Ancak alacak miktarının tespiti ile tespit edilen hasar bedelinin davalının sorumluluğunda kalıp kalmadığı hususu ve bu kapsamda vaki olayın münhasıran ... plakalı araç sürücüsünün kullanmış olduğu alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediği hususu ile ... plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin miktarının tespiti ile bu hasar miktarının sigorta poliçesi kapsamında kalıp kalmadığı hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür. Bu kapsamda makine mühendisi ..., Öğr. Üyesi Psikiyatri Uzm..... ve sigorta hukuku ...'dan alınan 21/02/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; 18/01/2020 tarihinde ...'nun sürücüsü olduğu ... plakalı araç ile ...'nın sürücüsü olduğu ... plakalı araç arasında 18/01/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sürücü ...'...
---uygulamasında, araç sahiplerinin plaka numaralarıyla birlikte -------- yollarından geçiş sırasında araç sahibinin ----- yeteri kadar bakiye bulundurmayan araç plakasının geçişten sonra her gün belli aralıklarla sistem tarafından kontrol edilmesi, yeterli bakiye olduğunda geçiş bedelinin tahsil edilmesi, bu sorgulamanın geçişten sonraki ---- boyunca devam etmesi gerektiği, on beş günün sonunda hâlen hesabında yeteri kadar geçiş ücretini karşılar bakiye bulundurmayan araç geçişi ‘cezalı geçiş’ statüsüne dönüşmektedir. ---- davaya konu araçların------ hesap bakiye ve hareketlerine ilişkin bilgiler celp edilmiştir. Davacı vekili ---- tarihli talep dilekçesi ile dava konusu araçlara ilişkin----- hesap dökümlerinin temini için ------ müzekkere yazılmasını talep etmiş, bankalardan verilen cevabi yazılar dosya içerisine alınmıştır....
Araç satışının dava konusu sözleşme ile bağlantılı olduğunun ve araç bedelinin sözleşmede öngörülen borçtan düşürülmesinin kabulü doğru değildir. Resmi satışın aksi kanıtlanmadıkça geçerli olduğu gözetilerek mahkemece araç bedelinin dava konusu alacaktan düşülmemesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, 31.05.2012 tarihinde yürürlükte bulunan hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra, davacının çalıştığı şirketlerle yapılan hizmet alım sözleşmelerinin, davacının işyerinde yürüttüğü iş açısından, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığının araştırılarak değerlendirilmesi gereklidir. Anılan sebeplerle, dosyada eksik olan hizmet alım sözleşmeleri, genel şartname, idari şartname, teknik (özel ve genel) şartnameler, makine, teçhizat ve ekipman listeleri ile sair sözleşme ekleri dosya kapsamına alınarak titizlikle incelenmeli; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılarak asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığının araştırılarak değerlendirilmesi gereklidir. Anılan sebeplerle, dosyada eksik olan hizmet alım sözleşmeleri, genel şartname, idari şartname, teknik (özel ve genel) şartnameler, makine, teçhizat ve ekipman listeleri ile sair sözleşme ekleri dosya kapsamına alınarak titizlikle incelenmeli; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılarak asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığının araştırılarak değerlendirilmesi gereklidir. Anılan sebeplerle, dosyada eksik olan hizmet alım sözleşmeleri, genel şartname, idari şartname, teknik (özel ve genel) şartnameler, makine, teçhizat ve ekipman listeleri ve sair sözleşme ekleri dosya kapsamına alınarak titizlikle incelenmeli; davacının açtığı ve henüz kesin hükme bağlanmamış işe iade davası da (... İş Mahkemesi'nin 2014/531 esas sayılı dosyası) dikkate alınmalı; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılarak asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığının araştırılarak değerlendirilmesi gereklidir. Anılan sebeplerle, dosyada eksik olan hizmet alım sözleşmeleri, genel şartname, idari şartname, teknik (özel ve genel) şartnameler, makine, teçhizat ve ekipman listeleri ve sair sözleşme ekleri dosya kapsamına alınarak titizlikle incelenmeli; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde değerlendirme yapılarak asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı Gruopama AŞ vekili, KTK'nın 48. maddesinde 24.5.2013 tarihinde yapılan değişiklik ile araç sürücülerinin yasal sınır üzerinde alkollü içki almış olmasının yeterli olduğunu güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş olup olmadıklarına bakılmayacağını, anılan değişiklikten önce "alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri" yasaklanmış iken kanundaki değişiklik sonrası "alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır" şeklinde değiştirildiğini dolayısıyla arıtk illiyet bağının aranmayacağını belirterek belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan araç hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Davacı vekili davasını ıslah etmiştir.Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazası niteliğindeki haksız fiil iddiasına dayalı olarak açılan araçta meydana gelen değer kaybının, araç hasar bedelinin ve kira bedelinin tahsiline yönelik maddi tazminat davasıdır....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; a)Davacının araç hasar bedeline ilişkin tazminat talebinin kabulü ile davacıya ait ... plakalı araçta meydana gelen 950,00 TL hasar bedelinin davalı ... yönünden haksız fiil tarihinden (24/12/2017), davalı sigorta şirketi yönünden ise 05/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, b)Davacının araç değer kaybına ilişkin tazminat talebinin reddine, c)Davacının araç mahrumiyet zararına ilişkin tazminat talebinin kabulü ile 180,00 TL tazminatın haksız fiil tarihi olan 24/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'...