Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Limited şirket genel kurulunda oy hakkı 6102 sayılı TTK'nın 618., oy hakkından yoksunluk 619. ve karar alma ile önemli kararlar 620 ve 621. maddelerinde düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 622. maddesi uyarınca genel kurulun butlanı ve iptaline ilişkin hususlarda anonim şirketlere ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Anonim şirketlerde genel kurulun iptali 445 ve 446., genel kurulun butlanı TTK'nın 447. maddede düzenlenmiştir. Anılan hükümler incelendiğinde; pay sahibinin paya ilişkin hakları ve oy hakkının sınırlandırılması diğer şartların varlığı halinde butlan sebepleri arasında sayılmıştır (m.447/1). Genel kurulda karar almak için belirli nisapların sağlanması gerekmekte olup (m.620, 621), sağlanamaması iptal sebebi oluşturmaktadır. Bu hükümler uyarınca, bir genel kurulun butlanı sebeplerinin olup olmadığı veya iptalinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesi için oy hakkı ile karar nisaplarının doğru hesaplanması gerekir. Eldeki dosyada ise; Düzce 5....

DAVA : Sermaye Artırım Kararının Butlanı Talebi DAVA TARİHİ : 10/04/2023 KARAR TARİHİ : 19/07/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin geçmiş yıllar karından sermaye arttırımına ilişkin 31/08/2018 tarihli genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunu belirterek iptalini ve anılan kararın yürütmesinin durdurulmasını talep etmiştir. Davalı vekili öncelikle ara buluculuk yolu ile çözümlenmesi gerektiğini bu şartın yerine gelmediğini bu sebeple davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davacı tarafından toplantıdan haberdar olduğunu ve davanın hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğunu belirterek talebin reddine karar verilmesini istemiştir....

    Alınan bilirkişi kurulu raporu gerekçeli, denetlenebilir, dosya içeriğine uygun ve uyuşmazlığı çözmeye yeterli görüldüğünden, taraf vekillerinin itirazı yerinde görülmemiş, mahkememizce de benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve toplanıp değerlendirilen delillere göre; davacı taraf, davalı şirketin 24/11/2017 tarihli Genel Kurul Toplantısına çağrının usulsüz olduğunu iddia ederek alınan kararların butlanı talep etmiş ise de; benimsenen bilirkişi kurulu raporunda da açıklandığı üzere toplantıya çağrının usulsüzlüğünün tek başına alınan kararların doğrudan butlanı sonucunu doğurmayacağı, dava konusu kararların ancak iptalinin istenebileceği, genel kurula çağrıdaki usulsüzlük ispat edilse dahi genel kurul toplantısı yapılıp alınan kararlar bulunduğundan, genel kurulda alınan kararın yokluk ve butlanının talep edilemeyeceği anlaşıldığından bu konudaki istemin reddine karar verilmiştir....

      İlk derece mahkemesinin 23.09.2022 tarihli ara kararı ile hazirun cetvelinde imza bulunmasına rağmen toplantı tutanağında davacıların imzasının bulunmadığı, oy toplama ve toplantının nizamına ilişkin genel kurul tutanağındaki açıklamaların fiili durumla ölçüşmediği, gerekçesiyle genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Davalının itirazı duruşmalı olarak incelenmiş ve yargılama sırasında davacıların tutanaktaki imzalar yönünden bir itirazlarının bulunmadığı belirtilmiştir. İstinaf başvurusunda belirtilen ve genel kurul toplantısından sonra yönetim kurulu üyeliğine seçilen kişilerce şirket ve ortaklar zararına yapıldığı ileri sürülen eylemden genel kurul kararlarının iptali nedeni değildir. Esasen genel kurul kararlarından sonra yönetim kurulu üyelerince yapılan iş ve işlemler yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu kapsamında değerlendirilebilecektir....

        CEVAP VE SAVUNMA : Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiasının aksine genel kurul toplantısının muvazaalı şekilde toplanmasının sözkonusu olmadığını, dava konusu genel kurul toplantısına çağrının TTK 414.m. gereğince ticaret sicil gazetesinde ilan edilerek ve tüm hissedarlara iadeli taahhütlü mektup gönderilerek gerçekleştirildiğini, 26/06/2013 tarihinde yapılan genel kurulda elinde müvekkili Şirket ibraz eden ve hisselerini teslim almamış olmakla birlikte pay defterinde hissedar görünen hissedarların genel kurula katıldığını, genel kurul toplantısında alınan toplantı ve karar nisaplarının TTK hükümlerine uygun olduğunu, şirket yönetim kuruluna ...’nin seçimi ve yönetim kuruluna ödenecek ücret konusunda takdirin genel kurula ait olduğunu, genel kurul tarafından alınan kararların yasaya uygun olduğunu, Şirkete tek yönetim kurulu üyesi seçilmesinde yasaya aykırı bir durumun bulunmadığını, davacının Şirket yönetim kurulu üyeliğinden istifasından sonra Şirketin yönetim...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan delilleri, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava davacı tarafça davalılar aleyhine açılan anonim şirket pay devrinin tescili ve genel kurul yetkisi verilmesi, Davalı ...'e yapılan pay devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, birleşen dava davalı şirketin 16/09/2021 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ve kararların iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından asıl davada Müflis ... A.Ş.'de %51 ortağı ...'ın 23.07.1992 tarihinde ...'a yaptığı tüm pay devrinin tanınması ve tesciline ve/veya ...'a genel kurul yetkisi verilmesine, Davalı ...'e yapılan pay devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve İflas idaresince alınan ...'...

            Davalı şirketin 2020 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; davaya konu ve iptali istenen kararların ayrı ayrı görüşülerek oylandığı, davacı temsilcisinin gündemin; finansal raporların okunması, müzakeresi ve tasdikine ilişkin 3 nolu maddesine olumsuz oy kullandığı ancak muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmediği, 2020 yılı dönem karının kullanımına ilişkin 4. maddesi ve yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesine dair 6. maddesine ise olumsuz oy kullanmadığı, her iki kararın oybirliği ile alındığı, davacının dava dilekçesinde çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini de iddia etmediği, bu şekilde TTK'nın 446. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptalini talep edemeyeceği anlaşılmakla...

              Birleşen 2016/1306 Esas dosyada davalı vekili; davanın kooperatif üyeliğinden çıkarmanın iptali ve genel kurul kararının iptali şeklinde birlikte açıldığını, her iki talebin hukuki gerekçelerinin ve usulünün farklı olduğunu, ayrı ayrı dava açılması gerektiğini, üyelikten çıkarma işleminin usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi'nce "... Asıl ve birleşen tüm davalarda dava edilen 25/06/2016 tarihli genel kurul toplantısının, alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ya da iptali talepleri yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre, davacıların davalı kooperatifin ortaklarından oldukları, genel kurul toplantı tarihi ve dava tarihlerine binaen davaların yasal 1 aylık süre içinde açıldıkları ( Genel Kurul kararlarının butlanı/ iptali talepleri açısından), kaldı ki yoklukla butlan iddiası ve talebi de bulunduğundan 1 aylık sürenin de aranmayacağı anlaşılmıştır....

                GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davacı vekili, usulsüz çağrı ile gerçekleştirilmiş olan ve müvekkilinin genel kurula katılma, oy kullanma, genel kurul kararına itiraz ve sair haklarını elinde alan kooperatif genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının genel kurul kararlarının iptali davasını süresinde açmadığını, kurucu ortak olduğunu ve 1 pay sahibi bulunduğunu, 100.000,00-TL sermaye payını ödemediğini, ihraç edilen davacının 6,5 yıl geçmesine karşın genel kurullara katılmaması sebebiyle yönetim kurulunun davacının ihracını bildiğini varsayarak genel kurullara çağırmadığını, davacının 1 oyu sebebiyle genel kurula katılıp oy kullanmasının, kararların alınmasını engelleyici nitelikte olmadığını, çağrıda usulsüzlüğün genel kurul kararının iptalini gerektirmediğini, sadece iptal davası açma hakkı tanıdığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAH....

                  TTK'nın 449. maddesine göre genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde yer verilen ihtiyati tedbirlere ilişkin hükümlerinden yararlanılmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu