Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....

    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca ... kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir. Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Zorunlu geçit hakkının genel yola kadar kesintisiz olarak kurulması şarttır. Davacının maliki olduğu 2331 parsel sayılı taşınmaz yararına 2332 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasına karar verilmiş ise de 25.07.2011 tarihli bilirkişi raporundan anlaşıldığına göre tesis edilen geçitin önceki geçide bağlantısının sağlanması kesintisizlik ilkesine aykırı olmuştur. Bir başka deyişle, aleyhine geçit kurulan taşınmaz ile genel yol arasında bulunan 2352 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmaması suretiyle kesintisizlik ilkesi ihlal edilmiştir. Bu nedenle, davacıya ait 2331 parsel sayılı taşınmaz lehine, dava dışı 2352 parsel sayılı taşınmaz üzerinde......

      Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir....

      Serpil Yazıcıoğlu'ndan anlaşarak 281,34m2’lik geçit hakkı aldığını iddia ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla önceki malikle anlaşarak geçit hakkı alınsa bile bu geçit hakkı işleminin tapu kütüğüne tescil edilmediğini, zorunlu geçit hakkının tescil edilmesi gerektiğini belirterek, söz konusu taşınmazın üniversite tarafından kamu yararına yönelik olarak okul alınması amacı ile satın alındığını, taşınmazda üniversitelerin kurulmasına yönelik tüm projelerin tamamlandığını, Yargıtayın kamu hizmetine tahsis edilen okul, park gibi yerlerde geçit hakkı kurulamayacağına dair uygulamalarının olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Davacı dava dilekçesi ile taşınmazının mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğundan geçit hakkı ve taşınmazını sulamak için de mecra hakkı kurulmasını istemiş; mahkemece, geçit irtifak hakkının kurulmasına karar verilmiş, mecra hakkı istemine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, bu istemler ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar vermesi gerekir. Somut olayda, davacının mecra irtifak hakkı ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru bulunmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 12.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        SAVUNMA; Davalı Maliye Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; TMK.nun geçit hakkını düzenleyen ilgili maddelerine göre, zorunlu geçit hakkının varlığı için gerekli ilk genel koşul, yararına geçit yeri istenen taşınmaz ile üzerine geçit hakkı kurulacak taşınmazların tamamının özel mülkiyete konu ve tapuya kayıtlı arazi olması gerektiğini, Yargıtayın ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş içtihatlarında ve de öğretide, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden, orman, mera, fundalık, taşlık, çalılık, köy orta malları, köy meydanları, harman yerleri gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerler üzerinde geçit hakkı kurulamayacağının açıkça belirtilmekte olduğunu, bu hususların göz önünde bulundurulması gerektiğini, bunun yanı sıra; T.M.K. nun 747. maddesine göre, geçit hakkının, komşu taşınmazlara en az zarar verecek şekilde ve mümkün olan en kısa mesafede kullanım yeri belirlenerek kurulması gerekmekte olduğunu, geçit yerinin tarafların yarar ve zarar dengesi, fedakârlığın denkleştirilmesi...

        Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. TMK'nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

          Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir.Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantası sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir....

            Maddesi gereğinde geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyacı veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir....

            Davalılardan Mehmet ÖZKOÇAK vekili istinaf dilekçesi ile özetle; Yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve esas açısından hukuka aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine ve kararda belirtildiği şekilde, taşınmazından geçit hakkı tesis edilmesi durumunda, müvekkilinin mülkiyet hakkı önemli ölçüde kısıtlanacağı gibi taşınmazın değerinde de ciddi oranda azalma olacağını, diğer taşınmazın yüz ölçümünün ise hem daha büyük hem de davacının taşınmazına daha yakın olduğundan geçit hakkının oradan tesis edilmesinin herkesin daha fazla yararına olacağını, davacının evinin, davalı Ahmet ile müvekkiline ait parsel arasında olduğunu, davalı Ahmet'in evinin kenarından yol geçtiğini, geçit hakkının Ahmet Tekindemir üzerinden verilmesinin, davacının yola uzaklığının 20 metre, kendi taşınmazları üzerinden davacının yola uzaklığının ise 100 metre olduğundan, geçit hakkının belirttikleri şekilde tanınmasının hakkaniyete de taşınmazların mevcut yer durumuna da daha uygun olacağını, davacının davasını 188/13...

            UYAP Entegrasyonu