Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- KARAR - Davacı vekili 04.06.2011 tarihinde gerçekleşen genel kurulda genel kurul tutanağının toplantı sonunda okunmadığını, yapılan genel kurulun iyi niyet esasları ile bağdaşmadığını, genel kurula çağrı tebligatlarının güncel adreslere yapılmadığını, eski adreslere yapıldığını, genel kurulda ortak olmayan kişilerce oy kullanıldığını, vekaletnamelerin yasal olmadığını, alınan kararların kooperatifte mutlak eşitlik ilkesinin tamamen yok edildiğini, bu nedenle, kanuna,ana sözleşmeye ve iyiniyet esaslarına aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatifin 04.06.2011 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    -Birleşen dava dosyası yönünden; Birleşen dosya davacı vekili dava dilekçesinde, ....02.2010 tarihli iki adet kat malikleri kurul kararı ile ....03.2010 ve son olarak 31.03.2010 tarihli kat malikleri kurul kararlarının iptalini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 5711 Sayılı Yasayla değişik 33. maddesi "Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine, kurul toplantısına katılan ancak 32. madde hükmü gereğince aykırı oy kullanan her kat maliki karar tarihinden başlayarak bir ay içinde, toplantıya katılmayan her kat maliki kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak altı ay içinde anagayrimenkulün bulunduğu yerdeki sulh mahkemesine iptal davası açabilir; kat malikleri kurulu kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlarda süre koşulu aranmaz” hükmünü içermektedir....

      Buna karşılık, mutlak veya nisbi emredici hükümleri ilerisi için kaldıran veya değiştiren kararlar ise, m. 437/6 örneğinde görüldüğü gibi batıldır. (MOROĞLU, s. 57, 196 vd; M. BAHTİYAR, Ortaklıklar Hukuku, s. 201-202). Yargıtay uygulaması da benzer şekildedir: Bir genel kurul kararının yokluğu (Nicht- oder Scheinbeschlüsse), başlangıçtan itibaren bir genel kurul kararının mevcut olmadığını ifade eder.Bir işlemin ve bu arada genel kurul kararının kurucu unsurlarının mevcut olmaması halinde, hukukî işlemin veya genel kurul kararının yokluğu, eski deyimle “keenlemyekûn” veya mutlak butlan ile malûl olduğundan bahsedilmektedir. Örneğin bir genel kurul kararının alınabilmesi için,mutlaka usulüne uygun davet ve buna uygun toplantı yapılması şarttır,toplantı yapılmadan “elden dolaştırma usulü” veya “mektup” ile GK kararı alınmışsa, bu GK kararı kurucu ve şeklî noksanlıklar nedeniyle hukukî anlamda hiç bir etki ve sonuç doğurmaz ve dolayısıyla “yok” sayılır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde bir kısım davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin, üyesi bulundukları davalı kooperatifin ....05.1999 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına katılmadıkları halde asaleten katılmışlar gibi tutanak düzenlendiğini, bu genel kurulda kooperatife ait bir kısım gayrimenkullerin satışına karar verildiğini, genel kurul tutanağındaki imzaların sahte olduğunu ileri sürerek, ....05.1999 tarihli olağan genel kurulun sahteliğinin tespiti ile bu genel kuruldan sonra alınan yönetim kurulu kararlarının mutlak butlanla batıl olması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Dava, kooperatif genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 46/3. maddesine göre gündemde olmayan hususların görüşülmesi mümkün değil ise de; bu husus, mutlak butlan nedeni olmayıp, iptal nedenidir. Bu durumda, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi gereğince, genel kurula katılan üyelerin iptal davası açabilmeleri için muhalefetlerini tutanağa geçirmeleri zorunludur. Somut olayda, dosyada fotokopisi bulunan genel kurul tutanağında muhalefet şerhinin bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece bu husus hiç değerlendirilmemiştir....

            Bu nedenle davalı şirketin 25.04.2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlarının batıl sayılması söz konusu olmadığı gibi, iptaline karar verilmesi gereken bir durum da söz konusu değildir. Kaldı ki; davacı taraf, genel kurul tutanağına muhalefetini geçirtmediğinden iptal davası açma hakkı da bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacının 25.04.2019 tarihli Genel Kurul toplantısının hükümsüzlüğünün tespiti davasının reddine karar verilmiştir. Birleşen davada davacı, davalı şirketin 31.03.2020 tarihinde yapılan Genel Kurulunda alınan kararların hükümsüzlüğünün tespit edilmesini talep etmiştir. Davacı azlığın TTK.nın 420/1 maddesine göre erteleme istemine rağmen davalı şirketin toplantısı ertelenmemiş ve 31.03.2020 tarihli 2019 yılına ait yıllık olağan genel kurulu yapılarak, 4 nolu karar ile, 2019 faaliyetlerinde dolayı yönetim kurulu üyesinin ibrası, 5 nolu karar ile, 2019 yılı hesap dönemine ilişkin hazırlanan yönetim kurulu kar dağıtım önerisinin reddi, 6 nolu karar ile ...'...

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Genel kurulda alınan kararların kanuna, hukuka ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğunu, kooperatiflerin kar amaçlı kuruluşlar olmadığını, somut olayda kar amacı güdüldüğünün anlaşıldığını, kooperatiflerde aidat ödenmek suretiyle üyeliğin kazanılması gerektiğini, genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunu, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. UYUŞMAZLIK : Uyuşmazlık; davalı kooperatifin 2007 yılına ait genel kurulunun 9 nolu, 2008 yılına ait genel kurulunun 14 nolu ve 2009 yılına ait genel kurulunun 8 nolu kararlarının usul, yasa ve eşitlik ilkelerine aykırı olup olmadığı hususlarında toplanmıştır....

                nin 25.12.2001, 19.09.2002, 15.12.2003, 22.03.2004, 12.04.2005, 15.12.2006, 21.01.2008 ve 16.01.2009 tarihli genel kurul kararlarının yoklukla malul olduklarının tespitine, diğer genel kurul kararlarının iptali talebinin zamanaşımı nedeniyle reddine, kâr payına ilişkin davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

                  Türk Medeni Kanunu'nun 81.maddesi hükmüne göre; genel kurul kararlarının, toplantıya katılan üyelerin salt çoğunluğu ile alınacağını öngörülmüş olup, aynı Kanunu'nun 83.maddesinde ise; toplantıda hazır bulunan ve kanun veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebileceği, diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davasının açılamayacağı, genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumların saklı olduğu düzenlenmiştir. Yine 01 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 308/2 fıkrasında "kabul" ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda sonuç doğuracağını hükme bağlamıştır....

                    sayılı dava konusu karar ile 29.02.2020 tarihli genel kurul kararının alındığını, genel kurula ilişkin de davacıya yasaya uygun çağrı yapılmadan genel kurulun icra edildiğini, genel kurulda TTK'nın 436. maddesi kapsamında oydan yasaklı olanların oylarıyla kararlar alındığı ileri sürülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu