Murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi adına kaydettirmesi halinde, diğer bir söyleyişle bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; koşulları var ise tenkis istenebileceği Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782; 21.9.1994 tarihli 248/538; 21.12.1994 tarihli 667/856; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması da bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle bedelin miras bırakan tarafından ödendiği iddiası ve miras bırakan tarafından bağış suretiyle yapılan pay temliki yönünden, 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı, öte yandan tenkis isteği bakımından TMK’nun 506. maddesi uyarınca yeğenlerin saklı paylı mirasçı olmadıkları, miras bırakanın ölüm tarihi nazara alındığında kardeşlerin de 5650 Sayılı Yasa ile saklı pay sahibi mirasçı olmaktan çıkartıldıkları anlaşılmakla, bu gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının aşağıda yazılı 3.15....
, bu nedenlerle, muris Zarife'nin bağış yolu ile temlik edilen hisselerinin veraset ilamındaki paylar oranında müvekkillerine düşen kısımlarının tapularının iptali ile müvekkilleri adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davalı vakıflar yönünden, mirasbırakanın saklı payını zedeleme kastı ile temliklerde bulunduğunun kabulü ve bu parseller yönünden tenkis davasının kabulüne karar verilmesi doğrudur. Davalı vakıfların, bu hususlara yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığından, reddine. Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince: Bilindiği üzere; tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde TMK. nun 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir....
Noterliğinin 21.12.2011 tarih ve ... yevmiyeli vasiyetnamesi ile maliki olduğu ..., ..., ... ve ... (½ pay) parsel sayılı taşınmazlarını davacı torunlarına, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e, ..., ... ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e, ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’e, ... parsel sayılı taşınmazını davalı oğulları ..., ... ve ...’e bıraktığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür....
payları zedeleme kastı ile gizli bağış yaptığı iddiasını destekler bir delil bulunmadığı, davacıların iddiasının yöntemince ispatlanamadığı anlaşılmıştır....
Somut Olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarih 586/782; 21.9.1994 tarih 248/538; 21.12.1994 tarih 667/856; 11.10.1995 tarih 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır....
İşte, tanınan bu hakka saklı pay, bu hakkın tanındığı kimselere de saklı paylı mirasçı denilmektedir. Saklı paylı mirasçının hakkı, miras bırakanın iradesinden bağımsız olarak güçlendirilmiş olup, miras bırakanın bu hak üzerinde tasarrufta bulunması yasaklanmıştır. Sağlar arası veya ölüme bağlı bir tasarruf ile saklı pay sahibi mirasçının saklı payına el atıldığı takdirde, yapılan o tasarruf, tenkis davası yolu ile saklı paylı mirasçının saklı payı sağlanıncaya kadar indirime tabi tutulacaktır. Başka bir anlatımla; saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın saklı paylarına el atması halinde onun, ölümünden sonra bu el atmanın ortadan kaldırılmasını, saklı paylarının tamamlanmasını talep ve dava edebileceklerdir. İşte, bu tür davalara da tenkis davası denilmektedir....
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir....
bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler bakımından anılan Yargıtay İnançları Birleştirme kararının doğrudan bağlayıcı nitelikte olmadığı, bunun yanı sıra kararın, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağının sağlanamayacağı, bu tür taşınmazlar bakımından koşulları var ise ancak tenkis istenebileceği, somut olayda tenkis isteğinin de bulunmadığı, bu doğrultuda mahkemece yapılan değerlendirme ve ulaşılan sonuç doğru olup usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır....