Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir....
a bağış suretiyle temlik ettiğini, devrin mal kaçırma amaçlı olduğunu, ileri sürerek miras payları veya saklı payları oranında iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde paylarına isabet eden taşınmaz değerinin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, dava konusu temlikte irade sakatlığı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, temlikin bağış şeklinde yapıldığı, bu nedenle anılan işlemde irade sakatlığının bulunmadığı, ayrıca davacıların saklı payının zedelenmediği ve tenkis isteğinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, dava konusu temlikin 1978 yılında davalıların murisi .....'...
Ne var ki, tenkis bakımından bir inceleme yapılmamıştır. Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 14.05.2008 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak geriye kızları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ölü kızı ...’nin çocukları ..., ... ve ...’ın kaldıkları mirasbırakanın ... parsel sayılı taşınmazını 11.03.1998 tarihinde, ... ve ... parsel sayılı taşınmazları ise 12.03.2002 tarihinde kızı ...’nin eşi davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. 1.4.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek payları oranında dava açabilirler hükmüne amirdir....
Öte yandan, bilindiği ve TMK’nın 565/4 maddesinde düzenlendiği üzere mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar tenkise tabidir. Somut olayda, mahkemece davalılara rücu şartlı olarak bağış yapıldığı, serbestçe dönme hakkının saklı tutulmadığı için davalılara yapılan bağışın tenkise tabi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yukarıda da açıklandığı üzere mirasbırakan tarafından davalılara (Borçlar Kanunu'nun (BK) 242. maddesi – Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 292. madde hükümlerine göre yapılan bu bağışın mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığının saptanması halinde tenkis hükümlerine tabi olacağı açıktır....
Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin... oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir....
in yapmış olduğu pay temlikinin kendilerinden kendilerinden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini, aynı taşınmazdaki D... üzerindeki 1/2 payın ise bedelinin muris R.... tarafından dava dışı kayıt malikine ödemek suretiyle sicil kaydının onun üzerine yapılmasını sağladığını, bu sebeple mirasbırakan tarafından kendilerinin saklı payına tecavüz edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil tenkis isteyerek eldeki davayı açmışlardır. Gerçekten de, miras bırakan R...'in davalıya yapmış olduğu pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu saptanarak davacı O... yönünden davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mirasbırakan R...'in yapmış olduğu 1/2 pay yönünden davacı O...'...
Gerçek iradesine uygun olmayan, bilinen ve açıklanan sözleşmeye "görünüşteki sözleşme", gerçek iradesine uygun olan, ancak saklanan, gizli kalan sözleşmeye de "gizli sözleşme" denmektedir. Muris muvazaasında gizli sözleşme daima bağış sözleşmesi şeklinde yapılmaktadır. O halde muris muvazaasında öteki mirasçılardan gizlenen, malın temliki değil, temlik sözleşmesinin niteliğidir. Gizli sözleşme bulunmadığı takdirde muris muvazaasından söz etme olanağı yoktur. Bu noktada; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli sözleşme de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar resmi sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitini ve tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtilmelidir ki; burada yapılan temlikin gerçek yönünün, eş söyleyişle miras bırakanın irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması önemlidir....
da bulunan iki adet daireyi davalı vakfa vasiyet ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu belirterek öncelikle muvazaa nedeniyle bağış işleminin iptal edilmesini, bu mümkün olmazsa murisin yaptığı temliklerin saklı payı oranında tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı; davanın yasal sürede açılmadığını, davacının 2005 tarihinde annesi için açtığı vasi tayini davasında bağış işlemlerini öğrendiğini açıkça beyan ettiğini, esas yönünden ise saklı pay ihlal kastı ile yapılan bir temlik olmadığından davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tenkis davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir. (4722 s.Yürürlük K.M.17). Miras bırakanın 01.08.2008 tarihinde öldüğünden uyuşmazlığa 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun uygulanacağı da tartışmasızdır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 2. Diğer yandan, 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki kayıtlı taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır....