sözleşmenin noterde yapılmadığından bahisle davayı reddetmesi kanunun lafzına ve ruhuna açıkça aykırı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihadı uyarınca da şekil şartını taşımayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi Medeni Kanunu’nun 2.maddesi gereği tüketici aleyhine yorumlanamayacağını, dolayısıyla yerel mahkemenin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmasından bahisle tüketici konumunda olan müvekkili aleyhine davayı reddetesi Yerleşik Yargıtay içtihadına, Medeni Kanun’un 2....
ün verdiği ve taşınmazları üzerinde tasarruf yetkisi içeren vekaletnameye dayanarak bir adet taşınmazın zilyetliğini noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile katılana devrettiği, sözleşmede paranın sanık ... tarafından alındığının ve tapu devrinin 15.12.2010 tarihinde yapılacağının kararlaştırıldığı, sanık ...'nin belirtilen tarihte devri yapmayınca katılanın tapu iptali ve tescili davası açtığı, dava katılanın lehine sonuçlandıktan hemen sonra sanık ...'nin oğlu...'ye verdiği vekaletnameyi iptal ettirdiği ve taşınmazı da bir başka şahsa sattığı, bu şekilde sanıkların haksız menfaat sağlamak suretiyle dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda; dosyada mevcut ......
Mahkemece, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, 14.06.2004 tarihinde düzenlenen gayimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın dava dışı kooperatife olan borçlarından davalının sorumlu olduğu iddiasıyla açılan alacak davasıdır. Mahkemece; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden doğan hakların 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davalı ile davacı ... ... arasında imzalanan 14.06.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kazanılan hakların 14.06.2009 tarihine kadar geçerli olacağı, bu nedenle davaya konu 19.11.2012 tarihinde düzenlenen kooperatif borçlarından dolayı düzenlenen senetler nedeniyle yapılan ödemelere ilişkin olarak davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığı gerekçe gösterikmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirmek gerekir ki; satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemlerinde uygulanacak zamanaşımı süresi 6098 sayılı T.B.K....
Davacı vekili, davalılar arasında noterde yapılan 16.02.1998 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 1580 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılacak binanın yükleniciye düşen 7. kat 3 no'lu bağımsız bölümünün müvekkili ile davalı yüklenici arasında noterde yapılan 23.01.2002 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 10.000,00 TL bedelle müvekkiline satıldığını, satış bedelinin tamamının ödendiğini ileri sürerek, dava konusu 3 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle davacı adına tescilini, mümkün olmaması halinde ise dava konusu taşınmazın rayiç değerinin davalı yükleniciden tahsilini talep etmiştir....
Noterliğinin düzenleme şeklindeki 23.10.2015 ve 19.07.2017 tarihli ek sözleşmeleri ile tapu devri konusunda değişikliğe gidildiği, davacı ile davalı yüklenici Arıkan A.Ş. arasında ise anılan satış vaadi sözleşmesine istinaden 21.04.2014 tarihli adi yazılı bir gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldığı, sözleşmede kararlaştırılan satış bedelinin tamamının davacı tarafından davalı Arıkan A.Ş.’ye ödenmiş olduğu ve dava konusu taşınmazın davacıya fiilen teslim edildiği, hâlen davacının kullanımda olduğu, davalılar arasında noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin değiştirilen hükümlerinden davacının sorumlu olmadığı, ayrıca bu sözleşmenin davalı ......
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline ilişkin bu davadan önce Ümraniye 2.Asliye Hukuk Hakimliği'nin, 2002/965(2007/25) esas sayılı dosyasıyla, 5.11.2001 tarihinde taraflardan Nizamettin tarafından Sebahattin aleyhine satış vaadi sözleşmesine dayanarak tescil davası açılmıştır. Zorunlu tescil davasında davalı olan Sebahattin esasa verdiği 3.11.2003 tarihli cevap dilekçesinde, satış vaadi sözleşmesini kabul etmediğini, davalının bu sözleşmeyi kendisini kandırarak hile ile imzalattırdığını, gerçek bir satış vaadi bulunmadığını öne sürmüştür Satış vaadi sözleşmenin iptali için acılan 2009/4606-6909 davada dayanılan hususlar daha önce tescil davasında da savunma olarak ileri sürülmüştür. Davalının davacı aleyhine açtığı Ümraniye 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/25 esaslı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince tescil davasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Uyuşmazlık, asıl davada noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadine konu taşınmazın tapu iptali ve tescili; birleşen davada noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Kaynağını 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri iki tarafa borç yükleyen sözleşme türlerinden olup, mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcı edimini yerine getirmezse edimin hükmen yerine getirilmesi vaat alacaklısı tarafından açılan davada istenebilir. Birleşen dava ile ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak gayrimenkul satış sözleşmesinin iptali talebi ile açılmıştır....
ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tescilinin yapılmasına, tapu iptali ve tescil yönündeki talepleri uygun görülmez ise davaya konu satış vaadi sözleşmesindeki bağımsız bölümün rayiç bedelinin tespit edilerek sözleşme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte, rayiç bedel belli olmadığı takdirde satış bedelinin satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek yapılan ek masrafların eklenmesi ile birlikte davalılardan müşterekn ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, dava konusu hissenin tapudan davalı ...’a devredildiği ve satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının kalmadığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteminin reddine, satış vaadi sözleşmesi ile ödenen 4250.00 Y.T.L.nin davalı ... ...’ndan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ile davalı ... ... temyiz etmiştir. 1- Noterde 8.7.2002 tarihinde biçimine uygun düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile davalı ... ... 542 ada 229 parsel sayılı taşınmaz ile 36 ada 15 ( ifrazen 542 ada 231 parsel ) parsel sayılı taşınmazlardaki miras yolu ile kendisine intikal eden hissesini 8500.00 Y.T.L. bedelle yarı yarıya davacı ... ... ile davalı ...’a satmış, 10.4.2003 tarihinde ise hissesinin tamamını tapudan ... ...’a devretmiştir. Medeni Kanunun 3. maddesinde , “ Kanunun iyiniyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyi niyetin varlığıdır....
Taşınmaz üzerindeki orman şerhi nedeniyle taşınmazın satış vaadi sözleşmesine konu olamayacağını ve İmar Kanunu'nun 18/son maddesi gereğince satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, 2. Davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, 3. Satış vaadi sözleşmesinin bedelinin ödenmediğini, 4. Müvekkilinin gönderdiği ihtarnameye rağmen davacının müdahalesine son vermediğini, 5. Davaya konu edilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin vaad borçlusu taşınmaz maliki olmadığından fiilen ve ayrıca kanuna aykırı bir sözleşme akdedilmiş olması nedeniyle hukuken de ifa imkânsızlığının bulunduğunu belirterek doğru olmayan kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2....