Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 ile davalı T4 arasında ''İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, Bulgurlu Mahallesi, Kadıtariki mevkii, 2405 ada, 7 parselde kayıtlı gayrimenkul, 2405 ada, 8 parselde kayıtlı gayrimenkul, 2403 ada, 6 parselde kayıtlı gayrimenkul, 2403 ada, 7 parselde kayıtlı gayrimenkul, 2399 ada, 3 parselde kayıtlı gayrimenkul, 2399 ada, 8 parselde kayıtlı gayrimenkul'' hakkında 14/08/2015 tarihinde Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi akdedildiğini, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin akdedildiği davalı T4 ile görüşmelerin yapıldığı T6 birlikte çalıştığını, müvekkilleri T1 ve T2 sözleşmeyi davalının ortağı olan T4 ile gerçekleştirdiğinden söz konusu satış bedellerini T4'a ödemek istediğini, ancak müvekkili T2 20.000,00 TL ve 240.000,00 TL olarak toplam 260.000,00 TL satış bedelinin tamamını T6 hesabına gönderdiğini, taşınmazlara ilişkin satış bedelinin tamamı ödenmesine rağmen, alıcı sıfatına sahip müvekkili T1'ün, tapu kaydını kendi adına değiştirme...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Dava, taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada Bakırköy 5. Tüketici ve Bursa 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....
Hükmü, davalı ... vekili ve ...mirasçıları temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre usulüne uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmelerine dayanarak verilen kabul kararı yerinde olduğundan davalı ... vekili ve ...mirasçılarının aşağıda yazılı nedenler dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı tarafından davalıların murisleri ....adına kayıtlı taşınmazlardaki hisselerini mirasçılarından ... ve ...'den.... 30.03.1976 tarih ve 4935 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ....den 25.10.1976 tarih ve .... yevmiye nolu düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile .. .oterliğinin 02.09.1980 tarih ve ... yevmiye nolu düzenleme şeklindeki ... gayrimenkul satış vaadi ile miras bırakanlarından kendilerine intikal eden ve edecek olan hisselerini satın almıştır. Davalı ....'nun hisselerinin satışına dair bir satış vaadi sözleşmesi bulunmamaktadır....
CEVAP : Davalılar T13 T14 T17 T18 T16 Fatma Nadir Uçar ve T15 vekili cevap dilekçesinde özetle; sahteliğinin tespiti istenilen Manavgat Noterliğinin 13/07/1970 tarih ve 2416 yevmile nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile satınlamsı vaad edilen tüm taşınmazlarala ilgili iş bu satış vaadi sözleşmesine dayanılarak ikame edilen davacılarla aralarında Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/42 Esas sayılı ferağa icbar ve tescil ve 3. Kişilere devredilenler açısından taşınmazların bedelinin taraflarına ödenmesi talebiyle dava açtıklarını davanın devam ettiğini, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin geçersiz olduğu iddiası ile mahkemede 2012/81 Esas sayısı ile dava açıldığını, davanın reddedilmiş ve kesinleşmiş olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI : Manavgat 3....
Noterliğinin 21.12.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelenmekle, satış vaadinde bulunanın davalı ..., satış vaadini kabul edenin ise dava dışı ... olduğu, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile her ne kadar ...'ın davacı adına işlem yaptığı iddia edilmiş olsa dahi satış vaadi sözleşmesinin vekaleten yapılmadığı, ayrıca sözleşmede taşınmazın ada ve parsel numarasının yazılı olmadığı, sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın tapusuz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda; dava konusu satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, sözleşmenin ifa olanağı bulunmamaktadır. İfa olanağı bulunmayan ve Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi uyarınca geçersiz sayılan bir sözleşmeye dayanılarak tescil hükmü kurulması mümkün olmayıp, vaat alacaklısı sözleşmeye dayalı olarak ödediği bedelin iadesini isteyebilir....
Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa, iştirak bozulmamak kaydıyla, satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle yapılan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Somut olaya gelince, dava konusu 921 ada 9 parsel sayılı taşınmazda davacı ve davalının 1/6 oranındaki paya dava dışı kişilerle birlikte elbirliği halinde malik olduğu, bunun dışında davacının taşınmazda 1/3 payının daha bulunduğu dosya kapsamında yer alan ... kaydından anlaşılmaktadır. O halde, davaya konu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında yapılmış olduğundan sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığından söz edilemez....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tapu maliki olan davalı şirket yetkilileri, Müvekkili T1 16/01/2017 tarihinde yaptıkları satış vaadi sözleşmesi ile müteahhidi olduğu 417 ada 8 parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölümü sattığını, daha sonra aynı taşınmazı dahili davalı T7'e muvazaalı bir şekilde devrettiğini, Mahkemece davanın reddine karar verildiğini, mahkeme gerekçeli kararında taraflar arasında akdedilen adi yazılı ve geçerlilik koşulu sağlamayan gayrimenkul satış vaadi için öngörülen geçerlilik koşullarının oluşmadığı belirttiğini, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, zira müvekkili adi yazılı gayrimenkul satış vaadinden kaynaklı (Alacağın Temliki) edimlerin yerine getirilmesi için Bakırköy 21.Noterliğinin 07/09/2017 tarih ve 10217 nolu ihtarnamesini keşide ettiğini, ihtarnamede açıkça 16/01/2017 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereği Beylikdüzü Kavaklı Mah. 242DNIC 417 ada 8 parselde kayıtlı 7 numaralı dublex dairenin müvekkiline...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının murisi İzzet Sümer'in gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmak üzere 24/11/2011 tarihinde vekil tayin ettiğini, taraflar arasında 16/12/2011 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi kurulduğunu, 22/12/2011 tarihinde müvekkilinin murisi İzzet Sümer'in vefat ettiğini ve 29/12/2011 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, taraflar arasında yapılan bu işlemin asıl maksadının davalıyı miras hissesinden mahrum etmek olduğunu, ortada gerçek bir satışın olmadığını, davalının murisine ödenen bir bedelin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Noterliğinin 25/01/1994 tarih ve 1258 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, yapılan bu sözleşmenin ileri yaşta cahil ve saf olan muris ...’ın yaşlılığından ve fiziki düşkünlüğünden yararlanılarak yapıldığını murisin satış ile ödendiği belirtilen bedele ihtiyacı olmadığını, bedelin rayiçlerine göre oldukça düşük olduğunu, 04/04/1997 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile aynı gayrimenkullerin davalının diğer kardeşlerine satıldığını, murisin gerçek bir satış iradesi olsaydı ikinci satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinin gereksiz olduğunu, satış yapılmasını gerektiren hukuki ve fili bir neden olmadığını, murisin tüm hayatı boyunca çocukları ile yaşadığını belirterek satış vadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, kendisi tarafından ... aleyhine 25/01/1994 tarih 1258 yevmiye yolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak ......
görünerek vekaletnameyi kendisine imzalattığını, vekaletname incelendiğinde de müvekkilin diğer taşınmazlarla ilgili sonrasında yapılacak gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinden haberdar olmadığını akabinde müvekkile ait diğer taşınmazları devretmek amacıyla vekaletnamede ismi geçen Serkan Şimşek ile davacı, beyoğlu 53. noterliğinin 11 ekim 2013 tarih ve 2653 gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini tanzim ettirdiğini, açıkça güveni kötüye kullanarak yapılan bu işlemi müvekkilinin tesadüfen fark ettiğini ve aldatıldığını/kandırıldığını fark eder etmez vekaletnamedeki kişileri azlettirdiğini, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları incelendiğinde de Serkan Şimşek'in ödendiği iddia edilen satış bedelleri ile taşınmazların gerçek değerleri arasında fahiş bir fark olduğunu yalnızca bu husus dahi hile ve gabinin varlığını gösterdiğinden yerel mahkeme kararının bozulmasını gerektiğini, müvekkilinin 2013 yılında yapmış olduğu söylenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hile ile sakat bulunduğundan...