kurul kararı olmadığından dava açılmasının mümkün olmadığını, ortaklıktan çıkarılma ve şirket yöneticisine karşı tazminat davası açılabilmesi için genel kurul kararının olmasının gerektiğini, davacının iddialarının haklı sebep teşkil etmediğini, şirketin vergi borcunun ortakların ödeme mükellefiyetinin olmadığını, limited şirket ortağının şirketin vergi borcundan sorumluluğunun sermaye payı oranında sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine talep etmiştir....
Talep, yönetim kurulu bulunmayan şirketin genel kurul toplantısı yapılması için toplantıya çağrı kayyımı atanmasına ilişkindir. Şirketin paydaşlık durumu, yönetim kurulunun vefat nedeniyle bulunmaması ve bu nedenle çağrı yapılamayan genel kulur toplantıların yapılamaması nazara alındığında, zorunlu olan genel kurul çağrısı ve toplantının yapılması için kayyım tayini gerektiğinden, 6102 Sayılı TTK 412. madde uyarınca talebin kabulüne ve kayyım tayinine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1-6102 Sayılı TTK 412. madde uyarınca talebin KABULÜNE, ... ne kayıtlı ... A.Ş'nin genel kurul toplantısı yapılması hususunda ...'in ( ... ) kayyım olarak atanmasına, 2-Kayyım için 10.000,00 TL ücret takdirine ve ......
. … İSTEMİN_KONUSU : …İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 19. Bölge Müdürlüğü'nce 24/05/2010 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Suşehri Cazibe Sulaması 3. Kısım Yapım İşi” ihalesine yönelik olarak davacı tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu'nun (Kurul) 11/02/2015 tarih ve 2015/MK-56 sayılı kararının iptali ile … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… ve K:… sayılı kararı uyarınca zararlarının tazminine karar verilmesi istenilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Genel Kurul Kararının İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * dernek genel kurulunun iptali ve tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 07.03.2008 tarihli kararının 1/b maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 7. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 7. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.13.06.2008...
Davacı taraf, 08/06/2014 tarihli genel kurul kararının iptalini talep etmiştir. 08/06/2014 tarih, .... no'lu kararında ayrıntıları ve sınırları belirlenmeden yönetim kuruluna yetki verildiği, verilen yetkinin genel kurula ait devredilmez yetkinin devri mahiyetinde olup iptalinin gerektiği, aynı genel kurul diğer maddeleri bakımından iptal ve yokluk halini gerektirir bir durumun sözkonusu olmadığı anlaşılmakla 08/06/2014 tarihli Genel Kurul Kararının iptali talebinin kısmen kabul - kısmen reddi ile ... nolu kararın iptaline, diğer maddelere ilişkin iptal talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı taraf kooperatif üyeliği nedeniyle tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde konut bedelinin tazminat olarak kendisine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Kadıköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ..... Esas, ... karar sayılı ilamı ile davacının davalı kooperatife 131 ortak numarası ile üye olduğu tespit edilmiştir. Yüklenici sıfatıyla ........
da olup olmadığının da belli olmadığını, genel kurul toplantısı öncesinde hamiline yazılı hisse senetleri ibraz edilmediğinden, dava konusu genel kurulda %25 asgari toplantı nisabının dahi sağlanamadığını, bu nedenle davalı şirketin 19.06.2014 tarihindeki genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunu, genel kurul kararlarının yokluğunun hukuki yararı bulunan herkes tarafından bir süreye bağlı olmdan ileri sürülebileceğini, mahkemece 1/10'luk hisse hesabı yapılır iken müvekkiline veraseten intikal eden hisselerin hesaba dahil edilmediğini belirterek, kararın kaldırılarak dava konusu genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ile alınan kararların iptaline, usulüne uygun genel kurul yapılması için kayyım atanmasına, şirkete TTK 439. madde gereğince özel denetçi tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; dosya kapsamına göre, mali müşavir tarafından rapora bağlanan ve davacı tarafından genel kurulda dile getirilen hususların soyut olduğu, şüpheye dayalı iddiaların ciddi emareler ile desteklenmediği, genel kurul toplantısı öncesinde davacının bilgi alma hakkının engellenmediği, davacının davalı aleyhinde ikame ettiği dava dosyalarının sayısı da gözetildiğinde davacının özel denetçi talebinin MK'nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiği, özel denetçi tayini konusunda yasanın aradığı şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. TTK'nın 440/2 maddesi uyarınca, mahkemece şirkete özel denetçi atanması talepleri hakkında verilen kararlar kesindir....
Hukuk Dairesi'nce; iç yönergede finansal tabloların genel kurulda görüşülmesi ve toplantı tutanağına kaydedilmesine ilişkin usule yönelik düzenlemeler bulunmasının iç yönergenin finansal tablolar ile ilgili olduğunu göstermeyeceği, genel kurul gündeminin ilan edildiği, davacının toplantıdan önce iç yönerge metnini inceleme imkanının bulunduğu, 6102 sayılı TTK'ya göre yönetim kurulunun bir kişiden oluşmasının mümkün olduğu ve yönetim kurulunun sayısının azaltılmasının dürüstlük kuralına aykırı olmadığı,şirket yöneticilerinin sorumluluklarını ihlal etmeleri halinde sorumluluk davasının her zaman açılabileceği, davacı ile davalı şirketin diğer ortakları arasında dava olmasının olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına, karar alınmasına engel teşkil etmediği ve alınan kararların bu nedenlerle dürüstlük kuralına aykırı sayılmasını göstermeyeceği, özel denetici tayini için genel kurula başvurmanın dava şartı olması ve bu talebin onaylanmamasının genel kurul kararının iptalini gerektirmeyeceği...
Olağan Genel Kurul'un 28.04.2012 tarihinde yapılması gerektiğini, davalı Sendika Şubesi Olağan Genel Kurulu’nun ise 25.11.2011 tarihinde yapıldığını, bu hususun tüzük değişikliği niteliğinde olduğunu, tüzük değişikliği niteliğindeki erken kararlaştırılabileceğini, buna aykırı işlem ve kararların mutlak butlan ile hukuka aykırı olacağını, yapılan Genel Kurulun Olağanüstü Genel Kurul olmadığını, 10. Olağan Genel Kurul olduğunu; dolayısıyla söz konusu genel kurulun mutlak butlan nedeniyle geçersiz ve hükümsüz olduğunu, 6356 sayılı Kanun'un 10. Maddesinde Olağan ve Olağanüstü genel kurul şeklinde iki tane genel kurul şekli olduğu, Erken Olağan Genel Kurul şeklinde bir yasal düzenleme bulunmadığından Olağan Genel Kurulların erken yapılmasının mümkün bulunmadığını; dolayısıyla İstanbul 4 Nolu Şube’nin 25.12.2011 tarihinde yaptığı 10....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin 06.04.2021 tarihli ve 2018/1069 E., 2021/290 K. sayılı kararı ile; yönetim kurulu tarafından alınan 31.10.2013 tarihli kararın esas sözleşme değişikliğine yönelik genel kurul kararının icrası amacıyla alındığı, genel kurul kararının tekrarından ibaret olduğu, arttırılan sermayenin ödenme biçimine yönelik kararın da esas sözleşme değişikliği ile ve genel kurul tarafından alındığından genel kurul kararı öncesi ve davalılara herhangi bir yükümlülük yüklemeyen işlemlerin, davacıları zarara uğrattığından bahsedilemeyeceği, davacıların iddia ettikleri doğrudan zararlarına sebep olan işlemin, esasen 31.10.2013 tarihli genel kurul kararı olduğu, bu kararın icrası kapsamındaki yönetim kurulu kararı nedeniyle, davalıların kusurlu olduklarından bahsedilemeyeceği, gerekçesiyle 6102 sayılı Kanun'un 553 üncü maddesi hükmü kapsamında; davalılara isnat edilebilecek ve onların hukuk düzenince onaylanmayan kusurlu davranış veya işlemleri bulunmadığından...