Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirketin sigortalısı ---- plakalı araç ile davalıya ait --- plakalı aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin kusuru oranında davalılardan rücuen tahsili amaçlı başlatılan-------- yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır. Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; ----------Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur" ilkesi benimsenmiştir....

    Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığının değerlendirilmesi ve neticeye sonuca gidilmesi gereklidir. Dosya içeriğinde, uyuşmazlığın çözümünde değerlendirilmesi gereken 01.01.2013-31.03.2013 tarihleri arasında yürürlükte bulunan hizmet alım sözleşmesi ile sözleşmenin idari şartnamesi ve iki adet özel teknik şartnamesi mevcuttur. Ancak, sözleşmenin 8. maddesinde ihale dökümanını oluşturan belgeler arasında sayılan, yapım işleri genel şartnamesi, uygulama projesi, mahal listesi ve genel teknik şartnamesi ile sözleşmenin 12. maddesinde bahsi geçen iş programı dosya içeriğinde bulunmamaktadır....

      Dava, davalı ... şirketine Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı araçta meydana gelen hasar bedelinin tahsili istemine ilişindir. Bu tür sözleşmeye dayalı davalarda da genel yetkili mahkeme, HUMK.nun 9/1 maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesi ise de Kasko Sigortası Genel Şartlarının C.8 maddesi hükmünde sigortacı aleyhine açılacak bu tür davada, davalı sigortacının merkezinin veya sigorta sözleşmesini yapan yetkili acentanın ikametgahının bulunduğu ve rizikonun meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili mahkeme olarak kabul edilmiştir. Aynı düzenlemeye paralel olarak 2918 sayılı KTK.nun 110. maddesinde de Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği ifadesine yer verilmiştir....

        Yalnız maddi hasar meydana gelen kazalarda, kazaya dahil kişilerin tümü, yetkili ve görevli kişinin gelmesine lüzum görmezlerse, bunu aralarında yazılı olarak saptamak suretiyle kaza yerinden ayrılabilirler” kurallarını ihlal etmesi sebebiyle olay yerini terk eden ve sürücüsü tespit edilemeyen ----plaka sayılı araç sürücüsünün meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kendi şeridinde seyir halinde olan ---- plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı ----- meydana gelen kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı, ---plaka sayılı aracın onarım bedelinin, aracın rayiç bedelinin yaklaşık %88’ine denk gelmesi sebebiyle onarımının ekonomik olmayıp araca---- işlemi yapılmasının uygun olacağı ve araçta meydana gelen gerçek hasar bedelinin kaza tarihi itibariyle 7.741,00 TL olarak hesaplandığı, davacı ----- sigortalısı davalı araç maliki ---- malikine/işletenine/sigortalısına rücu hakkı bulunmadığı, sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı görülmüştür....

          Esas sayılı takip dosyası celp edilerek sistem üzerinden dosyamız içine alınmış, yapılan incelemesinde alacaklının dosyamız davacısı sigorta şirketi olduğu, borçluların dosyamız davalısı şirket ve ... olduğu, davacı tarafından davalılar aleyhine 30/12/2017 tarihli trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla 4.818,36 TL asıl alacak, 488,83 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.307,19 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından takibe süresinde itiraz edildiği ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Dava, 30/12/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı şirket tarafından kasko poliçesi ile sigortalı ..... plakalı araç ile davalı şirketin maliki olduğu ve davalı gerçek kişinin sürücüsü olduğu .... plakalı aracın çarpıştığı, sigortalı araçta oluşan hasarın davacı şirket tarafından tazmin edildiği, hasar bedelinin davalılardan rücuen tahsili istemi ile davalılar aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır....

            H Ü K ÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 2.601,40 Euro hasar bedelinin, euro cinsi mevduata devlet bankalarının uyguladığı bir yıllık en yüksek temerrüt faizi ile birlikte, ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı TL tutarı davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Hükmedilen tutara davalı ... yönünden 12/11/2021 tarihinden, davalı ... yönünden 09/11/2021 tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesine, 182,01 Euro araç mahrumiyet tutarının 09/11/2021 tarihinden itibaren euro cinsi bir yıllık mevduata devlet bankalarının uyguladığı en yüksek temerrüt faizi ile birlikte ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı TL tutarın davalı ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine, Davalı ...'...

              Dava, istek ve olayın gelişimi göz önünde tutulduğunda, katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı isteğiyle bir ilgisi bulunmayıp taraflar arasındaki uyuşmazlık, muvazaaya dayalı şahşi hakka ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesinde açık bir biçimde ve yukarıda açıklandığı gibi taşınmazın esasen eşi tarafından satın alınmasına rağmen muvazaalı olarak diğer davalı ... adına tescil edildiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Şahsi hakka dayalı olarak muvazaa (BK.m.18) hukuksal sebebiyle açılan davalar genel hükümlere göre genel mahkemelerde bakılır. Davacının ileride açacağı katkı payı veya katılma alacağı davaları sonucunda hak edeceği alacağının tahsilini sağlamak için bu tür davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Saptanan bu olgu karşısında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olmadığı, uyuşmazlığın mal rejiminden kaynaklanmadığı gözetilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekir....

                -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; genel muvazaaya dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,9.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

                  -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, TBK.' nun 19.maddesi gereğince genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,5.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......

                    Davacı vekili, davanın kasko sigorta poliçesine dayalı rücu davası mı yoksa trafik sigorta poliçesine dayalı içe rücu davası mı olduğunu açıklamamıştır. Ancak, davalı aracının trafik sigorta poliçesinin davacı şirket nezdinde bulunması, kasko sigortasının ise dava dışı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi’nce düzenlenmesi, kaza tespit tutanağında ve takip talebinde, sigortalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı KTK.’nun 65/1-g maddesini ihlal ettiğinin belirtilmesi karşısında, istemin trafik sigorta poliçesine dayalı içe rücu davası olduğu anlaşılmaktadır. 2918 Sayılı KTK.’nun 65/1-g maddesinde, “Yükün, karayoluna değecek, düşecek, dökülecek, saçılacak, sızacak, akacak, kayacak, gürültü çıkaracak şekilde yüklenmesi yasaktır. ” hükmü yer almaktadır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde, zarar görenlere ödemede bulunan sigortacının, hangi hallerde sigorta ettirene rücu edebileceği açıklanmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu