Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 30.07.1992 tarih ve 80 sayılı Mahalli İskan Komisyonu Kararı ile davalı ...’ın 2510 sayılı İskan Kanunu ve uygulama yönetmeliği ile genelgeler çerçevesinde tarımsal iskan edilmek üzere hak sahibi sayılmasına karar verildiği, alınan karar gereğince dava konusu 1714 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiği, 06.04.2012 tarih ve 181 sayılı Mahalli İskan Komisyonu Kararı ile ...’ın başvuru veya hak sahipliği karar tarihinden önce, Bağ-Kur kaydının tespit edildiği gerekçesi ile hak sahipliğinin ve daha önce alınan 30.07.1992 tarih ve 80 sayılı Komisyon Kararı’nın iptaline karar verildiği, söz konusu iptal kararına karşı davalılar tarafından Hatay İdare Mahkemesinde açılan davanın reddine karar verilerek temyizen kesinleştiği anlaşılmaktadır....

    taşınmazların paylaştırılmasına ilişkin herhangi bir irade açıklaması olduğuna dair somut bir delil sunulmadığını ve bu durumun da ispat edilemediğini, aksine dava konusu taşınmazların 30 yılı aşkın süredir davalı müvekkilinin zilyetliğinde olduğunun da sabit olduğunu, muris adına kayıtlı olmayan senetsiz (tapusuz) taşınmazların, muris mirasçılarının hissesi oranında hak sahipliği sağlayacağının kabulü hukuken mümkün olmadığını, 3- Kadastro Kanunu 14. maddesi gereğince senetsizden tespit için, 20 yıllık zilyetlik koşulu bulunduğunu, burada esas olan, zilyetlikten hak iddia edenin tespit sırasında halen zilyet olduğunu, müvekkilinin kadastro tespiti sırasında tüm bu şartları taşıdığının açık olduğunu, ortak murisin 1963 yılında ölümüyle zilyetliği dava konusu tapusuz taşınmazlarda sona erdiğini, eklemeli zilyetlik yoluyla tapusuz taşınmazların mirasçılara geçtiğinin ve/veya murisçe ilgili taşınmazlarda bir bölüştürme yapılıp yapılmadığının ve/veya murisin kendi adına kayıtlı dahi olmayan...

    Yine, 2924 Sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince çıkartılan Yönetmeliğin 45. maddesi gereğince "Hak Sahipleri Tespit Komisyonu, beyanlar hanesinde ismi ... kişilerin, hak sahipliği tanımı çerçevesinde, hak sahibi olup olmadıklarını tespit eder ve hak sahibi olarak tespit edilenleri, hak sahibi sicil defterine işler.". Aynı yönetmeliğin 46. maddesinde, Hak Sahipleri Tesbit Komisyonun hak sahibi olarak belirlediği kişilere karşı itiraz ve dava hakları ile hak sahibi listelerinin nasıl kesinleşeceği gösterilmiştir. Kütüğün beyanlar hanesinde ... zilyedlik veya muhdesat şerhi, ayni hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması mümkün değildir. Böyle bir talep, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Orman Bakanlığı Hak Sahipliği Tespit Komisyonunun vereceği karara göre, davacının itiraz ve dava haklarını o aşamada kullanması mümkündür....

      D A N I Ş T A Y ONBİRİNCİ DAİRE Esas No : 2004/3762 Karar No : 2005/152 Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : … Karşı Taraf (Davalılar) : 1-Bayındırlık ve İskan Bakanlığı-ANKARA 2-Kocaeli Valiliği-KOCAELİ İsteğin Özeti : Davacının 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde hasar gören kooperatif konutlarındaki ortaklığı ile ilgili olarak yaptığı hak sahipliği başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada, … İdare Mahkemesi … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirler ile Yapılacak Yardımlara Dair Kanun'un 28. maddesi ile Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 16. 17. ve 21. maddeleri hükümleri birlikte değerlendirildiğinde hak sahipliğinden yararlanabilmek için iki aylık süre içersinde talep ve taahhütname vermenin zorunlu olduğu, talep ve taahhütname vermeyenlerin hak sahipliğinden yararlanamayacağı sonucuna ulaşıldığı, dava konusu olayda ise, ilgilinin kooperatifler...

        Yaşamını yitiren sigortalının eş, çocuk, anne, babasına ölüm sigortasından aylık tahsisi yapılabilmesi için öncelikle hak sahipliği sıfatının kazanılması gerekmekte, bunun için hak sahiplerine ilişkin aylık bağlama koşullarının sağlanıp sağlanmadığına bakılmakta, başka anlatımla bu koşulları tümüyle yerine getiren kişi hak sahipliği sıfatını kazanmakta, anılan sıfata sahip kişilere, sigortalıya ait tahsis şartları da gerçekleşmişse aylık bağlanabilmektedir. Şu durumda yukarıda sıralanan maddeler ve sosyal güvenlik hukuku ilkeleri dikkate alındığında yasal mevzuat ve aylık bağlama koşulları kendi içerisinde ayrıştırılmalı, sigortalıya ait şartlar sigortalının ölüm günü itibarıyla yürürlükte olan yasal mevzuat kapsamında değerlendirilmeli, hak sahiplerine ilişkin koşullar ise hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler çerçevesinde irdelemeye tabi tutulmalıdır. 3....

          Her ne kadar mahkeme gerekçesi doğru değil ise de incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 2924 Sayılı Yasanın 11/3. maddesine göre ”......muhdesat ile tasarruf edenlerin isimlerinin kadastro çalışmaları sırasında, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterileceği” ve “kadastro çalışmaları sonucunda belirlenen kişilerin, bu maddenin 4. fıkrasına göre gerçek hak sahibi olup olmadıkları hususunun ayrıca Orman Bakanlığınca tespit edileceği” yine 2924 Sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince çıkartılan yönetmeliğin 45. maddesine göre ”Hak sahipleri tespit komisyonu, beyanlar hanesinde ismi ... kişilerin, hak sahipliği tanımı çerçevesinde, hak sahibi olup olmadıklarını tespit eder ve hak sahibi olarak tespit edilenleri, hak sahibi sicil defterine işler” hükmü bulunduğu, aynı yönetmeliğin 46. maddesinde, komisyonun hak sahibi olarak tanımlamadığı kişilerin itiraz ve dava haklarının düzenlendiği, bu nedenle açıklanan durumlara uymayan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın...

            Davacının babadan dolayı hak sahipliği sıfatı, 24.05.2013 tarihinde kocanın ölümüyle kazanıldığından hak sahipliği sıfatının kazanıldığı tarihte yürürlükteki mevzuat gereği, davanın yasal dayanağı olan ve 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren, “Ölüm aylığının hak sahiplerine paylaştırılması” başlığını taşıyan 34. maddesinde, sigortalının evli olmayan, boşanan, dul kalan kızlarına ölüm aylığı bağlanabilmesi, bu Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmama veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olma koşullarına bağlanmış, “Aylık ve gelirlerin birleşmesi” başlıklı 54. maddede ise bu Kanuna göre bağlanacak aylık ve gelirlerin birleşmesi durumunda, hem eşinden, hem de ana ve/veya babasından ölüm aylığına hak kazananlara, tercihine göre eşinden ya da ana ve/veya babasından bağlanacak aylığının bağlanacağı hüküm altına alınmıştır....

              okumamız gerektiğini", "ayrıca ihtarnamenin eki olan temlikname tarihinden önceki tarihi taşıyan iki temlikname daha olduğunu, bütün bunlara ilaveten temlikname lehdarı olduğunu iddia eden yeni bir şahsın kendisinden görüşmek üzere-------- yetkilerini aşan böyle bir talebi yerine getirmesinin mümkün olmadığını" beyan ettiği, davalı şirketin------ vermiş olduğu bu cevap üzerine davacı tarafından, davalı ----- beklenmesinin her hangi bir fayda sağlamayacağı düşüncesi ----- hak ve yükümlülükleriyle 3.000.000 (üçmilyon) Türk Lirası bedel karşılığında devir edilmiş bulunan -------davacıya devrinin tespiti ile hükmen tescili; ------ödenecek tasfiye payı üzerinde, davacının temlik alacağının olduğunun tespiti ile temliki ve ödenmesi, talepleri ile bir dava açıldığı, davanın halen derdest olduğundan ve davacının davalı şirketten alacaklı olduğundan bahisle , TTK.mad.537 (2) gereğince yönetim kayyımı atanması ve Davalı---- mahkemece atanacak --- tarafından yapılması talep ve dava olunmuştur....

                ya karşı olan davasının ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazda kullanıcı olduğunun tespiti ve tapu kaydına zilyetlik şerhi verilmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1989 yılında kesinleşen 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışması bulunmaktadır....

                  GEREKÇE İhtiyati tedbir talep eden vekili; mali hak sahipliği iddiasına dayalı olarak karşı yanın tecavüzünün tespitine ve önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir ve tespit talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Somut uyuşmazlıkta, davacı mali hak sahipliği iddiasına dayanmış ise de; bilirkişi raporundaki albümlerin eser işletim haklarının talep edene ait olduğunu belgeleyen T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığına ait her türlü resmi belgenin orijinal ya da aslının aynıdır yazılı evrakın mahkemeye sunulması gerektiğine yönelik görüş, karşı tarafın rapora itiraz dilekçesindeki savunması, İstanbul ......

                    UYAP Entegrasyonu