Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan genel kurul kararları kesin olarak hükümsüzdür. Genel kurul kararlarının bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez, ancak kesin olarak hükümsüz kararlar olmaksızın diğer kararların alınmayacağı açıkça anlaşılırsa, kararların tamamı kesin olarak hükümsüz olur (TBK m.27 kıyasen). Mutlak butlanla batıl olan genel kurul kararları kooperatif ortakları ve üçüncü kişiler açısından hiçbir hak ve borç doğurmaz. Genel kurulun bu tür kararlarının iptali, her zaman istenebilir, bir aylık hak düşürücü süreye tabi değildir. Ortakların mutlak butlanla sakat kararların iptalini isteyebilmesi için genel kurul toplantısında hazır bulunması, itirazını tutanağa yazdırması da gerekmez....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/187 Esas sayılı dosyası kapsamında 12/07/2019 tarihli genel kurul kararının butlanı talepli açılan davada bu yapılan genel kurul kararının yoklukla malul olduğu tespit edildiği anlaşılmış....

    Butlan durumunda şekli anlamda bir genel kurul kararı mevcut olduğundan bu kararı ve butlan sebeplerini bilen bir kişinin aradan uzun bir süre geçtikten sonra dava veya itiraz yoluyla genel kurul kararının butlanına dayanması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olabilir. --- hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığını her olayda re’sen ve ahval ve şartların ---- göz önünde tutarak serbestçe takdir edecektir (-----Oysa yokluk durumunda, ortada şekli bakımdan dahi bir genel kurul kararı bulunmadığından bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemeyecektir ------ Yokluğun bir hukukî işlemin kurucu unsurlarındaki eksikliği ifade etmesinden hareketle genel kurul kararlarının yokluğunun tespitine karar verilmesi için öncelikle kurucu unsurlarının neler olduğunun belirlenmesi gerekir. Genel kurul kararlarının kurucu unsurları “genel kurul” ve “karar”dır....

      Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden söz konusu genel kurul kararlarının aslının olup olmadığı sorulmuş, verilen cevabi yazıda ilgili genel kurul kararlarının aslının Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde olmadığı belirtilmiş, Noterlikçe yapılan tasdik kaydının incelenmesinde de sunulan evrak asıllarının incelenmesinden sonra ibraz edene iade edildiği görülmüştür....

        Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden söz konusu genel kurul kararlarının aslının olup olmadığı sorulmuş, verilen cevabi yazıda ilgili genel kurul kararlarının aslının Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde olmadığı belirtilmiş, Noterlikçe yapılan tasdik kaydının incelenmesinde de sunulan evrak asıllarının incelenmesinden sonra ibraz edene iade edildiği görülmüştür....

          ın bir araya geldiğini. iki müflisin iştirakiyle yönetim kurulu oluşturulduğunu ve bu yönetim kurulunun 13.08.2018 tarihli kararıyla 06.09.2018 tarihinde genel kurul yapılmasına karar alındığını ve bu toplantıya müflis ...'ın katılmadığını, TTK'nın 359, 363. 410/2 hükümlerine rağmen sadece iflas eden üyelerin iştirakiyle oluşan yönetim kurulunun aldığı “genel kurulun toplanmasına ilişkin kararın” yok hükmünde olduğunu belirterek, şirketin 04/07/2018 tarihinden itibaren yapmış olduğu genel kurul çağrısının, genel kurul kararlarının ve yönetim kurulu kararların yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir. CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; şirketin 04.07.2018 tarihinden itibaren yapmış olduğu genel kurul çağrısının ve genel kurul ile yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitinin istenilmesinin kötü niyetli olduğundan TTK'nın 451....

            İTO yazı cevabının incelenmesinde; davalı şirketin 3 ortaklı olduğu, davacının %10, dava dışı Derviş Zeynel Abidin'in %80, dava dışı Ayşegül Toksun'un %10 ortak oldukları, iptali istenen genel kurulun 13/06/2022 tarihinde yapıldığı, genel kurulda yönetim kurulunun 2019- 2020- 2021 yılları için ibra edildiği, gelir ve bilanço tablosunun tasdik edildiği, davacının olumsuz oy kullandığı, ayrıca yönetim kurulu seçildiği, yönetici olarak oy çokluğu ile Derviş Zeynel Abidin'in atandığı anlaşıldı. Dava özü itibariyle genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. İncelenen genel kurul toplantı tutanağına göre genel kurul kararlarının yürütmesinin acilen durdurulmasını gerektirir bir durum saptanmadığı gibi, şirket organsız olmadığından şirkete kayyım atanmasını gerektiren hukuki bir zorunluluk da tespit edilmemiştir....

            İTO yazı cevabının incelenmesinde; davalı şirketin 3 ortaklı olduğu, davacının %10, dava dışı Derviş Zeynel Abidin'in %80, dava dışı Ayşegül Toksun'un %10 ortak oldukları, iptali istenen genel kurulun 13/06/2022 tarihinde yapıldığı, genel kurulda yönetim kurulunun 2019- 2020- 2021 yılları için ibra edildiği, gelir ve bilanço tablosunun tasdik edildiği, davacının olumsuz oy kullandığı, ayrıca yönetim kurulu seçildiği, yönetici olarak oy çokluğu ile Derviş Zeynel Abidin'in atandığı anlaşıldı. Dava özü itibariyle genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. İncelenen genel kurul toplantı tutanağına göre genel kurul kararlarının yürütmesinin acilen durdurulmasını gerektirir bir durum saptanmadığı gibi, şirket organsız olmadığından şirkete kayyım atanmasını gerektiren hukuki bir zorunluluk da tespit edilmemiştir....

            Noterliğinin 07/07/2021 tarih ... sayı ile tasdikli, 01/07/2021 tarihli 3 sayılı genel kurul kararına kadar da şirketin tek yetkilisi konumda olduğunu, müvekkili yurt dışında iken şirketin diğer ortağı ...... isimli şahsın müvekkilin yokluğunda genel kurul toplantısı düzenlediğini, sahte imza ile genel kurul kararı aldığını ve müvekkilin yokluğunda kendisini yetkili müdür olarak atadığını, işbu durumun müvekkili tarafından sonradan öğrenildiğini, genel kurul toplantısının müvekkilin bilgisi ve rızası dışında düzenlendiği gibi karar tutanağının da sahte imza ile imzalandığını, işbu kararın Noter tarafından kimlik tespiti yapılmaksızın onaylandığını ve 09/07/2021tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan olduğunu belirterek davanın kabulü ile öncelikle ileride telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçilmesi adına Bakırköy .......

              Komandit şirketin, müvekkil şirket genel kurulunda kanuna ve esas sözleşmesine uygun olarak temsil edildiğini, komandit şirketin limited şirket genel kurulunda temsilinin olağan yönetim işi olduğunu, Davacının .... Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame olunan davada talep ettiği "ortaklık sıfatının komandite ortak olarak değiştirilmesi" talebinin reddedildiğini, Olağan genel kurul toplantılarının ilgili oldukları yıla ilişkin sonuç doğuracağını, 2013 öncesi yıllara ilişkin genel kurul toplantısı yapılmadığı iddiasının, 2019 yılı olağan genel kurul kararlarının iptali ve yokluğunun tespiti talebinin gerekçesi olamayacağını, Alınan kararlarda toplantı ve karar nisabına uyulduğunu, Genel kurulda TTK'nın limited şirketlerde oyda yoksunluk halini düzenleyen 619. Maddesine uyulduğunu, TTK md. 436 hükmünün limited şirketlerde uygulanamayacağını, Müvekkil şirket yönetim organının hukuka uygun olarak seçilip, ilan edildiğini davanın reddini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu