İcra Dairesi'nin 2014/19139 esas sayılı dosyasında; alacaklı şirket tarafından borçlu T1 aleyhine abone no için düzenlenen 25/02/2013 son ödeme tarihli 2.319,25 TL'lik faturaya konu 2.139,25 TL enerji bedeli, 720,81 TL gecikmiş gün faizi, 129,75 faizin KDV'si olmak üzere toplam 3.169,81 TL'lik takip yapıldığı,borçlu tarafından süresi içinde takibe itiraz edildiği , Bakırköy 17. İcra Dairesi'nin 2014/19099 esas sayılı dosyasında; alacaklı şirket tarafından borçlu T1 aleyhine abone no için düzenlenen 25/02/2013 son ödeme tarihli 1.482,86 TL'lik faturaya konu 1.482,86 TL enerji bedeli, 460,87 TL gecikmiş gün faizi, 82,96 TL faizin KDV'si olmak üzere toplam 2.026,69 TL'lik takip yapıldığı,borçlu tarafından süresi içinde takibe itiraz edildiği Bakırköy 17....
GEREKÇE:Genel haciz yoluyla takipte , borçlu vekili icra mahkemesine başvurarak ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, bu nedenle tebliğ tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesini talep ettiklerini ayrıca borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyan ederek tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve takibin iptaline, %20 den aşağı olmamak üzere lehlerine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince , usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 20/09/2021 olarak düzeltilmesine, borca itirazın reddine karar verilmiş olup borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. "İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur."(Y.12.HD. 2018/1046 E. 2019/9007 K.)...
Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir. Zira, 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur (HGK. 5.6.1991-1991/12-258 E-344 K.).7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda uyuşmazlığın İİK'nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesine göre çözümlenmesi gerekir. Borçlu vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı HMK'nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu hali ile 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetidir (Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 esas 1991/344 karar sayılı kararı). O halde, mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken tebligatı usulüne uygun olduğu kabul ederek gecikmiş itirazın şartlarının oluşmadığından bahisle ret kararı verilmesi isabetsizdir....
Maddesi uyarınca 6183 Sayılı Yasa kapsamında asıl alacağa yansıtılması gereken gecikmiş gün faizi ile faizin KDV si (%18) toplamının 24,91TL+4,48 TL=29,39 TL olduğu, ancak davacı kurumun, davalı aboneliğindeki tesisatın elektrik fatura borçlarının ödenmemesine rağmen, ilgili mevzuat uyarınca tesisatın elektriğini zamanında kesmeyerek ve gerekli kontrolleri yapmayarak davalının zararının artmasında müterafik kusurunun olduğu tespitine istinaden ve yukarıda sunulan emsal Yargıtay kararları çerçevesinde davacının normal tüketim bedeli dışında gecikme zammından en fazla yasal faize kadar indirim yapması gerektiğinin belirtildiği, davacı tarafın, icra takip konusu asıl alacağa yansıtılmış olan gecikmiş gün faizi ile faizin KDV’si toplamı olan 29,39 TL üzerinden yasal faize kadar uygulanan indirim neticesinde; gecikmiş gün faizi ile faizin KDV’si toplamının 26,74 TL hesaplandığı, davacının, Enerji Bedeli (Asıl Alacak) 526,12 TL, gecikmiş gün faizi ve faizin KDV si toplamı 26,74 TL olmak üzere...
Davacı vekili her ne kadar itirazlarının gecikmiş itiraz olarak da kabul edilebileceğini belirtmiş ise de; dosya kapsamına göre ödeme emrinin borçluya 24/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 5 günlük yasal süresi içerisinde açılmadığı ve gecikmiş itiraz koşullarının bulunmadığı..." gerekçesi ile "davanın reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; 200.000,00 TL tutarındaki 01/07/2020 ödeme tarihli 2 adi senedin kira sözleşmesi için teminat olmak üzere imzalanarak teslim edildiğini, senetlerin kira dönemi sonunda iade edilmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin kira sözleşmesinden doğan bütün kira bedelleri ve yan borçlarını tamamen ödediğini, taraflar arasındaki kira ilişkisi bittiğinden senetlerin de teminat niteliğinin sona erdiğini, senetlerin iade edilmeyerek icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin eski eşi Kıvanç Topçu tarafından ikame edilen Ankara 12....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir....
Esas sayılı dosyası icra takip dosyası ile davacı- alacaklı tarafından davalı- borçlu aleyhine ödenmeyen 24.03.2014 son ödeme tarihli elektrik faturasından dolayı 2.330,38 TL enerji bedeli, 433,98 TL gecikmiş gün faizi ve 78,08 TL faizin KDV'si olmak üzere toplam 2.842,44 TL üzerinden 06/04/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 20.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği davalı borçlunun 27.04.2015 tarihinde takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, icra dosyası içinde itiraz dilekçesinin davacı alacaklı tarafa tebliğ edildiğine dair bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça icra dosyasına itirazda, icra dairesinin yetkisine ve borca ve ferilerine itiraz edilmiştir. Davacı vekilince, itirazın haksız olduğu ileri sürülerek iş bu itirazın iptali davası açılmıştır....
sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir. 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesi üzerine anılan Kanunun 99. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan itiraz üzerine dosya incelenerek gereği düşünüldü, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz dilekçesinde ileri sürülen düşüncelerde ki itiraz nedeni yerinde görüldüğünden KABULÜNE, Dairemizin 12/05/2019 gün ve 2017/27156 Esas 2019/11513 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan ...O.’nun tahsili gecikmiş alacaklarını noterden ......
Maddesine uygun olmasına, bilahare çıkarılan 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin T.K'nın 21/2 maddesine uygun olmasına, davanın gecikmiş itiraz değil, usulsüz tebligat şikayeti olmasına, öğrenme tarihinin tanıkla tespitinin usulen mümkün olmamasına, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İzmir 5....