İlk derece mahkemesinin 23.09.2022 tarihli ara kararı ile hazirun cetvelinde imza bulunmasına rağmen toplantı tutanağında davacıların imzasının bulunmadığı, oy toplama ve toplantının nizamına ilişkin genel kurul tutanağındaki açıklamaların fiili durumla ölçüşmediği, gerekçesiyle genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Davalının itirazı duruşmalı olarak incelenmiş ve yargılama sırasında davacıların tutanaktaki imzalar yönünden bir itirazlarının bulunmadığı belirtilmiştir. İstinaf başvurusunda belirtilen ve genel kurul toplantısından sonra yönetim kurulu üyeliğine seçilen kişilerce şirket ve ortaklar zararına yapıldığı ileri sürülen eylemden genel kurul kararlarının iptali nedeni değildir. Esasen genel kurul kararlarından sonra yönetim kurulu üyelerince yapılan iş ve işlemler yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu kapsamında değerlendirilebilecektir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama sırasında toplanan delilleri, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava davacı tarafça davalılar aleyhine açılan anonim şirket pay devrinin tescili ve genel kurul yetkisi verilmesi, Davalı ...'e yapılan pay devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, birleşen dava davalı şirketin 16/09/2021 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti ve kararların iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından asıl davada Müflis ... A.Ş.'de %51 ortağı ...'ın 23.07.1992 tarihinde ...'a yaptığı tüm pay devrinin tanınması ve tesciline ve/veya ...'a genel kurul yetkisi verilmesine, Davalı ...'e yapılan pay devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve İflas idaresince alınan ...'...
TTK'nın 449. maddesine göre genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde yer verilen ihtiyati tedbirlere ilişkin hükümlerinden yararlanılmalıdır....
Belirtilen maddede yönetim kurulunun eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması etkisini gözetmeyen, pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanımlarını kısıtlayan yada güçleştiren diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararların batıl olduğu belirtilmiştir. Mahkemece kabul edildiği üzere, TTK'nın 447. maddesinde genel kurul kararlarının butlanı sebeplerinde de benzer düzenleme yapılmıştır. Mahkemece kabul edildiği üzere alacaklının zararına neden olan bu tür yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunu, ilgililerde isteyebilir....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davacı vekili, usulsüz çağrı ile gerçekleştirilmiş olan ve müvekkilinin genel kurula katılma, oy kullanma, genel kurul kararına itiraz ve sair haklarını elinde alan kooperatif genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının genel kurul kararlarının iptali davasını süresinde açmadığını, kurucu ortak olduğunu ve 1 pay sahibi bulunduğunu, 100.000,00-TL sermaye payını ödemediğini, ihraç edilen davacının 6,5 yıl geçmesine karşın genel kurullara katılmaması sebebiyle yönetim kurulunun davacının ihracını bildiğini varsayarak genel kurullara çağırmadığını, davacının 1 oyu sebebiyle genel kurula katılıp oy kullanmasının, kararların alınmasını engelleyici nitelikte olmadığını, çağrıda usulsüzlüğün genel kurul kararının iptalini gerektirmediğini, sadece iptal davası açma hakkı tanıdığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAH....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; iptal şartlarının mevcut olup olmadığının alınan Genel Kurul kararlarının niteliğine göre dosya üzerinde yapılan inceleme ile tespiti mümkün olmayıp, ticari defter ve kayıtlarla birlikte Genel Kurul kararının değerlendirilmesi ve iptal şartlarının incelenmesi gerektiğinden, tedbir istemine konu hususlar yargılamayı gerektirip, tedbiren yürütmenin durdurulması halinde davalı şirket yönünden telafisi imkansız zararlar ortaya çıkabileceğinden genel kurulda alınan ve iptali istenen kararların tescili ve uygulanmasının durdurulması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın genel kurulda alınan ve iptali istenen kararların tescili ve uygulanmasının durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesince 10.11.2014 tarihli ve 2014/16932 E., 2014/15780 K. sayılı kararı ile; “Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı derneğin 30.11.2010 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığı, bu toplantı için üyelere elden yazı ile bildirim yapıldığı ancak yapılan bildirimde toplantı gündemi, tarihi, saati, yerinin ve çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantının ne zaman ve nerede yapılacağına dair bilgilerin yer almadığı gibi bildirimin genel kurula katılma hakkı olan beş üyeye de yapılmadığı, genel kurul toplantısının kanuna ve tüzüğe aykırı yapılması nedeniyle iptali için dava açıldığı, mahkemece beş üyeye çağrının yapılmamış olmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Bu sebeple genel kurul kararının bu hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir. Sermaye ve oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız kararlarıyla azınlık pay sahiplerini ezmelerini engellemek amacıyla genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali istenebilecektir. Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır. İptal edilebilirlik ve yokluk hallerinin yanı sıra, genel kurul kararlarının hükümsüzlük hallerinden birisi de butlandır....
DAVANIN KONUSU: Şirket Genel Kurul Kararının Butlanı- İptali Taraflar arasındaki genel kurul kararının butlanı- iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmüne karşı davacılar, davalı ve feri müdahil vekillerince yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyasında, davacılar vekili tarafından davadan feragat edildiğine dair dilekçe verilmesi üzerine, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Her ne kadar ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı her iki taraf vekillerince ve feri müdahil vekilince istinaf başvurusu yapılmış ise de davacılar vekili 08.01.2024 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. Davalı vekili ve feri müdahil vekili de 08.01.2024 tarihli ve elektronik imzalı dilekçesiyle, davacılardan yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili, iş bu dosyanın davacısı ve birleşen dosyanın davacısının karı koca olduklarını; müvekkili şirketin en büyük bağlı şirketi olan ------ aynı gün yapılan ve birebir benzer nitelikteki genel kurul tutanaklarına karşı da davacı tarafın ve eşinin----- dosyalarında dava açtıklarını, her iki davanın --- açılan davada birleştirildiğini; ---- sayılı dosya üzerinden her iki davanında reddine ilişkin karar verildiğini, dosyalardaki iptal sebeplerinin aynı olduğunu, kararların birebir aynı olduğunu, bu nedenle iş bu dosyada da davaların reddine karar verilmesini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TTK 1521 madde gereğince basit yargılamaya tabi olan ve kök dava yönünden TTK 445 vd maddeleri gereğince--- alınan bir kısım kararın iptali, birleşen dosyada ise, --- tarihli genel kurul toplantısında alınan bir kısım kararı iptali yanında----- kurul kararının TTK 447 gereğince butlanla malul olduğunun tespitine ilişkindir....