Diğer taraftan, davalı ...’e temlik edilen pay yerine kabul kapsamına davalı ... payının da alınmış olması isabetsizdir. Davada, davacıların davalı ... payı bakımından gizli bağış iddiaları da mevcut olup tenkis hükümlerinin uygulanması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...’ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.588.50....
Mahkemece, tenkis isteğinin kabulü ile her bir davacı için 82.708,32 TL olmak üzere toplam 165.416,64 TL’nin hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, 1927 doğumlu mirasbırakan ...’in 06.12.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacılar çocukları ...ve ... ile davalı çocuğu ...’in kaldığı, 960 ada 122 parseldeki 5 nolu bağımsız bölümün 14.10.1982 tarihinde davalı ... tarafından satış suretiyle edinildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin, asıl davadaki tenkis istemi ile birleştirilen davadaki terditli tenkis istemlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere,mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s.Y. 17.md.) Miras bırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....
Davacılar, mirasbırakanları ...’nün maliki olduğu 1349 ve 1162 parsel sayılı taşınmazlarını ölümünden 21 gün önce ikinci eşi ...’dan olma davalı oğlu ...’e bağış suretiyle devrettiğini, devrin mirastan mal kaçırma ve saklı payları etkisiz kılma amacıyla yapıldığını ileri sürerek, öncelikle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa saklı payları oranında tenkisini istemişlerdir. Davalı, iddiaların gerçek olmadığını, mirasbırakanın mal kaçırma kastı ya da saklı payı etkisiz kılama amacının olmadığını, saklı payın ihlal edilmediğini bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iptal ve tescil isteği yönünden davanın reddine, tenkis isteği yönünden davanın kabulü ile her bir davacı yönünden 6.691,00 TL’nin karar tarihinden itibaren uygulanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ......
Hemen belirtilmelidir ki, saklı pay oranında açılan tenkis davalarında davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Eldeki davada mahkemece, her bir davacı için her bir davalıdan tahsiline karar verilen bedellerin, 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır. Yukarıda açıklanan nedenden ötürü temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davalılar vekilinin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, alınan peşin harcı istek halinde temyiz edene iadesine, 12/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davadan sonra açıldığını, bu davayı açtıkları tarihte henüz tapu iptal davasının açılmadığını, davacı ile davalı T5’ın bu taşınmazdan hak elde ettiğini, bu nedenle mahkemenin davalılara tercih hakkı dahi kullandırmadan bu haliyle davacıların saklı payı kalmamaktadır gerekçesiyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, tenkis isteğine ilişkindir. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür....
Muris muvazaası hukuki sebebine dayalı davalar pay oranında görülebilir ise de somut olayda, mirasbırakan tarafından davalıya satış yoluyla yapılmış bir temlik olmayıp muris muvazaası iddiasının hukuki dayanağını oluşturan 1.4.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığından, muris muvazaası iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil iddiasının dava konusu taşınmazlar bakımından dinlenmesine olanak yoktur. Bağış yoluyla yapılan temlikin, koşullarının varlığı halinde TMK'nın 560 ila 571 inci maddelerinde öngörülen tenkis hükümlerine tabi olacağı açık olup terditli olarak açılan davada tenkis isteği de bulunduğundan, tenkis istemi yönünden gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile; 1....
Bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Ancak gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlem bulunduğu iddiası bakımından şartların mevcut olması halinde tenkis incelemesi yapılabileceği hususunda kuşku yoktur....
Bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı, Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş, Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Ancak gizli bağış şeklinde gerçekleştirilen işlem bulunduğu iddiası bakımından şartların mevcut olması halinde tenkis incelemesi yapılabileceği hususunda kuşku yoktur....
Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Yukardaki açıklamalar karşısında tapu iptal tescil isteminin reddedilmesi doğrudur. Tenkis istemine gelince, dinlenen tüm davacı tanıklarının taşınmazın muris tarafından satın alınıp davalı adına tescil ettirildiğini bildirmeleri karşısında işlem tenkise tabi ise de, murisin bu tasarrufu TMK 565/4. maddesinde düzenlendiği üzere saklı payı zedeleme kastı ile yaptığı ispatlanamadığından tenkis isteminin reddedilmesi de bu gerekçe ve sonucu itibari ile doğrudur....