Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere, tenkis davaları ihlâl edilen saklı payın temin edilmesi amacını taşımaktadır. Tenkis hesabı uzmanlık gerektiren bir iş olup, taraflardan saklı payların ihlal edilip edilmediğini, ihlâl edilmiş ise bunun miktarını bilmelerini beklemek hayatın olağan akışına aykırıdır. Mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17) Miras bırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır....
'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Davacı, mirasbırakan ... tarafından 412 ada 4, 5 ve 11, 177 parsel ile 122 ada 2 parsel sayılı taşınmazların satış bedeli ödenerek davalı adına tescil edildiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın davalı eşine yapılan bağış nedeniyle bu işlemlerin tenkise tabi olduğunu, mirasbırakanın işlettiği kuyumcu dükkanında bulunan altınlar ve kıymetli eşyaların davalı tarafından alındığını ileri sürerek evlilik birliği içerisinde edinilen ve davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına kayıt ve tescile, olmazsa tenkis isteminin kabulü ile saklı payını aşan 20.000-TL ile kuyumculuk işletmesindeki malların davalı tarafından alınması nedeniyle miras payı oranında 5.000-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01/04/1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Somut olayda, tapuda yapılan devir şekli bağış olduğundan 01/04/1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının somut olayda uygulama yeri olmadığından davacı tarafın muris muvazaasına ilişkin talebinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır....
ın 13.03.1990 tarihinde öldüğünü, murisin sağlığında diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla sahibi olduğu bir kısım taşınmazları davalılara satış yolu ile temlik ettiğini, ortada bu taşınmazlar yönünden bağış olduğunu, yine mahallinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında bazı taşınmazlarını da davalılar adına tespit ettirdiğini, bedelini kendisi ödediği halde alınan taşınmazları davalılar üzerine tapuya tescil ettirdiğini, saklı payının zedelendiğini, bu nedenlerle öncelikle muvazaa nedeniyle davalılar üzerine yaptırılan tapu kayıtlarının iptali ile kendi adına tapuya tesciline karar verilmesini, bu mümkün olmazsa saklı payının iptali ile kendi adına tesciline karar verilmesini veya saklı pay oranında bedel verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davasını tenkis davası olarak hasretmiştir. Bir kısım davalılar hakkındaki davasından ise feragat etmiştir....
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir....
a yapılan temlikin gizli bağış niteliğinde olduğunun tespiti halinde 01.4.1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı gözetilerek terditli olan tenkis isteği yönünden bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda: 2014/444 Esas sayılı asıl dava yönünden davanın kabulü ile 35.642,37TL'nin, ilk dava tarihi olan 12.04.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'ndan alınarak, davacı ... mirasçılarına 1/4'er pay ile ödenmesine; birleştirilen 2007/96 Esas sayılı dava yönünden davanın kabulü ile 35.642,37 TL'nin ilk dava tarihi olan 26.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacı ...'...
Muris kendi adına kayıtlı olan bir taşınmazı gizli olarak bağışlamakla birlikte resmi işlemde satış, ölünceye kadar bakma akti vb bir sebeple temlik etmiş olsaydı olayda yukarıda ilkeleri belirtilen muris muvazaası hükümlerinin uygulanma imkanı olacaktı. Zira bu şekildeki işlemlerde muris adına kayıtlı taşınmazı gizli bağış ile temlik ederken muvazaalı olan satış işleminin akit tarafı olmaktadır. Somut olayda, gizli bağış ile taşınmazın parasının ödendiği iddiası menkul bağışı olmakla şartları varsa murisin bu sağlararası tasarrufunun saklı pay oranında tenkisi talep edilebilir. Eldeki davada tenkis talebi bulunmamaktadır. O halde somut uyuşmazlıkta yukarıda açıklandığı üzere 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı İBK’nda sözü edilen muris muvazaası hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 tarihli 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Öte yandan, bilindiği ve 4721 sayılı TMK’nın 565/4. maddesinde düzenlendiği üzere mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar tenkise tabidir. Somut olaya gelince, dinlenilen davacı tanıkları mirasbırakan ...’ın temlikleri davacının saklı payını zedeleme kastı ile yaptığı yönünde bir beyanda bulunmamışlardır. Toplanan deliller yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın çekişmeli temlikleri saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı kanıtlanmış değildir....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 tarihli 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Öte yandan, bilindiği ve 4721 sayılı TMK’nın 565/4. maddesinde düzenlendiği üzere mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar tenkise tabidir. Somut olaya gelince, dinlenilen davacı tanıkları mirasbırakan ...’ın temlikleri davacının saklı payını zedeleme kastı ile yaptığı yönünde bir beyanda bulunmamışlardır. Toplanan deliller yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın çekişmeli temlikleri saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı kanıtlanmış değildir....
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Davacı, muris tarafından, dava konusu taşınmazın şartlı bağış yoluyla davalıya devredildiğini, ancak bu işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma kastıyla yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmadığı halde tenkis kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....