Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Limited Şirketi’nin 24.04.2012 tarihinde kurulduğunu, ortaklarının ... ve ... ve şirket müdürünün ... olduğu, 20.02.2014 tarihli 2014/01 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ...’un hisselerinin tamamının ...’a devredilerek ortaklıktan ayrıldığını, şirket müdürü ...’un yetkilerinin sona erdirilmesine karar verildiği ve bu kararın İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünce 21.02.2014 tarihinde tescil ve ilan edildiğini, davacı tarafça sunulan ortaklar kurulu kararı ve hisse devir sözleşmesinde herhangi bir hisse devir tescilinin bulunmadığı, TTK m. 595 gereği sermaye payının devredilebilmesi için hisse devir sözleşmesi, hisse devrinin ortaklar genel kurulunda devredildiğine dair karar ve pay devrinin işlendiği pay defterinin gerektiği, ilgili belgeler ile birlikte gerekli harçlar yatırılarak Ticaret Sicil Yönetmeliğinin m. 22 gereği tescil başvurusunda bulunmaya yetkili kişi / kişiler tarafından (limited şirketlerde şirket müdürü) başvurulması gerektiği, hisse devrinin tescilinin yapılmamış olmasının...

    davada incelenmesi gereken husus davalının yaptığı tasarrufların iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla BK.nın 19. maddesinde yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Davacı şirket ortağı olmadığı gibi, şirket hisse devrinin TTK'da düzenlenen şekilde yapılmadığını da iddia etmemektedir. Davacı hisse devrinin muvazalı yapıldığı iddiasındadır. Bu yönüyle somut olayda taraflar arasında TTK hükümlerinin uygulanması kaynaklı bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir....

      Mahkemece, kesin hükmün varlığının kabul edildiği aynı mahkemenin 1999/340 esas ve 2001/101 karar numaralı dava dosyasının incelenmesinden her ne kadar her iki davanın tarafları aynı ise de müddeabihleri ve hukuki sebepleri farklıdır. İlk açılan davanın müddeabihi (açılan bu dava ile elde edilmek istenen sonucu) tapu kaydının iptali ile tescili ve taşınmazın bedeline yönelik olup, bu davanın müddeabihi ise ilk davada hükmedilen miktar ve bunun işlemiş faizinin davacı zararını karşılamaması iddiasına dayalı olarak talep edilen munzam zarara ilişkindir. Diğer taraftan ilk davanın dava sebebinin ( maddi vakıalar) bu davanın açılmasından önceki 18.10.1995 tarihli sözleşmeye dayalı olarak gelişen maddi vakıalara ilişkin olup; ikinci davanın dava sebebi ise ilk davanın sonucuna dayalı olarak gelişen maddi vakıalara ilişkindir. Hal böyle olunca her iki dava arasında kesin hükmün varlığından söz edilemez....

        Mahkemece davanın kabulüne,.....a 451 parsel nolu taşınmazın tarla vasfı ile davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile, dava konusu taşınmazın tarla vasfı ile 2/8 hisse ile davacı..... doğumlu, ..... T.C kimlik numaralı) ..., 3/8 hisse ile davacı.... numaralı) ..., 3/8 hisse ile davac.... doğumlu, ..... T.C kimlik numaralı) ... adına tapu siciline kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil niteliğindedir....

          (İİK. m.281/2) Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince somut olay değerlendirildiğinde; eldeki tasarrufun iptali davasında, sözleşmelerle devrinin yapıldığı iddia olunan taşınır ve taşınmaz malların aynına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığından ve dava para alacağına ilişkin bulunduğundan, bu suretle ihtiyati tedbir isteminin reddi yönündeki ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olduğundan, davacının istinaf istemlerinin HMK'nın 353/1- b/1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. K A R A R / Gerekçe uyarınca, 1/İstanbul Anadolu 31....

          olduğunu, hiçbir geliri ve birikimi bulunmayan bir insan olduğunu, piyasa değeri 400,000,00 TL. olan işbu bağımsız bölümü satın alabilecek hiçbir ekonomik gücününde olmadığını belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile diğer davalı T3 adına tesciline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

          DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - HİSSE TEMLİKİNİN İPTALİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakanları Yusuf Yaman'dan miras yoluyla adına intikal eden dava konusu şirket ve üç adet taşınmazdaki miras paylarını hata, hile, tehdit, cebir, gabin vb. iradeyi fesada uğratan sebeplerle kardeşi davalıya devrettiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazların tapu kaydının payı oranında iptali ile adına tesciline, şirket hisselrinin devrinin iptaline, iptal edilecek şirket hisselerinin şirket pay defterine ve karar defterlerine adına kaydedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, satış bedellerinin nakden ve peşinen ödediğini, temliklerin davacının hür iradesi ile gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunmadığı ve davacının tacir olmadığı davaya Asliye Hukuk Mahkemesininde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nun 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." kuralı nazara alınmıştır....

            aleyhine açılan tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde alacak davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece kimsenin kendi kusuruna dayalı olarak muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil davası açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve davacı vekilinin 16.6.2010 tarihli yargılama oturumundaki beyanına göre dava; Borçlar Kanunu 244.maddesine göre bağıştan dönme (rücu) hukuki sebebine dayalı olarak açılmış olan dava konusu 375 ada 1 parseldeki davalı adına kayıtlı 1/2 paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil, mümkün olmazsa yarı payın bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın çözüm yeri HMK'nun 1 ve devamı maddeleri (önceki HUMK.nun 1 ve devamı maddeleri) uyarınca genel mahkemelerdir. Davacının mal rejiminin tasfiyesine dayalı herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Görev kamu düzeniyle ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir....

              Mahkemece; dava konusu 01.01.2002-01.01.2008 döneminde tapu kaydının davalı adına kayıtlı olduğu için davacının bu tarihler yönünden ecrimisil isteyemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen Samsun 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.10.2008 tarih, 2007/385 E.-2008/362 K.sayılı dava dosyasında davacı ... tarafından, davalı ...'ya karşı dava konusu 7307 ada, 6 parseldeki taşınmazın tapu kaydının 22.11.1994 tarihinde mal kaçırmak amacıyla muvazaaya dayalı davalı adına tescil edildiği iddia edilerek tapu iptal-tescil davası açıldığı, yargılama sonucunda mahkemece, mirasbırakanın mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak davalı adına yapılan tescilin iptali ile davacının hissesi oranında davacı adına tesciline karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeden 13.11.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu