Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla, satıcı elbirliği ortağının payı, alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince; satış vaadi sözleşmesiyle davalıların murisi ... dava konusu taşınmazdaki murisinden intikal edecek hissenin satışını vaat etmiş olup, tapu kaydının incelenmesinde dava konusu taşınmazın 345/9726 hissesinde ... murisi ... mirasçılarının elbirliği halinde malik oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda sözleşmenin henüz ifa olanağı bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.2007 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından davalı aleyhine 28.05.2006 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 23.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa alacak isteğine ilişkindir....

      Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete) konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaat etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak, elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla, satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle yapılan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Dava konusu olaya gelince, dava konusu 776 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki 4/16 paya, davacıların mirasbırakanı ...ile davalının mirasbırakanı ...'...

        Noterliğinin 15/10/1999 tarih ve 35042 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile müvekkiline satıldığını, sözleşmede geçen bedelin davalıya ödediğini, su-elektrik gibi aboneliklerin müvekkilinin üzerine geçirildiğini, ancak türlü bahaneler ve sözleşmenin geçerli olmadığı şeklindeki iddialar ortaya koyan davalının bugüne kadar taşınmazı müvekkiline teslim etmediği gibi kiracısı ...'ın kullandığını, kiracı ile yapılan görüşmeler sonrasında da taşınmazın tahliye edilmediğini ve müvekkiline kira da ödenmediğini beyan ederek; dava konusu taşınmaza yapılan müdahalenin men'i ile taşınmazın tahliyesine ve boş olarak müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında Beşiktaş 5. Noterliğinin 15/10/1999 tarihinde düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini ancak müvekkilinin bu satış vaadinden kısa bir süre sonra Beşiktaş 6....

          KARAR Davacılar, davalının murisinden intikal eden 796 nolu parseldeki hissesini 23.9.1994 tarihli noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile murisleri ... ’a sattığını ancak tapu ferağının verilmediğini ve izale’i şuyu davası açtığını ileri sürerek, taşınmazın dava tarihindeki değerinden fazla hakları saklı kalarak 5.100 YTL.nın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin 10,00 YTL. olarak belirlendiği gözetilerek, dava dilekçesinin görev yönünden reddine istek halinde dosyanın görevli ve yetkili Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm; davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan taşınmazın tapu ferağının verilmemesi nedeni ile, taşınmazın dava tarihindeki değerinin davalıdan tahsilini istemiş ve yargılama harcını da fazla haklarını saklı tutarak, 5.100 YTL. üzerinden yatırmıştır....

            Davalı İsa vekilinin istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede;davaya konu ve noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde bedelin ödendiğinin belirtildiği,aksinin ispatlanmadığı, ortaklığın giderilmesine dair dosyanın ve Satış memurluğu dosyasının İlk derece mahkemesince incelendiği ve değerlendirildiği,Kandıra Satış Memurluğu'nun 2015/40 esas sayılı dosyasında satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların yapılan satışı sonucunda davalıların her birine muris Müzeyyen Ceylan'ın miras hissesi oranında 9.562,95'er TL ödeme yapıldığı, davalıların murisinin gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini imzalamak üzere verdiği vekaletnamede de ahzı kabz yetkisi bulunduğu bu şekilde taşınmaz bedelinin vekile ödendiğine dair sözleşmedeki şerhe göre davalıların iç ilişkide vekile karşı talepte bulunabilecekleri, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçerli olduğu ve taşınmazların satışı 3. kişilere yapılmış olduğundan vaat alacaklısının zarara uğradığı kabul edilerek davanın...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 6.6.2005 gününde verilen dilekçe ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 21.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılmış, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılardan ... ve ... davanın kabulünü istemişler, davalı Tapu Sicil Müdürlüğü vekili davanın reddini talep etmiştir....

              Mahkemece, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 10.07.1991 tarihli olması, davanın ise 21.11.2012 de açılmış olması nedeniyle aradan 21 yıl 4 ay 11 gün geçtiğinden zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaadedilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez....

                e vekalet verdiklerini, intikal işlemleri yapıldıktan sonra iki katlı evin alt katına müşteri bulanarak ve anlaşma sağlanması halinde satış işlemleri yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı ...'in intikal ile ilgili hiçbir işlem yapmaması üzerine bu kez dava dışı ...'e 19.05.2009 tarihinde intikal ve satış için vekalet verdiklerini, bu vekalet gereğince satış işleminin gerçekleştiğini, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/384 ( 2014/393 yeni esas ) esas sayılı dosyası ile haklarında tazminat davası açıldığını, bu dava ile davalı ...'in muvazaalı bir şekilde diğer davalı ve eşi olan ... ile satış vaadi sözleşmesi yapmış olduğunu öğrendiklerini, yapılan satış vaadi sözleşmesinden haberleri olmadığı gibi muvafakatlarının da olmadığını, davalıların satış vaadi sözleşmesi nedeniyle kendilerine para da vermediklerini, satış tarihi itibari ile ...'...

                  Mahallesinde kain tapunun 511 ada, 52 parsel numarasında kayıtlı taşınmazda bulunan A Blok, 1 Nolu apart otelin 1/2 hissesi muhasebecisinin eşi ...' a ait olmak üzere tapudan satın aldığını, akabinde 27.9.2004 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...' ın hissesini de satın aldığını, 19.10.2004 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazın %70 hissesini davalıya 50.000TL bedel ile satmayı vaad ettiğini, murisin bu işlemi çocuklarını miras haklarından yoksun bırakmak ve terekeden mal kaçırmak gayesi ile gerçekteki bağış iradesini gizlemek amacıyla herhangi bir bedel almaksızın yaptığını, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapmakta makul bir nedeninin bulunmadığını ileri sürerek, 19.10.2004 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile iptaline, bunun mümkün olmaması halinde kendilerinin miras payları oranında tenkisine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu