Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine 2924 Sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince çıkartılan Yönetmeliğin 45. maddesi, "Hak sahipleri tespit komisyonu, beyanlar hanesinde ismi yazılı kişilerin, hak sahipliği tanımı çerçevesinde, hak sahibi olup olmadıklarını tespit eder ve hak sahibi olarak tespit edilenleri, hak sahibi sicil defterine işler". Aynı Yönetmeliğin 46. maddesinde, komisyonun hak sahibi olarak tanımlamadığı kişilerin itiraz ve dava haklarını ayrıntılarıyla gösterdiğinden, tespit tarihinden sonra zilyetliği devir alan davacı bu aşamada zilyetlik şerhinin silinmesini istemeyemez. Somut olaya hangi yönden bakılırsa bakılsın, yerel mahkemenin direnme kararının ONANMASI gerekir. Açıklanan nedenlerle Yüksek Kurulun çoğunluğunca benimsenen bozma kararına katılmıyoruz....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçi vekilinin 10.07.2013 havale tarihli dilekçesinde, sanığın işyerindeki bilgisayarda ele geçirilen eserler nedeni hak sahipliği belgelerini sunarak şikayetçi olduğu ve 13.09.2013 havale tarihli dilekçesinde, davaya katılma istemini bildirmiş olmasına rağmen yerel mahkemece yeterli belge sunmadığından katılma talebinin reddine karar verilmiş ise şikayetçi vekilinin sunmuş olduğu belgelerin hak sahipliğinin ispatı için yeterli olduğu ve hükmü temyiz etmesi kamu davasına katılma isteğini yansıttığından CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören şikayetçinin davaya katılmasına karar verilerek; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

      Dosya kapsamına göre, davacı tarafından açılan hak sahipliği dosyasının derdest olduğu, verilen önel gereği eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, hak sahipliği dosyasında alınan kusur ve hesap raporunun getirtilmesi ile yetinilerek, davacının işini yaptığı sırada olayın meydana gelmiş olması sebebiyle iş kazası olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada;Davacı vekili, Mahalli İskan Komisyonu’nun 15.03.1996 tarih ve 58 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalı ...’in hak sahibi sayılmasına karar verilip 563 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 30.01.2012 tarih ve 98 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce aile bireylerinin SSK kaydının bulunması ve dava dışı 327 parsel sayılı taşınmazda pay sahibi olması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın ......

          Davacı, asıl ve birleştirilen davalarında Mahalli İskan Komisyonu’nun 30.07.1992 tarih ve 52 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilerek 1689 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 179 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce aile reisi ...’ın konut niteliğinde taşınmaz kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2012/1325 Esas, 2013/780 sayılı kararı ile reddedilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, hak sahipliği kararının iptaline ilişkin işlemin idari istikrar ve idareye güven ilkelerine aykırı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

            Davacı, Mahalli İskan Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 177 sayılı kararıyla 2510 sayılı Kanun uyarınca davalıların hak sahibi sayılmasına karar verilerek 1694 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tahsisen tescil edildiğini, bilahare Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 337 sayılı kararı ile, başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce başvuru sahibi ...’ın Bağ-Kur kaydının bulunması nedeniyle hak sahipliğinin iptaline karar verildiğini, davalıların hak sahipliğinin iptali kararının iptali istemiyle açtıkları davanın Hatay İdare Mahkemesinin 2012/1338 Esas, 2013/774 sayılı kararı ile reddedilip kesinleştiğini, kaydın hukuki dayanağının kalmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile idare adına tescilini istemiştir. Davalılar, hak sahipliği kararının iptaline ilişkin işlemin idari istikrar ve idareye güven ilkelerine aykırı olduğunu belirtip davanın reddini savunmuşlardır....

              Belediyesi Hak sahipliği formunun onaylı bir sureti davalı idare TOKİ Başkanlığı'ndan getirtildikten, 3) Taşınmaz üzerinde bulunan incir ağaçlarına ait maktu değerleri Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden istendikten, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, davalıların, mülga 2510 Sayılı Kanun kapsamında tarımsal iskan edilmek üzere Mahalli İskan Komisyonu tarafından hak sahipliklerine karar verilip dava konusu 1571 parsel sayılı taşınmazın 11.10.2004 tarihinde davalılara temlik edildiğini, davalıların mirasbırakanı ve aile reisi ...’ın hak sahipliği kararından önce ebeveyn ile birlikte topraklandırıldığının tespiti nedeniyle 01.11.2012 tarih 572 sayılı Mahalli İskan Komisyonu kararı ile hak sahipliklerinin iptaline karar verilip tescilin dayanağı kalmadığını ileri sürerek 1571 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile her türlü takyidattan ari olarak Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar vekili aşamalarda, davanın reddini savunmuştur....

                  D A N I Ş T A Y ONBİRİNCİ DAİRE Esas No: 2006/7632 Karar No: 2007/9206 Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Diğer Davalı: ...Valiliği Karşı Taraf (Davacı):... İsteğin Özeti: ... İdare Mahkemesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararına istinaden 08.07.2002 tarihli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonu kararı ile ...Merkez ... Beldesi, ...Mahallesinde bulunan ve 17.08.1999-12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen depremde ağır hasar gören konutundan dolayı hak sahibi kabul edilen davacının, adına tahsis edilen konutu 45 günlük yasal süre içerisinde teslim almadığından bahisle hak sahipliğinin iptaline ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; ...İdare Mahkemesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararıyla; davacının hak sahibi kabul edilmesi gerektiğine ilişkin ......

                    Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu