Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 29.06.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen 01.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki haciz şerhinin ve beyanlar hanesindeki şerhin terkini istemine ilişkindir. Davacı vekili, 597 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 1, 5 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerine ait tapu kaydı üzerinde bulunan ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/09/1991 tarih ve 1990/572 Esas - 627 Karar sayılı ilamı ile ... adına tesciline karar verildiğine dair 25/11/1991 tarih ... yevmiye numaralı şerh ile ... 7....

    (Muhalif) KARŞI OY Davacı, dava konusu taşınmazla ilgili olarak, açtığı tapu iptali davasında taşınmazın tapu kaydına “davalıdır” şerhi konulduğunu, kayıt maliki aleyhine açtığı dava sonunda tapu kaydının iptal edilerek adına tescil edildiğini, yargılama devam olunurken davalı kayıt malikinin borcu nedeniyle üçüncü kişi alacaklılar tarafından taşınmazın tapu kaydı üzerine hacizler konulduğunu belirterek, haciz lehdarları aleyhine haciz şerhlerinin kaldırılması için dava açmıştır. Davalı haciz lehdarları, mahkeme kararına bu yönüyle değil, yargılama giderleri yönüyle temyiz itirazında bulunmuşlardır. Haciz şerhi, “davalıdır” şerhinden önce konulmuş ve bu şerhin kaldırılması davacı tarafından talep edilmiş ise, kural olarak davalı haciz lehdarının iyi niyetli olduğu kabul edilir. Bu nedenle “davalıdır” şerhi konulmadan önce üçüncü kişi tarafından konulan haciz şerhi kaldırılamaz....

      ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki zilyetliği ve mülkiyeti sabit olduğundan dava tarihi olan 2012 yılından sonra dava konusu taşınmaz üzerine konulan haciz şerhlerinin iptaline ve silinmesine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir....

      Kabule göre de; dosya içerisindeki tapu kayıtlarının incelenmesinden; harmanyeri niteliğinde tapuda kayıtlı taşınmazların üzerinde çok sayıda haciz şerhleri bulunduğu, bu şerhlerin lehtarlarının davada taraf olmadan haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verdiği görülmüştür. Üzerinde haciz şerhi bulunan dava konusu taşınmazın haciz lehtarları usulünce davaya dahil edilmeksizin haciz şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmesi de yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 19.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Nolu dosyasından da T5 lehine haciz şerhi işlendiğini, haciz alacaklılarından T3'ın müvekkilinin taşınmazı satın aldığı tarihte ve sonrasında kooperatif yönetim kurulu üyesi olup kooperatiften gerçekte alacaklı olmadığını, bu şekilde kooperatif borçlu gösterilerek müvekkilinin haklarının bertaraf edilmeye çalışıldığını, yine T5 isimli şahsında bu yöndeki amaca yönelik olarak bu kooperatifin alacaklısı olarak gösterilen kişilerden olduğunu, haciz şerhine dayanak borç ile davacının herhangi bir ilgisi olmadığından sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle davaya konu bağımsız bölümün tapu kaydındaki haciz şerhlerinin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü ile davalılar lehine konulan haciz şerhlerinin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

        Gıda Limitet Şirketi'nin borçlusu olduğu ipoteğin 10.06.2013 tarihinde tesis olunduğu; tapu kaydının beyanlar hanesindeki haciz şerhlerinin ise 24.l2.2014, 03.02.2015, 19.03.2015, 20.03.2015, 28.09.2015 tarihli olduğu, 19.02.2015 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı vurgulandıktan sonra; dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki ipotek ve haciz şerhlerinin, davacının tapuda kayden malik olduğu 21.12.2015 tarihinden önce oluştuğu, davacının davalıların kötüniyetli olduklarını ispatlayamadığı, davalıların ipotek ve hacizden kaynaklanan haklarının korunması gerektiğinden söz edilerek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

          Eldeki davada haciz şerhlerinin terkini talep edildiğinden Yargıtay uygulaması gereği terkine konu alacak miktarları üzerinden eksik harcın da tamamlanması gerekir. (Aynı yönde Yargıtay 7. HD'nin 2021/3110 E. 2022/2124 K. Sayılı ilamı) Hal böyle olunca, terkine konu icra dosyalarındaki her bir davalı yönünden haciz şerhine konu alacak miktarları, icra dosyaları dosya arasına alınarak haciz şerhlerinin devam edip etmediği tespit edilerek, belirlenen dava değeri üzerinden eksik peşin nispi karar ve ilam harcı davacı tarafa tamamlattırılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır....

          Dava 7.5.2009 tarihinde açılmış olup kayıtlardaki tedbir ve haciz şerhleri bu tarihten önce başka bir deyişle mülkiyet davalı ... Belediyesinde iken ve onun borçlarından dolayı işlenmiştir. Davacı ise mülkiyeti hükümle daha sonra kazandığından haciz ve tedbir şerhlerinden sorumludur. Dolayısıyla kayıtlardaki haciz ve tedbir şerhlerinin kaldırılmasına olanak yoktur. Mahkemece yapılan bu saptamalar bir yana bırakılarak taşınmaz mülkiyetinin davacıya takyitler kaldırılmak suretiyle intikal ettirilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı SGK'nun temyiz itirazlarının reddine, 2.bent uyarınca hükmün temyiz eden davalı kamu alacaklısı Hazine yararına BOZULMASINA, 8.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipotek ve haciz şerhlerinin terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 29.11.2011 gün ve 2011/11543-14540 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili ve davalı Girişim Varlık Yönetim A.Ş tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....

              Taraflar arasındaki haciz şerhlerinin terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince verilen direnme kararı temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2023 tarihli ve 2021/(15)6-802 Esas, 2023/434 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiştir. Karar temyiz edilmiş ve dosya tekrar Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir. Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği düşünüldü: Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararı, Hukuk Genel Kurulunun yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozulmuş; mahkemece bozma ilâmına uyularak yeni bir karar verilmiştir. Bu durumda dosya üzerinde Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılacak bir işlem bulunmamaktadır. O hâlde; yeni hükme yönelik temyiz itirazları incelenmek üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu