İcra Müdürlüğü'ne sunulan taleple, takibin durdurularak dosya kapsamında yapılmış olan taşınır ve taşınmaz hacizlerin fekki talep edildiğini ancak mezkur talep hakkında İİK m. 40'a göre dosyanın durdurulmasına karar verildiğinden hacizlerin fekki talebinin reddine şeklinde karar verildiğini, mezkur kanun hükmüne aykırı olacak şekilde Yargıtay bozma ilamından sonrasını da kapsayacak şekilde müvekkili şirket aleyhinde hacizler tatbik edildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, tatbik edilen hacizlerin dayanağı olan itirazın iptali ilamı Yargıtayın bozma kararı ile birlikte ortadan kalktığından, müvekkili şirket aleyhinde mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olan hacizlerin tespit edilerek fekkine karar verilmesini istemiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: İİK’nun 40. maddesinin 1. fıkrası; "Bir ilamın bölge adliye mahkemesince kaldırılması veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur" hükmünü içermektedir....
Maddesinde ihtiyati hacizlerin kaldırılması için gerekçeler sayıldığını, davacılar tarafından para, rehin veya esham yahut tahvilat depo etmediğini, taşınmaz rehni veya herhangi bir banka kefaleti göstermediklerini, kanunun açık hükmünde ihtiyati hacizlerin hangi şartlarda kaldırılabileceğinin belirtildiğini, işbu şartlar gerçekleşmeden açılan davanın reddinin gerektiğini, Yargıtayın bir kararında borçluların teminat mukabilinde ihtiyati hacizlerin kaldırılması yönünde talepleri bulunmadığından icra tetkik merciince inceleme yapılamayacağının İİK 265. Maddesi gereğince inceleme yapılması gerektiğinin belirtildiğini, davacıların teminat karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılması yönünde bir talepleri olmadığından İcra ve İflas Kanunu'nun 266. Maddesinin uygulanması mümkün olmadığından yine 266....
kesinleşmesi beklenmeden dosya üzerinden şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, iş bu karar ile hacizlerin kaldırılması halinde tekrar haciz konulduğunda müvekkilinin haciz sırasını kaybedeceğini, kararın bu yönden kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından UYAP sistemi üzerinden takip talebinde bulunulduğunu ve dosyanın esas numarasını aldığını, ancak icra müdürlüğünce davalı alacaklının yabancı uyruklu olması nedeniyle yabancılık teminatı yatırması gerektiğine karar verilerek teminat miktarının hesaplanması için dosyanın İcra Mahkemesine gönderildiğini, icra emri düzenlenmediğini, mahkemece teminat yatırılması yönünde karar verilmesinden önce davalı alacaklı tarafından ihtiyati haciz kararı alındığını, kararın uygulanması üzerine malvarlığı üzerindeki ihtiyati hacizlerin kaldırılması için teminat mektubunun dosyaya sunulduğunu ve hacizlerin kaldırıldığını, takip talebinde bulunulmasının esas takibin başlatıldığı anlamına gelmediğini, teminat mektubu karşılığında ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebi üzerine icra müdürlüğünce dosyanın, kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesine göndermesinin de takibin başlamadığı düşüncesine dayandığını, yabancılık teminatı...
ATM'nin 2019/389 E. sayılı dosyasından verilmiş olan konkordato geçici mühlet kararının mevcut olduğunu, icra müdürlüğüne hacizlerin fekkine yönelik başvurularının icra müdürlüğünce borçluların hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulduğu, takibin geçici mühlet kararından önce açıldığı, mahkeme kararında açıkça 03/07/2019 tarihinden itibaren takip yapılmamasına ve bu tarihten önce haciz ihbarnamelerinin baki kalmasına karar verildiği, hacizlerin kaldırılması talebinin bu nedenle reddine karar verildiği, kararın hukuka aykırı olduğunu, geçici mühlet kararı ile hacizlerin fek edilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne, hacizlerin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 09/07/2019 gün, 2019/838 E. 2020/183 K....
Yukarıda özetlenen süreç dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesince hacizlerin kaldırılması işleminde icra müdürünün kusuru bulunduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak taşınmazlar üzerindeki hacizler kaldırıldıktan sonra davacı/alacaklı vekili tarafından yenileme talebinde bulunulmuş ve satış işlemlerine başlanılmıştır. Bu tarihler itibarıyla taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kalkmış olduğu, borçlu tarafından da hacizler kalktıktan yaklaşık bir yıl sonra taşınmazların satıldığı, bu süreçte davacı veya vekili tarafından yapılacak basit bir incelemeyle hacizlerin kaldırıldığının tespit edilebileceği ve dolayısıyla zararın doğmasının önlenebileceği, bu hali ile dava konusu zararın meydana gelmesinde davacının da kusuru olduğu anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/927 Esas sayılı dosyasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini, bu kararın kesinleşmesiyle takip borçlusunun hacizlerin dayanağı sözleşmeler nedeniyle taşınmazlar üzerinde hakkının bulunmadığının sabit olduğunu, bu şekilde hacizlerin yasal dayanağı kalmadığından hacizlerin kaldırılmasını istediklerini, icra müdürlüğünün 10/02/2020 tarihli kararıyla süresinde satış istendiği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiğini, bu gerekçenin ancak İİK'nın 106- 110. maddeleri gereğince haczin kaldırılması talebinin red gerekçesi olabileceğini, somut olaya uymadığını bildirerek icra müdürlüğünün 10/02/2020 tarihli kararının ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Her ne kadar icra müdürlüğünün 02.12.2020 tarihli hacizlerin kaldırılmasına ilişkin kararı şikayet konusu yapılmamış ise de icra müdürlüğünce yasa maddesine aykırı olacak şekilde karar verilmiş olması ve yine teminat niteliği belirtilerek ihtiyati hacizlerin kaldırılması yönünde mahkemece tesis edilmiş bir kararın bulunmaması da dikkate alındığında, nakit yatan tutarın teminat mektubu ile değiştirilmesi mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle, sonucu itibari ile Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK.'nın 357.maddesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf incelemesi sırasında nazara alınamayacağı, HMK.'...
Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de taşımadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Buna rağmen icra müdürlüğünce 26.08.2022 tarihli haczin kaldırılması işlemi hatalı olduğu gibi, davaya konu 31.08.2022 tarihli haczin konulduğu tarihte davaya konu taşınmazlar artık davacılar adına kayıtlı olduğundan borçluya ait olmayan taşınmaza tesis edilen haciz işlemi de isabetsizdir. Bu durumda, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Dava; Trabzon İcra Dairesinin 2019/33294 Esas sayılı dosyasındaki hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerinin reddine dair memur işleminin iptalini ve taşınız ve taşınmazlardaki tüm hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin, İİK'nın 16/1 kapsamında şikayet olup, şikayetin niteliği gereği toplanacak başkaca delil bulunmadığından, İİK'nın 18/son maddesi uyarınca duruşma açılmadan dosya üzerinden inceleme yapılmıştır....