Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/927 Esas sayılı dosyasıyla açtığı tapu iptali ve tescil davasının reddedildiğini, bu kararın kesinleşmesiyle takip borçlusunun hacizlerin dayanağı sözleşmeler nedeniyle taşınmazlar üzerinde hakkının bulunmadığının sabit olduğunu, bu şekilde hacizlerin yasal dayanağı kalmadığından hacizlerin kaldırılmasını istediklerini, icra müdürlüğünün 10/02/2020 tarihli kararıyla süresinde satış istendiği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiğini, bu gerekçenin ancak İİK'nın 106- 110. maddeleri gereğince haczin kaldırılması talebinin red gerekçesi olabileceğini, somut olaya uymadığını bildirerek icra müdürlüğünün 10/02/2020 tarihli kararının ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

Her ne kadar icra müdürlüğünün 02.12.2020 tarihli hacizlerin kaldırılmasına ilişkin kararı şikayet konusu yapılmamış ise de icra müdürlüğünce yasa maddesine aykırı olacak şekilde karar verilmiş olması ve yine teminat niteliği belirtilerek ihtiyati hacizlerin kaldırılması yönünde mahkemece tesis edilmiş bir kararın bulunmaması da dikkate alındığında, nakit yatan tutarın teminat mektubu ile değiştirilmesi mümkün değildir. Tüm bu nedenlerle, sonucu itibari ile Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK.'nın 357.maddesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf incelemesi sırasında nazara alınamayacağı, HMK.'...

nin üzerine konulan hacizlerin harçsız olarak kaldırılması talebinde bulunduklarını, taleplerinin aynı tarihte reddedildiğini, dosya kapsamında bulunan diğer borçlular yönünden haciz işlemleri devam edip, alacaklarının değeri kadar hacizlerinin bulunduğunu belirterek, şikayetin kabulüne, sadece borçlu Bozkurt Tarım ...Ltd. Şti. üzerideki hacizlerin harçsız kaldırılması taleplerinin reddine ilişkin Memur İşleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince dosya şikayet olarak değerlendirilerek dosya üzerinden inceleme yapılarak davalı tarafa tebliğ yapılmaksızın karar verildiği görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; T4 Ltd. Şti. üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına yönelik alacaklı vekilinin talebi, Yargıtay 12....

Tescil kararı hacizden sonra verildiğinden ve tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm de taşımadığından haczin kaldırılması istemi ancak 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabilir. Buna rağmen icra müdürlüğünce 26.08.2022 tarihli haczin kaldırılması işlemi hatalı olduğu gibi, davaya konu 31.08.2022 tarihli haczin konulduğu tarihte davaya konu taşınmazlar artık davacılar adına kayıtlı olduğundan borçluya ait olmayan taşınmaza tesis edilen haciz işlemi de isabetsizdir. Bu durumda, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Dava; Trabzon İcra Dairesinin 2019/33294 Esas sayılı dosyasındaki hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerinin reddine dair memur işleminin iptalini ve taşınız ve taşınmazlardaki tüm hacizlerin kaldırılması talebine ilişkin, İİK'nın 16/1 kapsamında şikayet olup, şikayetin niteliği gereği toplanacak başkaca delil bulunmadığından, İİK'nın 18/son maddesi uyarınca duruşma açılmadan dosya üzerinden inceleme yapılmıştır....

İhtiyati haciz kararının kaldırılması kesin hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmaz. (Yargıtay 12. HD., 09/12/2013 tarih ve 2013/32657 Esas, 2013/39136 Karar sayılı ilamı). Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; alacaklı tarafından, borçlu hakkında alınan 07/11/2018 tarihli ihtiyati haciz kararının, 15/11/2018 tarihinde icra müdürlüğüne sunularak takip başlatıldığı ve haciz talep edildiği, süresinde takip başlatılmakla ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının, kesin hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmadığı da nazara alındığında; dosya kapsamı, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Bu durumda takip İİK md. 40/1’e göre olduğu yerde duracağından hacizlerin kaldırılmasına karar verilemez. Bu nedenle icra müdürünün 19.09.2014 tarihli borçlu vekilinin hacizlerin kaldırılması talebinin reddi kararı doğrudur. Borçlu vekilinin şikayetinin reddi gerekirken kabulü doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    ın ise usulsüz tebligat şikayetiyle birlikte takibe dayanak çekte borçlu olmadığından takibin iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece her iki borçlunun usulsüz tebligat şikayetlerinin kabulüne, borçlu ... yönünden takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. 1)Borçlu şirketin temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Borçlu şirket sair şikayetinin yanında hacizlerin kaldırılmasına da talep ettiği, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği, ancak borçlu şirketin haczin kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılmadığı görülmektedir....

      KARAR Borçlu vekili takip dayanağı ilamın tehir-i icra talepli temyiz edilerek icra dosyasına teminat mektubu sunulduğunu, mehil vesikası verildiğini, teminat mektubu ile dosya borcunun yatırılması nedeniyle icra dosyasındaki tüm hacizlerin kaldırılması yönündeki taleplerinin icra müdürlüğünce Yargıtay'dan icranın geri bırakılması yönünde karar getirilmek üzere borçluya mühlet verilmesi halinde icra takibinin olduğu yerde duracağı ve bu tarihten önce konulan hacizlerin geçerliliğini etkilemeyeceğinden talebin reddine karar verildiğini, açıklanan müdürlük işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Borçlu vekili ayrıca 17.11.2014 tarihli dilekçesinde ise şikayet dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek ayrıca icra takibi henüz kesinleşmeden haciz talep edilmesinin ve haciz konulmasının da usule ve kanuna aykırı olduğunu açıklamıştır....

        nin 11/03/2011 tarihinde taşınmazların tapuda adına tescilini sağladığı, bundan sonra İcra Müdürlüğünden hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, müdürlükçe istemin reddi üzerine memur işleminin iptali ve hacizlerin kaldırılması için mahkemeye başvurduğu, ilk derece mahkemesince hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmiş ise de; TMK'nun 705/2. maddesi gereğince taşınmaz mülkiyetinin 13/01/2004 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile kazanıldığı, haciz tarihinden önce mülkiyetin şikayetçi üçüncü kişiye geçtiği, taşınmaz mülkiyetinin 13/01/2004 tarihinde kesinleşen tapu iptal ve tescil kararıyla şikayetçi 3. kişiye geçmiş olmasına göre, haciz tarihinde taşınmazın tapuda borçlu adına kayıtlı olmasının sonuca etkili olmadığı, tasarruf işlemlerinin yapılması için de şikayet tarihi itibariyle taşınmazların şikayetçi adına tapuya tescil edildiği...

          UYAP Entegrasyonu