İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı Emel Albay'a 19.03.2013 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, ancak Emel Albay'ın davalı banka ile aralarında 4 adet genel kredi sözleşmesi daha bulunmakta olup bunlardan birisinin de 02.03.2015 tarihli ve 1.000.000 TL limitli olduğunu, müvekkili ile imzalanan sözleşmeden sonra yeni limit ile yeni kefiller alındığını, müvekkilinin kefil olduğu sözleşmede diğer sözleşmelere atıf bulunmadığını, müvekkiline keşide edilen hesap kat ihtarnamelerinin yanlış ve eksik, dolayısıyla usulsüz olduğunu, 22.02.2017 tarihli ihtarnamede hangi genel kredi sözleşmesine ait borcun olduğunun belirtilmediğini, genel kredi sözleşmesinin-barkod numarasının yazılmadığını, yapılan ilamsız takiplerde müvekkilinin yaptığı sözleşmeden bahsedilmeden müvekkili ile ilgisi hiç olmayan genel kredi sözleşmelerinin konulduğunu ve dolayısıyla takiplerin usulsüz olduğunu, müvekkilinin Emel Albay'ın tüm genel kredi sözleşmelerine...
Mahkemece yeniden banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu esnek hesap kredisi ve business card kredi hesaplarının hangi kredi sözleşmesine istinaden açıldığı ve kullandırıldığı belirlenip, ayrıca kredi hesabındaki borcun bir tarihte sıfırlanmış olmasının kredi sözleşmesinin sona erdiğini göstermeyeceği de gözetilip, davalı kefilin imzasını içeren 12/04/2012 tarihli sözleşme kapsamında davalıya bankaya borçlu olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Davacı asil, davalı banka tarafından mirasçı sıfatıyla gönderilen ödeme emrine dayanak kredi sözleşmesindeki imzanın murisine ait olmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp raporuna göre, kredi sözleşmesindeki imzanın murise ait olmadığı, davalı bankanın krediyi murise kullandırdığına ilişkin delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının murisi ... imzaladığı 04/11/1999 tarih ve 503 sayılı Tarımsal Krediler İkraz Sözleşmesine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İcra takibi muris aleyhine yapılmış, takibin devamı sırasında 22/02/2004 tarihinde murisin ölmesi üzerine tüm mirasçılara borcun ödenmesi için muhtıra gönderilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/18749 E. sayılı dosyası ile kredi sözleşmesine kefaleti nedeniyle ilamsız takip yoluyla icra takibi yapıldığını, ancak takibe dayanak kredi sözleşmesinde kendisine atfen kefil sıfatı ile atılı imzanın kendisine ait olmadığını, kredi sözleşmesine kefaletin sahte nüfus cüzdanı ile gerçekleştirildiğini belirterek İstanbul 11. İcra Müdürlüğü'nün 2010/18749 E. sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile lehine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili personeli tarafından tüm işlemler sırasında gereken özenin gösterildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sahte nüfus cüzdanı ile iddia edilen işlemin gerçekleştirilmesi sırasında müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı asil, davalı bankanın tarımsal ikraz sözleşmesine dayalı olarak hakkında icra takibi yaptığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bankadan kredi kullanmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve ... Raporuna göre, sözleşmedeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı takip dayanağı kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve davalı bankadan kredi kullanmadığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Her ne kadar yerel mahkemece ... Kurumu raporu dayanak alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, anılan sözleşmede davacının kefaleten mi, yoksa asaleten mi borçlu olduğu anlaşılamamakta olup, mahkemece bu yön davalıya veya davacıya açıklattırılmamıştır....
İnceleme konusu belgenin karşılaştırılmasının yapıldığı belgeler arasında 2013 tarihli kredi kart başvuru evrakının da bulunması ve raporun kuşkuya yer vermeyecek şekilde kesin görüş bildirir nitelikte olması karşısında yeni bir rapor aldırılmasına gerek ve ihtiyaç duyulmamıştır. Tüm dosya kapsamı, taraf delilleri, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre davacı banka ile davalı arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davanın ve icra takibinin konusu olan borcun 02/12/2014 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesine dayalı olması, bu sözleşme üzerindeki asıl borçlu olan ...'a ait olduğu; sözleşme tarihinde kefil olarak imza atan ................. Limited Şirketi yönetici olan ...'ya ait olmadığının ATK raporunda sabit bulunması karşısında, davalının borçtan dolayı sorumlu tutulamayacağı kanaatine varıldığından, davalı kefil .............Ticaret Limited Şirketi itirazları haklı görülmüş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
a genel kredi sözleşmesinde adına müteselsil kefil olması için yetki vermediği, davacı adına atılı imzanın davacıya ait olduğunun ispat yükü kendisinde olan davalı bankanın imzanın davacının eli ürünü olduğunu ispatlayamadığı, davacının ilamsız takibe konu genel tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle ilk derece mahkemesince davanın kabulüyle davacının İcra Müdürlüğü’nün 2011/2083 Esas sayılı takip dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığının tespitine ilişkin karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
a genel kredi sözleşmesinde adına müteselsil kefil olması için yetki vermediği, davacı adına atılı imzanın davacıya ait olduğunun ispat yükü kendisinde olan davalı bankanın imzanın davacının eli ürünü olduğunu ispatlayamadığı, davacının ilamsız takibe konu genel tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle ilk derece mahkemesince davanın kabulüyle davacının İcra Müdürlüğü’nün 2011/2083 Esas sayılı takip dosyasındaki borçtan sorumlu olmadığının tespitine ilişkin karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
ile borçlular arasındaki genel kredi sözleşmesine ve alacak temlik sözleşmesine dayalı olarak yapıldığı, ... Banka A.Ş.'nin 09/10/2001 tarihinde alacak temlik sözleşmesi ile... Ltd. Şti den olan alacağı, ...'na temlik ettiği, 11/02/2006 tarihli kredi alacağı temlik sözleşmesi ile ...'nun bu alacağı ...A.Ş.'ne temlik etmiş olduğu, dosyamız davacıları ... ve ... Tic. A.Ş.'nin takibe itiraz etmiş oldukları, ... 1. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası üzerinden takip konusu alacağın, ... alacağı olması nedeni ile satış işlemleri hariç takibin devamına karar vermiş olduğu görülmüştür. Dosyamız tüm dosya kapsamı üzerinde inceleme yapılmak üzere Emekli Banka Müdürü Bilirkişi ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesine kefaleti dolayısıyla davacının ihtarnameye konu edilen miktarda borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur. İnceleme; 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda; davacı, asıl borçlu Metekler Kav. Sar. Özo. Konf. Hay. İnş. San ve Tic. Ltd. Şti'nin hissedarı iken ortaklık paylarını Düzce 3....