Şti. yönünden davacı tarafından davalı şirket ile davacı banka arasında imzalanan 05.12.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi'ne istinaden davalının kredi borcu bulunduğunu, davalı şirket lehine kredi kartı kullandırıldığını ve buna ait borcun bulunduğunun iddia edildiğini, davalı şirketin Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde borcu olduğu ancak davacı tarafından iddia edilen miktarda borcu bulunmadığını, davalının davacı tarafından icra takibine konu edilen kredi kartına ilişkin borcunun bulunmadığını, davacı tarafından 05.04.2021 tarihinde hesap kat ihtarnamesi gönderildiğinin iddia edildiğini, davalıya tebliğ edilmiş bir ihtarname bulunmadığını, davacı tarafından uygulanan faiz miktarı ve faiz oranlarının fahiş olduğunu, kanun tarafından belirlenen oranlardan yüksek olduğunu, ... yönünden davacı tarafından 05.12.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi çerçevesinde kullanılan krediler ve ... Peyzaj adına kullandırılan kredi kartı sebebiyle davalı ...'...
Davalı vekili cevabında, taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden davacıya kredi kullandırıldığını, davacının kredi taksitlerinin ödeme planına uygun ödenmediğini, hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, yapılan icra takibinin itirazsız kesinleştiğini ve takipten sonra davacının 52.440,00 TL ödeme yaptığını, davacının halen müvekkiline borcu bulunduğunu, davaya konu senedin teminat amaçlı verilmeyip, kredi borcunun ödenmesine yönelik olarak verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
, 193,81-TL akdi faiz, 9,68-TL BSMV; ...... nolu kredi yönünden, 86.786,66-TL ana para, 190,00-TL akdi faiz, 9,50-TL BSMV; ...... nolu kredi yönünden, 299.198,53-TL ana para, 908,17-TL akdi faiz, 45,40-TL BSMV; ...... nolu kredi yönünden, 141.809,17-TL ana para; ...... nolu kredi yönünden, 540.837,87-TL ana para; ...... nolu kredi yönünden,141.250,36-TL ana para; ...... nolu kredi yönünden, 50.000,00-TL ana para; 1.057,70-TL akdi faiz, 52,89-TL BSMV kadar davacı bankaya borçlu oldukları, öte yandan alacaklının dava konusu alacağının takipte kredi sözleşmesinden kaynaklandığı belirtilmiş olup açılan itirazın iptali davasında delil olarak genel kredi sözleşmesi ibraz edildiği, incelenen genel kredi sözleşmesinde kullandırılacak her bir kredinin şekli ve cinsi belirtilmiş olup kredi kartı verileceği yönünde bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda davalı kefillerin asıl borçluya verilen kredi kartının kullanımından doğan borçtan kefil sıfatıyla sorumlu tutulmaları mümkün olmayacağından 76.003,41...
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı ile davalı arasında 24.01.2006 tarihli genel kredi taahhütnamesi imzalandığı, 26.01.2006 tarihinde davacı hesabına 3.100 TL. miktarındaki kredinin yatırıldığı ve bu hesabın 24.08.2006 tarihinde ödenerek kapatılmış olduğu, davalı banka tarafından 24.01.2006 tarihli genel kredi taahhütnamesine dayalı olarak davacı hesabına 11.09.2006 tarihinde 2.400 TL.'lik kredinin yatırıldığı ileri sürülmüşse de bu iddianın ispatlanamadığı, davacının da 04.05.2006 ila 27.02.2007 tarihleri arasında yurt dışında olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı banka tarafından, 24.01.2006 tarihli genel kredi taahhütnamesine dayalı olarak davacıya 2.400 TL. kredi kullandırıldığı ve bu miktarın 11.09.2006 tarihinde 44671 nolu hesaba aktarıldığı ileri sürülmüştür....
Davacı banka ile davalı arasında 29/06/2015 tarihli 200.000,00 TL limitli, 27/11/2015 tarihli 700.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, taraflar arasında ayrıca 27/11/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ve davalının bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmak üzere 496.470,00 TL miktarlı taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı dosya içeriğiyle sabittir. Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmeleri ve taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı, kredi ve kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından hesabın kat edildiği, davalı aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibindeki borcun tamamına itiraz etmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....
Davacı banka ile davalı arasında 29/06/2015 tarihli 200.000,00 TL limitli, 27/11/2015 tarihli 700.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, taraflar arasında ayrıca 27/11/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi ve davalının bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını oluşturmak üzere 496.470,00 TL miktarlı taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı dosya içeriğiyle sabittir. Taraflar arasında davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmeleri ve taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı, kredi ve kredi kartı borcunun ödenmemesi üzerine davacı tarafından hesabın kat edildiği, davalı aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalının icra takibindeki borcun tamamına itiraz etmesi üzerine işbu itirazın iptali davasının açıldığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır....
Davalı vekili; davacının kefaleti nedeniyle kredi borcundan sorumlu olduğunu, ortada cari hesap şeklinde yürüyen bir borç ilişkisi bulunduğundan kredi borcunun bir tarihte tamamen ödenmiş olmasının kredi sözleşmesini sona erdirmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen 31/10/2006 tarihli 20.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine davacı ...'...
Mahkemece, vekilin davayı adi ortaklık adına açtığı, adi ortaklığı oluşturan tüm ortaklardan vekaletname alınarak bu eksikliğin giderilmesi için verilen süreye rağmen vekilin bu eksikliği gidermediği, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, ayrıca alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında kredi sözleşmesi imzalamak suretiyle davacıya yapılan ödemenin niteliğinin kredi olduğu, davacının bankaya geri ödemesinin bulunmadığı, esasa ilişkin olarak da davacının borçlu olmadığına ilişkin talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı yan davalıyla akdedilen genel kredi sözleşmesinin gerçek anlamda bir kredi sözleşmesi olmadığını belirterek, genel kredi sözleşmesi ve sözleşmeyi teminen verilen bono nedeniyle borçlu olmadığını belirterek iş bu menfi tespit davasını açmıştır. Davalı yan, davanın reddini istemiştir....
Şubesi ile kredi müşterisi ...AŞ arasında 05/09/2017 tarihli 2.000.000TL kredi limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiğini, davalılar...ve ...'...
Tüm dosya kapsamı, düzenlenen ... tarihli bankacı bilirkişi raporu, genel kredi sözleşmesi, söz konusu sözleşmeye istinaden oluşturulan banka kayıtları bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasında .../.../... tarihli 100.000,00 TL limitli Genel Kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı bankanın davacı şirketten farklı isim ve miktarlarda farklı sebeplerle haksız kesintiler yapıldığı, davalı bankanın .../.../... tarihide kullandırılan 13.400,00 TL kredi için 300,00 TL komisyon almak hakkı olmasına karşın 465,32 TL, ...tarihinde kullandırılan 6.700,00 TL kredi için 300,00 TL komisyon alma hakkı olmasına karşın 600,00 TL, .../.../... tarihinde kullandırılan 8.000,00 TL kredi için 300,00 TL komisyon alma hakkı olmasına karşın 600,00 TL komisyon aldığı, davalı bankanın Genel Kredi Sözleşmesinin Müşteri ile ayrıca mutabakata varılmamış olması halinde, uygulancak komisyon, ücret, masraf ve hesaplar için uyguladığı oranlar olacak olup, bankaca farklı bir yöntemle bilgi verilmediği sürece söz konusu...