İcra Müdürlüğü'nün 2001/16329 Esas sayılı dosyasında satışa konu taşınmazla ilgili olarak alacaklı ... vekili tarafından 05.11.2008 tarihinde yapılan başvuru ile haczin devam ettiğinin belirlenmesine yönelik talebin 10. İcra Mahkemesi'nin 18.02.2009 tarih ve 2008/698 E., 2009/150 K. sayılı ilamıyla yerinde bulunmayıp, haczin düştüğüne yönelik memur işleminin iptal edilmemesi gerektiği sonucuna varıldığı, bu kararın onandığı, o sebeple bu dosya alacaklısına sıra cetvelinde yer verilmemesi gerektiği, buna karşın ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 1998/6757 Esas sayılı dosyasında 09.09.1998 tarihinde ihtiyati haciz kararı konulup, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmesinden sonra ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 03.07.2000 tarih ve 1998/606 E., 2000/657 K. sayılı ilamıyla itirazın kısmen iptali ile 6.698,12 TL üzerinden takibin devamına karar verildiği, ... 4. İcra Müdürlüğü'nden konulan haczin düşmediğinin ... 1....
Davacının icra takibinin iptali talebi kabulle sonuçlanmış ve karar Yargıtayca onanarak 30/07/2013 tarihinde kesinleşmiştir. İcra takibinin iptali kararının kesinleştiği tarih itibarıyla haczin haksızlığı saptanmış olup zamanaşımının bu tarihten itibaren başlatılması gerekir. Davanın ıslah edildiği 25/08/2015 tarihine kadar yasada öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Bu sebeple ıslahla istenen miktarın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir. b) Haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Somut olay bakımından, davacının ihtiyati hacze dayanak çeki düzenlemiş olması dikkate alındığında, salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığı, başka bir ifade ile takibin haksız ve kötüniyetli olduğu söylenemez....
Dava, maaş üzerine konulan haczin iptali ile temsilci olduğu dönemlerdeki prim borçlarından sorumlu olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası, haczin kaldırılması yönündeki dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının Kuruma olan borcunun şirketteki payı oranında olması gerektiğinin tespitine yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dairemizin önceki geri çevirme kararında; “...dava dışı Büyük ... ... ... İnş. Taş. Turz. Taah. İç ve Dış Tic. A.Ş.'nin Ataç şubesine ait borçların dönem ve miktarları, Davacının maaşına konulan haczin hangi dönem ve hangi kuruluşa ait (asıl şirket borçlarımı yoksa Ataç şubesine ait borçlar mı?)...
Dava, idari para cezasına ilişkin takibin iptali ve üçüncü kişiye ait araç üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava dilekçesine ve davacı vekilinin son celsedeki beyanına göre; talep, 166,55 TL idari para cezasının iptaline ilişkin olduğu halde; Mahkeme, kararında 29.639,62 TL yönünden davanın kabulüne karar vermiştir. Mahkemenin, öncelikle talep ve davayı açıkça belirlemesi, bu konuda tarafları dinlemesi, ilgili delil ve belgeleri celbedip, buna göre yargılama yaparak hüküm kurması gerekir. Öte yandan, Mahkeme, haczedile....plakalı aracın, borç ve borçluyla ilgisi bulunmadığını kabul ederek, araç üzerindeki haczin kaldırılmasına karar vermiştir....
İcra Müdürlüğünün 2008/2095 sayılı dosyasında yapılan sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili yapılan sıra cetvelinde müvekkilinin iki yıl içinde satış istemediğinden haczinin düştüğü gerekçe gösterilerek satış bedelinin tamamının davalıya ödenmesine karar verildiğini oysa müvekkilinin haczinin 22.11.2004 tarihli olup satış talep etme tarihinin 21.11.2006 olduğunu süresinde satış istediklerini, haczin düşmediğini iddia etmiştir. Davalı ... vekili, davacının haczinin 08.10.2004 tarihli olup, süresinde satış talep edilmediğini, bu nedenle davanın reddini istemiştir. Mahkemece haczin 08.10.2004 tarihinde konulduğu ve 11.10.2004 tarihinde işlendiği, 22.11.2004 tarihli yazının düzeltme mahiyetinde olduğu, sıra cetvelinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyada mevcut tapu kaydında haczin 22.11.2004 tarihinde konulduğu anlaşılmaktadır....
. - K A R A R - Davacı vekili dava dışı borçlulara ait araçla traktörün satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde müvekkiline ait takip dosyasından konulan ihtiyati haczin, davalı yanın ihtiyati haczinden daha önce kesinleştiğini, sıra cetvelinin iptali ile kendilerinin birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesi’nce yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre, davacı yanın takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin borçlulara 23.02.2005 günü tebliğ edildiği ve ihtiyati haczin 01.03.2005 günü itibariyle kesin hacze dönüştüğü; davalı yanın takip dosyasından gönderilen ödeme emrinin ise 26.02.2005 günü tebliğ edilmekle, ihtiyati haczin 04.03.2005 günü itibariyle kesinleştiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, davacının takip dosyasının birinci sıraya alınmasına karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra ve İflas Kanunu’nun 264/son fıkrası hükmüne göre ihtiyati haciz ödeme emrine itiraz süresinin geçirilmesi, itirazın kaldırılması ya da iptali hallerinde kesin hacze dönüşür. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine itiraz, kural olarak takibi durdurmazsa da, ihtiyati haczin kesinleşmesini (İİK.m.265/I’deki durum dışında) engeller. Bu durumda mahkemece davalı şirketin alacağı için konulan ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarih saptanmak ve varılacak uygun sonuca göre bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nda bulunan hesaplarına haciz konulduğu, müdürlük tarafından 27.10.2014 tarihinde bu hesap üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilerek, karar gereğince işlem tesisi için aynı tarihte banka şubesine müzekkere yazıldığı, daha sonra haczin kaldırılmasına dair bu kararın, şikayet yoluyla icra mahkemesi tarafından iptal edildiği görülmektedir. Haczin kaldırılmasına ilişkin müdürlük işleminin icra mahkemesi tarafından iptal edilmesi halinde, daha önce kaldırılan haciz geçerli hale gelmez. Alacaklının, banka hesaplarına haciz konulması için yeniden talepte bulunması gerekir. Talep üzerine konulacak bu haciz, yeni bir haciz işlemi olup, geçmişe etkili olmaz. O halde mahkemece, icra müdürlüğünün 24.08.2014 tarihli kararının, haczin kaldırılmasından sonra bu kararın mahkemece iptali sebebiyle, borçlunun, ... ... Şubesinden çektiği paranın icra dosyasına iadesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekirken, istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda, usulüne uygun ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olması gerekçesiyle haczin kaldırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak davacının talebi doğrultusunda emekli maaşı ile birlikte tüm malvarlığına konulan haczin iptaline dair hüküm oluşturulması gerekir iken Mahkemece sadece emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılmasına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'un 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 1. bendin silinerek yerine “davacının emekli maaşı ve malvarlığı üzerine ... Kooperatifinin borcu sebebiyle konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına ve bu sebeple yapılan kesintilerin yasal faizi ile birlikte davacıya iadesine” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi...
Alacaklının, yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istememesi ya da mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde, ihtiyati haciz hükümsüz kalır (m.264,IV); icra takibi ise, (ihtiyati haczin hükümsüz kalmasına rağmen) derdest kalmakta devam eder. Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için, altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir (m.68,I;m.68/a,I) veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açabilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı ikinci baskı sayfa 1067). Somut olayda, ... Asliye 16....