K.. yapımı için davalı idareyle sözleşme imzaladığını, ne var ki, işin gecikmesi nedeniyle idare tarafından 33.500,00 TL gecikme cezası uygulandığını, gecikmeye köy konağının yapılacağı yere yöre halkının karşı çıkması ve inşaatın yapılacağı arsaya yol olmaması nedeniyle inşaat malzemelerinin geç taşınmasının neden olduğunu, ihale edilen götürü bedelin 57.295,49 TL olup, gecikme nedeniyle 35.748,58 TL gecikme cezası verildiğini, cezanın fahiş olması nedeniyle hakedişlerinden kesilen gecikme cezasının iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı idare vekilleri ise, işin teslimden itibaren 60 gün süreyle yapılması gerektiğini, ancak yüklenicinin bu süreye uymadığını, yüklenicinin sözleşmeyi feshetmiş olsaydı sadece 3.100,00 TL teminatın gelir kaydedileceği ve böyle bir cezanın da uygulanmasına gerek kalmayacağını, ancak işe devam ettiğini, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
Kurum müfettişince düzenlenen 12.10.2005 tarih 106/KDR:90 sayılı rapora dayanılarak davalı Kurumca davacı işhanı kapıcılık ve kalorifercilik hizmetleri nedeni ile tanzim edilen yerel denetim tutanağına dayalı olarak re’sen düzenlenen bildirge ve belgeler gereğince prim ve gecikme zammı ile idari para cezası tahakkuk ettirilmiş, davacı tarafından Kurum Ünitesine yapılan itiraz sonucu Kurum İtiraz Komisyonu tarafından 18.01.2006 tarih, 2006/08 sayılı karar ile idari para cezasına,14.09.2006 tarihli kararı ile de Kurum müfettişince düzenlenen 12.10.2005 tarih 106/KDR:90 sayılı rapora dayanılarak re’sen tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammı ile işsizlik sigortası prim borcuna yapılan itiraz reddedilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden idari para cezası ile ilgili olarak davacı tarafından ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2021/467 Esas KARAR NO : 2022/606 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/09/2016 KARAR TARİHİ : 12/10/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 07/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı Vekili ; Taraflar arasında 23.06.2015 tarihli Sözleşme ile bir adet asansörün davacı tarafından yapımı konusunda anlaşma yapıldığını, 25.12.2015 tarihinde asansörün tutanak ile teslim edildiğini, davalının 21 gün gecikme sebebiyle 1.600 Euro gecikme cezası uygulayacağını bildirdiğini ve kesinti yaptığını, davacının geç teslimden dolayı kusurlu bulunmadığını, bu sebeple, 2.495,05 Euro’nun tahsil tarihindeki Türk Lirası karşılığı ile 347,98 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arasındaki sözleşme ve yasal hükümler birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda davalı, dava konusu taşınmazı 01.07.2014 tarihinde teslim etmesi gerekirken, dava tarihi itibariyle halen teslim etmediği gibi, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre de projenin tamamlanması için 18-24 ay civarında süre gerektiği, davalının teslimi geciktiren bir mücbir sebebin varlığını da ispat edemediği anlaşılmakla davacının telebinde haklı olduğu ancak her davanın açıldığı tarihteki koşulların değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihi itibariyle davalının 2 ay 8 günlük gecikmesi bulunduğu, bu süre üzerinden gecikme cezası belirlenerek, davacının davalıya olan borcundan mahsup edildikten sonra kalan miktardan borcunun bulunduğunun tespit edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile mahkemenin davacının talebi gibi 3 ay üzerinden ceza miktarını belirleyerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
İcra Müdürlüğü’nün 2004/6537 esas sayılı icra dosyasında yapılan takibin, asıl alacak yanında, gecikme cezası, ..., ceza KDV’si ve ceza ...’nin tahsili istemini de kapsamasına rağmen, mahkemece, hüküm fıkrasında; “Davanın kısmen kabulü ile davalı hakkındaki ... 24. İcra Müdürlüğü’nün 2004/6537 sayılı icra takibinin 133,69-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak üzerinden icra takibine kadar olan gecikme cezasının işletilerek sonrasına yönelik gecikme cezası tahsilatı yapılmasına yer olmadığına…” denilerek, asıl alacak, ..., KDV ve gecikme cezası kalemleri birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmeyerek infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, 6.621.660.000 TL alacağın asıl alacak olan 850.720.000 TL’lik kısmı için dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsili için davacıya verilmesine, faiz talebi ile gecikme cezası faiz niteliğinde olduğundan yasal faiz uygulanamayacağı nedeniyle bu yöndeki faiz isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 09.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen dava nedeniyle gecikme cezası karşılığı 8.250,00 TL, eksik ve kusurlu işler karşılığı 22.050,00 TL’nin tahsiline karar verilmiş, karar davacı ve birleşen davanın davalısı yükleniciler tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve birleşen davanın davalısı yüklenicilerin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında düzenlenen 22.03.2005 günlü sözleşmenin 7. maddesinde teslimde gecikme halinde gecikilen her gün için 250,00 TL gecikme cezası ödeneceği yazılıdır. Mahkemece 33 günlük gecikme karşılığı 8.250,00 TL gecikme cezasına hükmedilmiştir....
Taraflar arasındaki sözleşmenin “Gecikme Cezası” başlıklı 17.1.maddesinde “...mal teslim edilmediği takdirde geçen her takvim günü için yükleniciye yapılacak ödemelerden sözleşme bedeli üzerinden %0.05 oranında gecikme cezası kesilecektir.”, “İdarenin Sözleşmeyi Feshetmesi” başlıklı 42. maddesinin 42.1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama doğrultusunda, taraflar arasındaki sipariş mektubunun bir sözleşme hükmünde olduğu ve bu sözleşmenin 5.maddesindeki düzenlemenin başlığının "Gecikme Cezası" şeklinde olduğu, gecikme tazminatı yazmadığı gibi Yargıtay uygulamalarında da sıkça görüldüğü üzere ve doktirinde de cezai şart ve gecikme tazminatı kavramlarının karıştırıldığı bir durumda taraf iradelerinin belirlenmesi gerektiği belirtilmiş olup, cezai şartına bazen gecikme cezası bazen de gecikme tazminatı şeklinde tanımlamalarla yer verilirken gecikme tazminatı ile cezai şart arasındaki farkların da ortaya konulması gerektiği, gecikme tazminatının, TBK m. 118’de; cezai şart ise TBK m.179’da düzenlendiği, gecikme tazminatından temerrüde düşen borçlunun kusuru aranmakta iken cezai şartta gereği gibi, hiç veya istenilen yer veya zamanda yerine getirilmemiş olması yeterli görülmüş ve bunun için zararın doğması gerekmediği gibi, tazminatta zarar doğmuş olması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanğın mahkumiyetine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1- Sanığın erteli mahkumiyetinin hapis cezası şimdiki cezanın ise farklı neviden adli para cezası olması nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 95/2 maddesi gereğince önceki cezanın aynen infazına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, 2-1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı kanunun 122. maddesi ile 647 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış olup aynı kanunda süresinde ödenmeyen para cezalarına ilişkin gecikme zammı öngörülmemesine göre gecikme zammı uygulanması olanağı bulunmadığının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, Ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK.nun 322. maddesi gereğince, hükümden gecikme zammı uygulanmasına ve erteli hapis cezasının...