İcra Mahkemesince davalı yanca bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 07.04.2000 tarihinde konulan ihtiyati haczin, itirazın iptali davasının karara bağlandığı 12.06.2001 günü kesin (icrai) hacze dönüştüğü, davalının İcra ve İflas Kanunu’nun 106 ncı maddesinde gösterilen sürede satış istememesi nedeniyle bu haczin düştüğü gerekçesiyle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş; hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle ihtiyati haczin icrai hacze dönüşme tarihinin tesbitinde, itirazın iptali davasının karar tarihinin esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İcra ve İflas Kanunu’nun 366 ncı maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf Sebepleri İhtiyati haczin malvarlığı üzerine değilde yatırılan teminat üzerine kaydırılması takip tarihinden önce olduğunu, dolayısıyla esas takibe geçmeden önce ihtiyati haczi kaldırma yetkisinin kararı veren mahkemeye ait olduğunu, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açıldığını, ihtiyati haczin hükümsüz olduğuna dair karar verilmeden dosyaya yatırılan teminatın iade edilemeyeceğini beyan ederek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....
Dava dışı limited şirketin, 1998/11 ila 2000/2. aylara ait prim borcundan dolayı ortak sıfatıyla davacı adına düzenlenen 2011/55771 takip no'lu ödeme emrinin davacıya tebliğ edilemediği ancak 21.07.2014 tarihinde davacı adına kayıtlı araç üzerine davalı Kurumca ihtiyati haciz konulduğu hususu Daire çoğunluğunun kabulünde olup, eldeki davayla da zamanaşımı nedeniyle ödeme emrinin iptali ile ihtiyati haczin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece zamanaşımının geçmesi nedeniyle yapılan takip ve konulan ihtiyati haczin yerinde olmadığı gerekçesiyle takip ve haczin kaldırılmasına hükmedilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/171 Esas sayılı dosyasında 06.08.2020 tarihli ihtiyati haciz konulmasına ilişkin ara kararı nedeniyle ihtiyati haciz konulduğunu, ara kararda davanın sonuçlanıncaya kadar ihtiyati haczin devam edeceğinin açıkça belirtildiğini, kararda davanın kesinleşmesine kadar ihtiyati haczin devamına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, dolayısıyla ara kararla verilen ihtiyati haczin hiçbir hükmü kalmadığını belirterek davalarının kabulüne, 23.03.2022 tarihli ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
tarih ve ... sayılı yazı ile uygulanan haczin iptali talebinin incelenmesinden; davacı adına kayıtlı taşınmazlara ... tarih ve ... sayılı yazı ile uygulanan haczin; ... Özel Eğitim Hizmetleri Tic....
Dosya kapsamındaki mecvut bilgi ve belgelerden; davacı 3. kişi ... vekilinin 24.04.2014 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne başvurarak dava konusu haczin kaldırılmasını talep ettiği, talebin 25.04.2014 tarihinde İcra Müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, eldeki temyize konu dava ile aynı gün, haciz konulan hisselerin ...’a ait olduğu ve yasal süre içerisinde satış istenmediğinden bahisle müdürlük kararının şikayet yolu ile iptali için yaptıkları başvuruları üzerine ... . İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26.09.2014 gün 2014/613 Esas, 2014/824 Karar sayılı kararı ile; şikayet başvurusunun kabulü ile haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin 25.04.2014 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verildiği, geri çevirme evrakı üzerine gönderilen ilam örneğine göre, anılan kararın 23.05.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki; istihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartıdır ve Mahkeme hâkimi tarafından duruşmanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir....
Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Ödeme emrinin tebliğ edildiği 15.09.2009 tarihine göre 10 günlük ödeme süresi 25.09.2009 günü mesai saati sonunda dolmuş olup, şikayetçi 25.09.2009 günü içerisinde haciz istemiştir. İcra Müdürlüğü'nce bu haciz talebinin kabulü karşısında, şikayetçinin kendi lehine bir işlemin iptali için yargı yoluna başvurması beklenemeyeceğinden, mahkemece, haczin en erken talep edilebileceği tarih olan 28.09.2009 tarihi itibariyle geçerli bir haczin varlığı kabul edilip, şikayetin buna göre ele alınıp karar bağlanması gerekirken, İcra Müdürlüğü'nce kabul edilen haczin yanılgılı gerekçe ile geçerli bir haciz olarak kabul edilmemesi doğru olmamıştır....
gerekeceğine (İİK. 280/I) ayrıca yapılan satışların bu davalının, borçlu ... ’ten olan alacaklarına mahsuben gerçekleştirildiği ve bu durumun İİK’nın 279/II maddesinde iptal nedeni olarak öngörüldüğünün açık bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Mahkemece yargılama sırasında konulan ihtiyati haczin hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş ise de tasarrufun iptali davalarında dava kabulle sonuçlandığı takdirde, alacaklı tarafından başlatılacak bir icra takibi olmayacağı, İİK'nun 281/2 maddesi uyarınca uygulanan ihtiyati haczin tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceği ve davacı alacaklının verilen ilamı icra dosyasına ibrazı ile cebri icra işlemine devam edileceği gözetilmeden mahkemece ihtiyati haczin kararın kesinleştiği tarihle sınırlandırması doğru değildir....
- K A R A R - Dava, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Verilen önceki hükmün Dairemizce bozulması üzerine İcra Mahkemesince taraf teşkili sağlanmak suretiyle yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre, işçi alacaklısı davacının ilk hacze iştirak şartlarını taşımadığı, davalı şirketin takip dosyasından konulan kaydi haczin, fiili haciz uygulanmadıkça geçerliliğini koruduğu ve 7.4.2005 tarihli haczin öncekinin devamı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanununun 106 ve 110 ncu maddelerine göre taşınırlar üzerine konulan haciz, bir yıl içinde satış talep edilmemekle düşer. Trafik siciline kayıtlı araçlar üzerine kayden ve fiilen haciz konulması arasında hukuken bir fark da bulunmamaktadır. Öte yandan hukukumuzda haczin yenilenmesi kavramı mevcut olmayıp, her haciz konulduğu tarih itibariyle yeni bir haciz niteliğindedir....
Mahkemece, “dava konusu haciz sırasında takip borçlusunun hazır bulunduğunun tespit edildiği, İİK’nun 8/son maddesi uyarınca haciz tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olduğu, bu nedenle haczin İİK’nun 96. maddesine göre yapılmasının yerinde olduğu“ gerekçesi ile şikâyet başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1.Dava, haczin İİK’nun 96, 97. maddeleri gereğince yapılmış sayılmasına yönelik İcra Dairesi kararının iptali ile haczin İİK’nnu 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. İİK’nun 4. maddesi gereğince; icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikâyetlerle itirazların incelenmesi icra mahkemesi hâkimi yahut kanun gereğince bu görev kendisine verilmiş olan hâkim tarafından yapılır....