Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gösterdiğini, kredi sözleşmesindeki imzaya itiraz ettiklerini iddia ederek; --------- dosyasına borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haciz fekki davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı idare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili,müvekkili idareye ait ... ve 124 parsel nolu taşınmaz hisseleri ile dava dışı kamu borçlusu .......'na ait ...,104 ve 109 parsel nolu taşınmazların takas edildiğini,daha sonra takas işleminin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle açtıkları davanın ........2007 tarihinde kabul edilerek hükmün ........2009 tarihinde kesinleştiğini bu arada dava konusu taşınmazlara davalı idare tarafından dava dışı borçlunun borçları nedeniyle ........2008 tarihinde haciz konulduğundan tescil işleminin gerçekleştirilemediğini belirterek taşınmazlar üzerindeki davalı kuruma ait hacizlerin kaldırılmasını dava ve talep etmiştir....

      Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas- 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....

        İcra dairesinden icra ve iflas kanunununun ilgili maddelerince tanınan hak doğrultusunda hacizlerin fekkinin talep edildiğini, taleplerinin reddedildiğini, İcra Mahkemesi tarafından borçlunun edimlerini yerine getirip getirmediğinin araştırılması ve bu durumun belgelenmesini istemesinin mümkün olmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması talep edilmiştir. Uyuşmazlık; İcra dosyası kapsamında konulan hacizlerin İİK 308/ç maddesi kapsamında fekki talebinin reddine ilişkin 11/11/2019 tarihli icra müdürlüğü kararının kaldırılmasına ilişkindir. Takip dosyası incelendiğinde; Arte Isı ve Tesis Yapı ... Ltd Şti tarafından davacı şirkete karşı 21/06/2018 tarihinde takip başlatıldığı, borçlu vekilince 08/11/2019 tarihli dilekçe ile icra dosyası kapsamında konulan hacizlerin İİK 308/c maddesi kapsamında fekkinin talep edildiği, icra müdürlüğünce 11/11/2019 da hacizlerin fekki talebinin yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

        Davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesinden dolayı, davacı ...'ün maliki olduğu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotekle ilgili olarak İstanbul 10.İcra Müdürlüğünün 2013/3616 sayılı dosyasında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipten ve yine bahsekonu sözleşme nedeniyle davalı tarafa verilen bonolardan dolayı İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2011/12870 sayılı dosyasında başlatılan ilamsız takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkini talep etmiş olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda, bonoya dayalı ilamsız takipte dosya borcu tamamen ödenmişse de, davalının bono bedeli dışında halen taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinden dolayı alacağının bulunduğu gerekçesiyle davacının bonodan kaynaklanan icra takibine konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti isteminin ve yine davalının halen davacıya olan borcunun devam etmesi nedeniyle ipoteğin fekki isteminin reddine karar verilmiş olması yerindedir....

          Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonunda; Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre yargılama devam ederken borçlu SS. Mavi Cennet Konut Yapı Kooperatifi tarafından takibin dayanağı olan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığı, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.04.2013 gün ve 2009/154-2013/2009 sayılı ilamı ile davanın kabul edilerek, borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verildiği ve anılan kararın 15.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı borçlu dava konusu takipte borçlu olmadığından ve takibin iptaline karar verildiğinden dava konusuz kalmıştır. Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değildir. Ne varki husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına karar verilmesi hatalı olmuştur....

            Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonunda; Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre yargılama devam ederken borçlu SS. Mavi Cennet Konut Yapı Kooperatifi tarafından takibin dayanağı olan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığı, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.04.2013 gün ve 2009/154-2013/2009 sayılı ilamı ile davanın kabul edilerek, borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verildiği ve anılan kararın 15.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı borçlu dava konusu takipte borçlu olmadığından ve takibin iptaline karar verildiğinden dava konusuz kalmıştır. Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değildir. Ne varki husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına karar verilmesi hatalı olmuştur....

              Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonunda; Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre yargılama devam ederken borçlu SS. Mavi Cennet Konut Yapı Kooperatifi tarafından takibin dayanağı olan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığı, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.04.2013 gün ve 2009/154-2013/2009 sayılı ilamı ile davanın kabul edilerek, borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verildiği ve anılan kararın 15.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı borçlu dava konusu takipte borçlu olmadığından ve takibin iptaline karar verildiğinden dava konusuz kalmıştır. Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru değildir. Ne varki husus yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına karar verilmesi hatalı olmuştur....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile tebliğ tarihininin 04/09/2020 tarihi olarak sayılmasına, hacizlerin fekki ile icra takibinin iptaline, takibe konu alacak için İstanbul ve Yalova icra dairelerinin yetkili kılınmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin ve yetki itirazının reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, dairemizin 2021/1420 Esas, 2022/130 Karar sayılı ilamı ile borçlu şirketin tebliğ tarihi itibariyle adreste faal olup olmadığının araştırılması için dosyanın mahkemesine geri gönderildiği, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda şikayetin ve yetki itirazının reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

                Borçlu öncelikle 6552 sayılı Kanunla getirilen hükümler uyarınca icra müdürlüğünden hacizlerin kaldırılmasını talep etmeden icra mahkemesine bu yönde bir başvuru yapması usulsüz olup, mahkemenin bu gerekçe ile hacizlerin kaldırılmasına karar vermesi usulsüz ve yasaya aykırıdır.Mahkemece 5393 sayılı Kanunla getirilen değişiklikten önceki 15/son fıkra uyarınca haciz konulan paraların niteliği gereği haczi kabil olup olmadığının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığının, haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespiti ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu incceleme yapılmadan 5393 sayılı Kanun'un geçici 8. maddesinden bahisle hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu