Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti. ile davalı banka arasında 30.10.2006 tarihinde imzalanan 150.000,00 TL limitli genel kredi ve teminat sözleşmesinde davacının müteselsil kefil olduğu, işbu sözleşmenin süresiz düzenlendiği, kefilin kredi sözleşmesi kurulurken kendisine kefaletten kurtulma olanağı veren haklarından peşinen feragat edebileceği, davacının imzasını taşıyan 30.10.2006 tarihli sözleşmeden dolayı kefaletten vazgeçtiğine ilişkin ihtarnameye dayalı olarak borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, yaptırılan incelemede davacının kefalet imzasını taşıyan 30.10.2006 tarihli sözleşmeden dolayı borçlu olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2) Davacı imzası bulunan 30.10.2006 tarihli kredi sözleşmesine kefaletinden...

    nın asıl borçlu, Serkan Kundakçı ve Şahin Kundura'nın ise kefil olarak genel kredi sözleşmesini imzaladığı, borçlu ile kefiller hakkında kredi riskleri konusunda araştırma yapıldığı ancak davacının kefil olarak sözleşme imzalanırken bildirilmediği her ne kadar davacının sözleşmenin 64. ve 63. sayfasında kefiller bölümünde imzası var ise de kefilin kredi sözleşmesinden dolayı borcunun olabilmesi için kefil olunan miktarın açıkça yazılmış olması gerekir iken yalnızca diğer kefiller ...Ltd.Şti'nin 60.000,00 TL kefalet limiti bulunduğuna dair imzalarının olduğu, davacı ...'...

      . - K A R A R - Davacı, davalı banka tarafından dört ayrı icra dosyasında Tarımsal Kredi Sözleşmesine dayalı olarak aleyhine takip başlatılmış ise de, ilgili sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda takiplerin dayanağını oluşturan kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, anılan sözleşme nedeniyle davacının davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 23.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, dayanak sözleşmede müvekkilinin kefil olduğuna ilişkin belgelerin geçersiz olduğunu, geçersiz belgeye istinaden müvekkilinin müşterek borçlu ve müteselsilen kefil olarak sorumlu olamayacağını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, takibin müvekkili yönünden iptalini ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir....

          Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır. --- ile davacı --- arasında imzalanan--- bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden davacıya --- olmak üzere toplam --- kredi kullandırıldığı, bu kredi borcunun teminatı olarak --- adına kayıtlı taşınmaz üzerine birinci derecede --- bedelli ipotek verildiği ,aynı zamanda --- bedelli bononun da kredi borcuna karşılık verildiği, bankanın kredi hesaplarını kat ettiği --- poliçe masraf bedeli olmak üzere toplam --- nakit kredi borcunun , ihtarnamenin tebliği tarihi itibaren ---çerisinde ödenmesinin --- talep edildiği anlaşılmaktadır. ---banka tarafından --- tarihli ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek borçlusu -----alacağın tahsili istemiyle , tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatılmıştır. ----- bankadan kullandığı kredinin teminatını teşkil etmek üzere ---- bedelli ipoteğin kaldırılması bildirilmiştir....

            Dava, işyeri sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davaya konu alacağın yargılama sırasında davalı tarafından blokenin kaldırılarak ödenmesi nedeniyle dava açılmasına sebep olduğu gerekçesiyle davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir. Ancak, davalı banka kullanılan kredi kartının sahte olduğu gerekçesiyle davacı hesabına bloke koymuş, daha sonra kredi kartını veren bankanın yasal süre içinde uzlaşma yazma hakkını kullanmadığı gerekçesiyle blokeyi kaldırarak bedeli ödemiştir. Bu durumda, davanın açıldığı sırada davacının haklı olup olmadığı ya da davalı bankanın bloke koymakta haklı olup olmadığının tespiti ile yargılama giderleri konusunda değerlendirme yapılması gerekmektedir....

              bireysel kredi sözleşmesi bulunduğu, genel kredi sözleşmesine istinaden davacıya 01/06/2011 tarihinde 15.500,00 TL taşıt kredisi kullandırıldığı, bu kredinin son iki taksidinin süresinde ödenmediği, 13/05/2015 tarihinde bu kredinin kat edildiği, davacının 27/05/2015 ve 24/06/2015 tarihlerinde ödemek yapmak suretiyle bu kredi hesabını kapattığı, yine genel kredi ve ticari kart sözleşmesine istinaden 26/08/2014 tarihinde davacıya 12 ay vadeli 4.650,00 TL ticari taksitli ihtiyaç kredisi kullandırıldığı, davacının 6 taksiti ödediği, 2 taksitin üst üste ödenmemesi üzerine bakiye borcunun 13/05/2015 tarihinde kat edildiği, ihtar sonrası davacının taksitlerden birini 18/05/2015 tarihinde ödediği bakiye 2.061,20 TL'nin ise takip hesaplarına aktarıldığı, bu kredinin ticari kredi olduğu, bireysel kredi sözleşmesine istinaden ise de 03/09/2014 tarihinde 18 ay vadeli 6.750,00 TL taksitli bireysel ihtiyaç kredisi kullandırıldığı, kredinin 6 ve sonrası taksitlerinin ödenmediği, 13/05/2015 tarihinde...

                İlk derece mahkemesince, iddia, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin sadece 17.09.2008 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza attığı ve şekli açıdan halen geçerli kefalet yükümlülüğünün bulunduğu, kefile gönderilen kat ihtarının tebliğine ilişkin dosyaya evrak sunulmadığı, dolayısı ile kefilin temerrüdünün ödeme emrinin tebliği ile başladığının kabulü gerektiği, davalı kefilin, davaya konu edilen alacaklardan, 17.09.2008 ve 12.05.2011 düzenleme tarihli sırasıyla 7.000,00 TL ve 1.750.00 TL'lik teminat mektuplarının davacı bankaca tazmin edilmesi nedeniyle toplam 8.750,00 TL'den sorumlu olduğu, dava dışı kredi müşterisine teslim edilen 3 adet çekten kaynaklanan 3.600,00 TL depo talebinin kredi sözleşmesinde buna dair açık bir düzenleme ve hüküm bulunmaması nedeniyle emsal Yargıtay kararları uyarıca kefil davalıdan talep edilemeyeceği, şirket kredi kartından kaynaklı alacağın genel kredi sözleşmesinin 29.maddesi...

                  İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra takip dosyasına konu 26.06.2009 tanzim 15.08.2013 vade tarihli 195.000,00 TL bedelli bononun, dava dışı ... isimli firmanın davalı banka ile imzaladığı 26.06.2009 tarihli Genel Kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredinin teminatı olarak davalı bankaya verildiğini, 26.06.2009 tarihli Genel Kredi sözleşmesinde 100.000 TL limitle kefil olduğunu, kefil olduğu 26.06.2009 tarihli kredinin ödenerek kapatıldığını, maliki olduğu taşınmaz üzerindeki ipoteğin de davalı banka tarafından fek edildiğini, dolayısıyla 26.06.2009 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin sona erdiğini, daha sonra davalı bankanın, asıl borçlu ile imzalanan 17.02.2011 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında bir kısmı ödenmemiş krediye ilişkin olarak söz konusu bonoya istinaden kendisinden talepte bulunduğunu, takip dayanağı bonoyu boş olarak imzalayarak bankaya teslim ettiğini, senedin, teminat senedi olduğunu belirterek, takibe dayanak bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının...

                    Mahkemece, davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak dava konusu bononun davalı bankadaki muhasebe kayıtları ile dava dışı şirketin kredi dosyaları ve kredi onay belgeleri incelenerek söz konusu bononun davalı bankaya verildiği tarih itibariyle dava dışı şirketin muaccel hale gelmiş bir borcunun olup olmadığının ve dava dışı şirketin kredi borcuna teminat olarak verilip verilmediğinin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesi ile oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiş olup Dairemizce duruşma yapılarak, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine dayanak bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile devamında takip dosyası kapsamında ödenen bedellerin istirdadı talebine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu