Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nin 69 yevmiye numaralı cevabında lehine ipotek verilen Hüma Şanda'nın kanuni takipte izlenen 16.985,98 TL riski bulunduğundan ipoteğin fekkinin söz konusu olmadığının beyan edildiğini, taşınmazın üzerinde bulunan söz konusu ipoteğin kredi kullanımına karşılık verildiğini, kredi borçlarının ödendiğini, Hüma Şanda'nın kredi kartı borçlarına istinaden tasarrufunun kısıtlanmasının usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini belirterek, davalı lehine olan ipoteğin terkinini talep ve dava etmiştir....

'nin doğmuş ve doğacak kefalet dahil her türlü borcunun teminatı olarak ipoteğin tesis edildiğinin belirtildiği bu nedenle ipoteğin fek edilmeyeceğinin bildirildiğini, ipotek sözleşmesinde yazan "tesis olunan ipoteğin ne sebeple olursa olsun bankaya karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının teminatını teşkil etmek üzere kurulduğuna" dair ifadenin genel işlem şartı niteliğinde haksız şart olduğunu, kullanılan kredi teminatı olarak kurulan ipoteğin başkaca krediler için sorumlu tutulmasının dürüstlük ve iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, taşınmazın üzerine ipotek konulmasına ilişkin kredi borcunun tamamen ödendiğini, ipoteğin asıl borçlunun kefil olduğu borçların dahi teminatı olduğu anlamındaki hükmün haksız şart olduğunu belirterek bu maddenin iptali ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipotek sözleşmesinin teminat kapsamının dava dışı borçlu... 'nin doğmuş ve doğacak kefalet dahil tüm borçlarının temini olarak belirtildiğini, .......

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava genel kredi sözleşmesi için verdiği kefaletin ve geçersiz kefalete isitinaden verilen ipoteğin de geçersizliği iddiası ile menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davalı banka ile dava dışı kredi lehdarı Adasa Grup Sigorta ltd şti arasında imsalanan 08.10.2014 tarihli GKS 1.100.000,00.-tl. limitli kredi genel sözleşmesi imzalanmıştır. Davacının kefil kabul beyanı başlıklı belge ile Adasa şirketi ile banka arasında akdolunacak/akdolunan 08/10/2014 tarihli F0223574 numaralı KGSmüteselsil kefil sıftıyla imzalamayı ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiği görülmüştür. Davacının ayrıca kefalet limitinin arttırılması yazan belgede isim ve imzası olduğu görülmüştür. Mahkemece davanın genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanması nedeniyle görev itirazının reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava genel kredi sözleşmesi için verdiği kefaletin ve geçersiz kefalete isitinaden verilen ipoteğin de geçersizliği iddiası ile menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davalı banka ile dava dışı kredi lehdarı Adasa Grup Sigorta ltd şti arasında imsalanan 08.10.2014 tarihli GKS 1.100.000,00.-tl. limitli kredi genel sözleşmesi imzalanmıştır. Davacının kefil kabul beyanı başlıklı belge ile Adasa şirketi ile banka arasında akdolunacak/akdolunan 08/10/2014 tarihli F0223574 numaralı KGSmüteselsil kefil sıftıyla imzalamayı ve sözleşme hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiği görülmüştür. Davacının ayrıca kefalet limitinin arttırılması yazan belgede isim ve imzası olduğu görülmüştür. Mahkemece davanın genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanması nedeniyle görev itirazının reddine karar verilmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR ESAS NO : 2022/163 Esas KARAR NO : 2022/184 DAVA : İpoteğin fekki DAVA TARİHİ : 04/03/2022 KARAR TARİHİ : 08/03/2022 Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından satın alınan taşınmazlar üzerinde davalı banka lehine değerleri ile orantısız ipotekler bulunduğunu belirterek ipotekli taşınmazların raiç değerleri karşılığında ipoteklerin feklerine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. İşbu davada fekki talep edilen ipoteğin davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesine istinaden verilmiş olan kredinin teminatı kapsamında tesis edilmiş olması nedeniyle uyuşmazlığın temelinin bankacılık işlemine dayandığı, 30.11.2021 tarih ve 31675 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 25.11.2021 tarihli 1232 sayılı kararı gereğince 5411 sayılı Bankacılık Kanunundan kaynaklanan (142. maddesi hariç) uyuşmazlıklara 15.12.2021 tarihinde itibaren Ankara 6,7, ve 8....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dışı şirket ile imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil sıfatı ile ödemeleri yaptığını, ödemeler nedeni ile kefil sıfatı ile davalı banka alacağına halef olduğunu, buna ilişkin olarak temlik sözleşmesi imzalandığını, banka tarafından yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kefil sıfatı ile genel kredi sözleşmesine konu borcun ödenmesi ve terkin işleminin yapılmaması nedeniyle ipoteğin terkini, tescili ve mümkün olmaması halinde genel kredi sözleşmesi kapsamında yapılan ödemenin iadesine yöneliktir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ipoteğin TMK'dan da açıkça anlaşıldığı üzere bir ayni hak olduğunu, HMK'nın, taşınmazın aynından doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 12/1 maddesi uyarınca, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin davalar, taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, bu nedenle, Medeni Kanunda ayni hak olarak düzenlenen ipoteğin fekkine ilişkin açılan davaların, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğunun her türlü şüpheden vareste olduğunu, dava ipoteğin fekki istemine ilişkin olup menfi tespit talebinin bulunmadığını, TKHK'nın 73/d maddesinde taşınmazın aynından doğan davaların arabuluculuğa başvuru şartından muaf olduğunun açıkça vurgulandığını, ipoteğin fekki davalarında arabuluculuk dava şartının aranmayacağının emsal kararlarla açık olduğunu, ipoteğin fekki davası gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olup, arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı halde, hatalı değerlendirme ile davanın dava şartı yokluğundan reddi kararı usule...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, banka kredi sözleşmesi nedeniyle konulan ipoteğin geçersiz vekaletname ile tesis edildiği iddiasıyla ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, mahkemece de ipoteğin fekki ile ipotek nedeniyle yapılan takibin iptaline karar verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.02012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde balğı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacının...

          Davalı banka vekili,davacının müvekkili bankanın müşterisi olduğunu, kredi kullandığını ve bankaya olan borcunu ödemediğini, bunun üzerine davacı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalı ...'in kötü niyetli olarak ipoteğin fekkini sağladığını, davacının da kötü niyetli olduğunu, yaptığı satışı müvekkili bankaya bildirmediğini, ipotek fekki olayının bilgi boşluğundan kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiştir....

            UYAP Entegrasyonu