İş Mahkemesi'nin 26.06.2014 tarihli 2013/350 esas ve 2014/334 sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade ve alacak davalarında ... İş Mahkemelerince verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....
Dosya kapsamına göre, mahkemenin belirtilen kararının Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade davaları sonucunda verilen kararların varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu kararlardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alman alacakların hesaplanmasına esas alman çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade davasında verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....
İş Mahkemesi'nin 01.10.2013 tarihli ...karar sayılı kararının, Dairemizce muvazaa yönünden eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ise de, temyiz incelemesinde, davacının daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı işe iade davası sonucunda verilen kararın varlığının gözden kaçtığı ve dolayısıyla söz konusu karardaki muvazaa kabulünün, eldeki davada hüküm altına alınan alacakların hesaplanmasına esas alınan çalışma süresi bakımından kesin hüküm etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının, davalıya karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açtığı tespit ve işe iade davaları sonucunda verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğu kabul edilmiştir....
ın sevk ve idaresinde iken başka bir araca çarparak hasarlanmasına neden olduğunu, müvekkili tarafından karşı araç hasarı olarak 4.878 TL ödeme yapıldığını, KTK'nun 95. ve ZMSS Genel Şartları'nın 4/c maddesi gereğince ödenen bedelin rücuan tahsili için davalıya yönelik başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen......... tahsili davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, araç satışı ve hat devir işleminin muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak iptali ve miras payları oranında tescili ile araç bedelinin tahsili isteklerine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanı .........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil Dava, genel muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili davasıdır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay ... Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 29/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı ve birleşen davada davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2009 gününde verilen dilekçe ile yükleniciden temlik alınan hakka ve muvazaaya dayalı ... iptali ve tescil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm satın alınmasına ve muvazaaya dayalı ... iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde ödenen 27.500,00 TL bedelin ödeme gününden itibaren faiziyle tahsili ayrıca sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararlara karşılık şimdilik 1.000 TL tazminatın tahsiline karar verilmesi...
için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerektiği, muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek olmadığı, çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardan olduğu, muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürdüğü, İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel oluşturmadığı, davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm...
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK’nin 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir....
Dosya arasındaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının çalışma gün ve saatlerine ilişkin olarak kullandığı araçların kayıtlarını tutan şirketlere yazılan müzekkere cevaplarında araçlara ait verilerin iki yıl öncesine ait olanların silindiği belirtildiği, bu nedenle davacının çalışma gün ve saatlerine ilişkin kayıt bulunmadığı, Yargıtay içtihatları geregi, tanık beyanlarının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açık, anlaşılır ve inandırıcı olması gerektiği, genel ve soyut beyanlara itibar edilmemesi gerektiği, bir fiil şahit oldukları ve görgüye dayalı bilgilerinin olduğu döneme ilişkin olarak değer verilmesi mümkün olduğu, Karayolları Trafik Mevzuatına göre şoför olarak çalışanların 9 saatten fazla araç kullanmasının yasak olduğu, yasal mevzuat gereği 9 saatlik araç kullanma süresi dikkate alınarak ayrıca tanık beyanlarına göre araç kullanma süresi dışında yükleme ve boşaltma işlemlerininde şoförler tarafından yapıldığı bu sürenin...