Sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, Davalının Bakırköy 3. icra Müdürlüğü'nün 2019/19346 E. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın %20'sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karış tarafa yükletilmesini talep ederek dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; kaçak elektrikle gelen borca itiraz ettiğini, hiçbir şekilde elektrikle ilgili kaçak borcunun olmadığını, aboneliğini bitirip kullandığı kısma fazlasıyla hesaplayıp kayıp kaçak yazdıklarını, daha önce yine kayıp kaçak borç ile alakalı 7500TL ödeme yaptığını, ödemeyi de zorla, tehdit yoluyla yaptırdıklarını, davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "usulden reddine " kararı verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gecikmiş itiraz talebinin mahkemece değerlendirilmemesinin hak kaybına neden olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Hatay İcra Müdürlüğünün 2021/1405 E sayılı dosyasının incelenmesinde; Davalı alacaklı tarafından 172.760,26 TL miktarlı alacağın tahsili için şikayetçi borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür. Şikayetçinin bildirdiği istinaf sebebinin incelenmesinde; İİK'nun 65. maddesinde "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir.Ancak borçlu, maniin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye... mecburdur" hükmüne yer verilmiştir....
Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, yapılan icra takibinden gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini ve itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalının harici hat çekmek sureti ile kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğini, kaçak elektrik tespit tutanağı ve kaçak elektrik kullanımını gösterir video kaydı ile sabit olduğundan davalı borçlu mevzuata uygun olarak düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin tahakkuku ödemekle yükümlü olduğundan söz konusu borca itirazının yerinde olmadığını, davalı tarafın icra takip başlatılmadan önce ve Mahkememiz dosyasının dava konusu alacaktan sorumlu olmadığının tespiti için müvekkili şirket aleyhine, ...Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/... Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, ......
Esas sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, yapılan icra takibinden gönderilen ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edildiğini ve itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, davalının harici hat çekmek sureti ile kaçak elektrik kullanımı gerçekleştirdiğini, kaçak elektrik tespit tutanağı ve kaçak elektrik kullanımını gösterir video kaydı ile sabit olduğundan davalı borçlu mevzuata uygun olarak düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağına ilişkin tahakkuku ödemekle yükümlü olduğundan söz konusu borca itirazının yerinde olmadığını, davalı tarafın icra takip başlatılmadan önce ve Mahkememiz dosyasının dava konusu alacaktan sorumlu olmadığının tespiti için müvekkili şirket aleyhine, ...Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/... Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, ......
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik itirazında bulunduklarını, davacılardan T2 yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini talep ettiklerini, reddi miras sebebine dayalı itirazların 5 günlük yasal hak düşürücü sürede yapılmasının gerektiğini, davanın yasal sürede açılmaması sebebiyle reddinin gerektiğini, takibe ve borca itiraz edilemeyeceğini, davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; mirasçılar aleyhine yapılan takip sonucunda yapılan itiraz borca itiraz olarak değerlendirildiğinden, itiraza ilişkin davanın ise İİK 168/5 ve 169. maddelerinde düzenlenen 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 18/10/2021 tarihinde açıldığı, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin gecikmiş itirazda da bulunulmadığı anlaşılmakla İİK 168/4- 170 maddesi gereğince süresinde açılmayan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Davalı borçlu tarafça, icra takibinde, herhangi bir sebep belirtilmeksizin dosyadan doğan borca ve ferilerine itiraz edilmiş, cevap dilekçesi ise sunulmamıştır. İİK'nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. İcra dosyası içeriğinde itiraz dilekçesinin davacı alacaklı taraf tebliğ edildiğine dair bir kayıt belge olmadığından, bu kapsamda davalı tarafın bir iddia ve ispatı olmadığından yerleşik yargıtay uygulamaları dikkate alınarak davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı değerlendirilmiştir....
Borçlunun bu beyanının borca itiraz niteliğinde açık bir irade beyanı olmadığı gibi, bu beyanın borca kısmi itiraz olarak değerlendirilmesi halinde ise, itiraz edilen borç miktarı açıkça gösterilmediğinden, borca kısmi itiraz olarak kabulü de mümkün değildir. O halde, mahkemece, usulünce yapılmış bir borca itiraz bulunmadığı halde borca itiraz nedeniyle takibin durdurulmasına dair müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi ve ayrıca alacaklının yetki itirazının kaldırılması istemi konusunda da inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde, mahkemece, davacı-borçlu vekilinden, hangi tebligata yönelik gecikmiş itiraz talebinde bulunduğu açıklattırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nın imzaladığı Abonelik Sözleşmesi neticesinde davalının elektrik enerjisini kullandığını ancak hizmetin bedelini ödemediğini, faturalandırılan hizmetin bedelini ödemeyen davalının temerrüde düştüğünü, bunun üzerine 4.146,13 TL bedelli asıl alacağa son ödeme tarihinden 15/04/2016 takip tarihine kadar işlemiş 6.087,13 TL gecikmiş gün faizi ve 1.095,84 TL faizin KDV'sinin toplamında 11.329,87 TL üzerinden aleyhine icra takibi başlatıldığını ve borçlunun haksız ve dayanaktan yoksun biçimde borca itiraz edildiği görüldüğünü, icra takibine haksız ve kötüniyetli itiraz edildiğinden %20 'den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP:Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır....
Dava ilamsız takipte gecikmiş itiraz olup mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece, gecikmiş itiraz iddiasının yerinde olmadığı, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığının tespiti ile; şikayet tarihinin öğrenme tarihi olan 21/8/2015 olarak belirlenmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak borçlunun, usulsüz tebligat şikayetinin; Tebligat Kanunu 32. madde gereğince usulsüz tebligatı öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurması gerekmesi karşısında, borçlu tebligattan 21/8/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.09.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....