve infaza elverişli biçimde hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsiz, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan nispi karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 12.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Taraflar arasındaki önceki davanın konusu aynı değil ise de kesinleşmiş kararın özellikle davacının önceye dayalı gerçek hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı ve davalının iş yerinin devriyle birlikte başta işletme adı olmak üzere fikri mülkiyet haklarını devralıp devralmadığı hususlarında anılan dava dosyasının kuvvetli delil teşkil edeceği muhakkak olduğundan bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiği gibi davacının gerçek hak sahipliği ve öncelik iddiaların incelenmesi için hükümsüzlüğe konu marka ile davacı markasının görsel, işitsel ve anlamsal olarak aynı veya benzer olması ve tescil edilen mal veya hizmetlerin de aynı olması gerektiğinden hükümsüzlüğün tespiti konusunda yapılan araştırma da eksiktir. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz. 7....

            ve gerekçeli karar içeriğinde temyiz konusu yapılan kararında belirtildiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile temyiz talebinin reddine ilişkin verilen ek karar usûl ve kanuna uygundur. 2) Davalılar vekilinin tavzih ve tedbir istemi hakkında verilen ek karara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, davacının davasının kabulü ile çekişmeli 346 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline ve tapu kaydındaki davalılar lehine bulunan zilyetlik şerhlerinin silinmesine ilişkin verilen 01.06.2004 tarih 2003/371 - 325 sayılı kararda yer alan “Tapu kaydına gerçek kişi davalılar lehine yazılan zilyetlik şerhlerinin silinmesine” ilişkin 2. fıkrası hükmünün aleyhe temyiz olmadığından kesinleştiğine karar verilmiş ve tapu kaydında bu karara göre işlem yapılmış ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır....

              müvekkili şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi ..., ... ve ......

                Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı ...’nın başvurusu üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 29.06.1998 tarih ve 9 sayılı kararı ile aile reisi Musa Alan’ın 2510 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi sayılmasına karar verildiği, anılan hak sahipliğine dayalı olarak dava konusu 1768 parsel sayılı taşınmazın 13.06.2003 tarihinde davalılar adına tescil edildiği, akabinde Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 2012/230 sayılı kararı ile ...’ın hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta (Bağkur) kaydının bulunduğu gerekçesiyle dava konusu taşınmazın tesciline dayanak 29.06.1998 tarih ve 9 sayılı komisyon kararının iptaline karar verildiği, söz konusu iptal kararına karşı davalılar tarafından Hatay İdare Mahkemesinde dava açıldığı ve bu davanın redle sonuçlaranak aşamalarda kesinleştiği anlaşılmıştır....

                  Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalı ...’nın başvurusu üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 12/08/1992 tarih ve 11 sayılı kararı ile aile reisi ... ’ın 2510 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi sayılmasına karar verildiği, anılan hak sahipliğine dayalı olarak dava konusu 1637 parsel sayılı taşınmazın 18/02/2004 tarihinde davalılar adına tescil edildiği, akabinde Mahalli İskan Komisyonu’nun 27/04/2012 tarih ve 2012/280 sayılı kararı ile ...’nın hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce SSK kaydının bulunduğu gerekçesiyle dava konusu taşınmazın tesciline dayanak 12/08/1992 tarih ve 11 sayılı komisyon kararının iptaline karar verildiği, söz konusu iptal kararına karşı davalılar tarafından Hatay İdare Mahkemesinde davaların açıldığı ve bu davaların redle sonuçlaranak aşamalarda kesinleştikleri anlaşılmıştır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 2510-1306 Sayılı Yasa ve ilgili diğer mevzuat çerçevesinde, tarımsal iskana esas teşkil edecek soruşturma ve belgelere göre davalı ... hakkında 2510 Sayılı Yasa uyarınca, mahalli iskan komisyonunun 07/10/1992 tarih ve 45 sayılı kararı ile hak sahipliği kararı verildiğini, 2686 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsis edildiğini, ancak daha sonra yapılan araştırma neticesinde, davalıların durumunun, tarımsal iskan amaçlı başvuruda bulundukları ve tarımsal iskana tabi tutuldukları dönemde iskan Kanunu ve bağlı yönetmelik ile genelgelerde belirtilen iskan edilme kriterlerine uymadığının belirlendiğini, İskan Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde belirtilen yeter geliri sağlayacak kadar arazisi olması nedeniyle hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürerek, 2686 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur...

                      UYAP Entegrasyonu