Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine dayalı olarak yapılan talep üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, 1 ay sonraya bırakılan 17.02.2022 tarihli ertelenen genel kurul toplantısının devamı niteliğinde olup, ertelenen 17.02.2022 tarihli toplantıya bakanlık temsilcisinin katıldığını, bu durumun 17.02.2022 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile sabit olduğunu, oysa, ertelenen genel kurul toplantısının devamı niteliğindeki davaya konu 01.04.2022 tarihli erteleme genel kurul toplantısında bakanlık temsilcisinin toplantıya katılmadığını, bu toplantı bakanlık temsilcisinin yokluğunda yapıldığından, 01.04.2022 tarihli genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınmış tüm kararların TTK 420 ve 414 hükümleri ile ''Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Bakanlık Temsilcileri Hakkında Yönetmelik'' hükümlerine aykırılık nedeniyle butlan ile sakat olduğuna karar verilmesi gerektiğinden, yürütmenin durdurulması kararının kapsamı dışında bıraktığı davaya...

    Davalı şirketin %70 hisseyle ortağı olan dava dışı ortak ... tarafından olağanüstü genel kurul talep edilmesi üzerine 14 Ekim 2021 tarihinde ... şirketinde genel kurul yapılmıştır. Bu genel kurulda, davacı ...'ın şirket müdürlüğünden azledilmesine ve şirket müdürü olarak dava dışı ...'nun atanmasına ilişkin karar alındığı, şirket karar defteri bulunamadığı için 14.10.2021 tarihinde alınan Genel Kurul Kararının tescil edilemediği, şirket müdürlüğüne atanan ... tarafından şirket karar defterinin ziyaına ilişkin hasımsız olarak İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/218 esasıyla açtığı davada defterlerin eski şirket müdüründe olduğu yargılama sırasında ortaya çıkmıştır. 14 Ekim 2021 tarihinde yapılan Genel Kurul kararının TTSG'de ilan edilememesi sebebiyle, 3. kişiler nezdinde yeni müdürün yönetimi aleniyet kazanamadığı belirtilerek oluşan bu organ boşluğunun giderilmesi talebiyle yeni müdür ... tarafından İstanbul Anadolu 10....

      No:8 Odunpazarı / ... adresinde olağanüstü ortaklar genel kurul toplantısı yapılmasına karar verildiği ancak toplantının ilan edilen adreste değil davalı şirketin adresinde yapıldığı, davacıya bildirilen adresin doğru olmaması sebebiyle yapılan toplantının çağrısız toplantı niteliğinde olduğunun kabulü gerekeceği, çağrısız genel kurul toplantısında karar alınabilmesi için tüm ortakların toplantıya katılmasının gerekli olduğu, bu nedenle davacının katılımı olmaksızın yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların butlanla malul olduğu,mahkemenin bu husustaki ret kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusun kısmen kabulüne, şirket defterlerinin incelenmesi talebi hakkında verilen ret kararı hakkındaki istinaf başvurusunun kesinlik nedeniyle reddine, usulsüz genel kurul kararının iptali talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu kısma yönelik ret kararının kaldırılarak 05/11/2015 tarihli olağanüstü genel kurul kararının butlanla malûl olduğunun tespitine...

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/493 Esas KARAR NO : 2018/131 DAVA : Ticari Şirket DAVA TARİHİ : 02/08/2017 KARAR TARİHİ: 09/03/2018 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin yönetim kurulu başkanlığını ... tarihli genel kurul kararına kadar sürdürdüğünü bu tarihli genel kurulda yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporu blanço ve gelir gider hesaplarının oy çokluğu ile onaylanması suretiyle ibra edildiğini müvekkili ibra edildiği halde ... tarihinde yapılan davaya konu genel kurul toplantısında müvekkilinin görev yaptığı ...ile ... dönemi için sadece müvekkili yönünden ibra edilmeme kararı verildiğini genel kurul toplantısının usule aykırı yapıldığını zira toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler iadeli taahhütlü mektupla bildirilmesi gerekirken pay sahiplerine...

          Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; açılan davanın genel kurul kararının iptali davası olduğunu ve davacıların şahsi durumu ile ilgili bir karar alınmadığını, yönetim kurulunun davacıları fazla bedel ödeyen ortaklardan kabul etmemesi halinde bu husustaki ihtilafın giderileceği davanın genel kurul kararının iptali davası olamayacağını, bu hususun ayrı bir alacak davasının konusu olduğunu, genel kurul iptali davası ile alacak davasının bir arada yürütülmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı; davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, tespit ve kooperatif genel kurul kararının iptali davasıdır. Tespit davası, genel kurul kararının iptali davası ile görülebilen davalardandır. Her iki dava da Kooperatifler Kanunu'ndan kaynaklanan üye ile kooperatif arasındaki davalardır. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilerine dayanarak bu kapsamda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/23 Esas KARAR NO : 2023/14 DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) DAVA TARİHİ : 09/01/2023 KARAR TARİHİ : 12/01/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin 11/12/2022 tarihinde olağan genel kurulunun gerçekleştirildiğini, iş bu genel kurul toplantısında alınan gündemin 4,5, ve 6 nolu kararlarının, sözleşmeye, kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu beyanla alınan kararların iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

              nde toplantı kararının 27/08/2013 tarihinde alındığının ilan olunduğunu, genel kurul kararında yirmi yıl süreyle diğer ortakların şirket temsilcisi olarak atandıklarını, bu durumun müvekkilinin haklarını ihlal eder nitelikte olduğunu ileri sürerek genel kurul kararının butlanına karar verilmesini ve şirket yönetiminin kayyıma devredilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın genel kurul kararının butlanının tespiti davası olarak açılmasına rağmen genel kurul toplantısına usulsüz davetin başlı başına genel kurul kararının iptali sebebini oluşturmadığı, ancak iptal nedeni olabileceği, iptale tabi kararların ise toplantıdan itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

                Davacı yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere; genel kurul toplantısından haberdar olmasına karşın toplantıya katılmamış olup, genel kurula katılımına haksız olarak izin verilmediğini veya engellendiğini de ispatlayamamıştır. Bu nedenle genel kurul kararının TTK 445. Maddesine göre iptali açılan davada mümkün değildir. Davacı genel kurul kararının öncelikle butlan nedeniyle batıl olduğunun tespitini talep etmiştir. Davacının talebinin ve ilk derece mahkemesinin "yokluk" hükmünün incelenmesinde; butlan nedeniyle genel kurul kararlarının batıl olması durumun düzenleyen TTK 447. Maddesini incelemek gerekir. Anılan yasa maddesine göre; butlan halleri tahdidi olarak sayılmış olup, bu hallerin dışında genel kurul kararlarının butlan nedeniyle yokluğuna hükmedilemez. Tüm dosya kapsamında; davalı şirketin 12/07/2019 tarihinde yasal toplantı nisabı ile toplandığı ve yasal karar nisabı ile karar aldığı, TTK 447....

                Davacı 30/11/2008 tarihli genel kurulun (4) dört nolu kararının, genel kurulun usulüne uygun yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu belirtmiş ve bu kararın üyeler arasında eşitsizliğe neden olduğunu ileri sürmüştür. Yukarıda da belirtildiği gibi, genel kurul kararının iptal edilmediği, kooperatifin yönetimi değiştikten sonra bir genel kurulun geçersizliğini ileri sürmesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davacının emsal olarak dayandığı dava dosyasının temyiz incelemesinde Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 08/04/2019 tarihli 2016/5266 E. 2019/1242 K. sayılı ilamı ile davacı kooperatifin genel kurul kararının geçerli olması nedeni ile alacaklı olamayacağını belirttiği görülmüştür. Bu nedenle davacının, genel kurula ilişkin istinaf istemlerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Gerekçeli karar başlığında davacının adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK'nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir....

                Davalı vekili, 2013 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağında iptalini istedikleri 7 no'lu gündem maddesine ilişkin tutanağa muhalefet şerhi düşürmediklerini, bu sebeple öncelikle dava şartı yokluğundan reddine aksi halde kooperatif yönetim kurulunun 06.12.2013 tarihli ve 303 sayılı kararında nispi eşitlik ilkesi göz önüne alınmak sureti ile karar verildiğini savunarak, davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacıların karara red oyu kullandıkları ve bu durumun açıkça genel kurul tutanağına geçirildiği anlaşıldığı, bu nedenle davacıların dava açmaya hakkı bulunduğu ve davanın süresi içerisinde açıldığı; 01.03.2014 tarihli 7 no'lu genel kurul kararının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesindeki hükmüne ve anasözleşme hükümleri ile iyiniyet esaslarına aykırı olduğu gerekçesiyle, genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu