DELİLLER : Tapu kaydı, Düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve ekleri, Birleşen dava dosyası, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Asıl dava düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili, birleşen dava muvazaalı tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle durumun değerlendirilmesi görevi 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2014 NUMARASI : 2012/45-2014/91 Uyuşmazlık, gayrimenkul satış sözleşmesi ve inanç sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 06.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Temyize konu mahkeme kararında ise uyuşmazlık, gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak olarak nitelendirilmiştir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 27.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında 10.08.2006 tarihli harici gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldığı, davalının bu sözleşmeye müsteniden taşınmazın devrini gerçekleştirmediği dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu husus taraflarında kabulündedir. Davacı bu sözleşmeye müsteniden davalıya 3 adet çek verdiğini bu çeklerin iade edilmediği gibi davalı şirket temsilcisi tarafından da 3. kişilere ciro edilmek suretiyle ödendiğini belirterek bu bedelin davalıdan istirdatına karar verilmesini istemiştir. Davalı şirket, savunmasında kendilerine dava konusu çeklerin verilmediğini savunmaktadır. 10.08.2006 tarihli harici düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde satış bedeli olarak 380.000,00 YTL üzerinde anlaşıldığı, bunun 250.000 YTL sinin peşin ödeneceği bakiye bedel 130.000 YTL içinde 10 adet çek verileceği yazılı olduğu gibi dosyaya ibraz edilen çeklerinde her birinin 13000 YTL olduğu ve davalı satıcı şirket yetkilisi tarafından 3.kişilere ciro edildiği anlaşılmaktadır....
Taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 15. maddesine göre, KDV'nin alıcı tarafından ödenmesi gerektiği kararlaştırıldığı halde, mahkemece, KDV'nin satıcıya yüklenmesi doğru olmadığı gibi, davaya konu olan ve üzerinde davacılar adına kat irtifakı tesis edilen arsanın mahsup edilecek değerinin iflas tarihine göre rayiç bedeli esas alınarak belirlenmesi gerekmesine rağmen aksine düşünce ile satış bedelinden arsa bedelinin tapuda kayıtlı değerinin mahsup edilerek alacak miktarının belirlenmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla; yukarıda belirtilen noksanlıklar konusunda bilirkişiden, açıklamalı ve denetime elverişli ek rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı İflas İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı İflas İdaresi yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Protokole Dayalı Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 18.05.2015 tarihli dava dilekçesindeki açıklamalarına ve talep sonucuna göre dava, boşanma protokolünden kaynaklı alacak talebine ilişkin olup, davacının İcra İflas Kanununun 67.maddesi kapsamında genel haciz yoluyla takibe vaki itirazın iptali talebi bulunmadığı gibi yargılama aşamasında bu konuda yapılan bir ıslah talebi de bulunmamaktadır. Hakim taleple bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26/1). Davacının itirazın iptali yönünden bir talebi bulunmadığına göre, boşanma protokolünden kaynaklı alacak istemine ilişkin bu davada İcra İflas Kanununun 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin uygulanması mümkün değildir....
Taraflar arasında noterde tanzim ve imza olunan 19/11/2012 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmesinde belirtilen hususların yerine getirilmesi için 30/06/2013 tarihini belirlemişlerdir. Ve bu tarihe kadar belirtilen hususların yerine getirilmemesi durumunda cezai şartın istenebileceği hususu belirtilmiştir. Tüm bunlara göre, 19/11/2012 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinde yer alan 30/06/2013 tarihi hukuki niteliği itibariyle kesin vadedir. Kesin vadeden itibaren faiz talep edilebilir. Ayrıca, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için tarafların alacağın varlığı ve miktarı konusunda objektif olarak bir bilgiye sahip olmaları gereklidir. 19/11/2012 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinİ imzalayan taraflar kendi aralarındaki alacak ve borç durumunu kesin vadeyi, kesin vade geldiğinde istenebilecek maksimum cezai şart miktarını bilebilecek durumdadırlar....
Dosya içeriğinden; davaya konu alacağın kaynağını teşkil eden sözleşmelerde; alıcının (davacı) sözleşme konusu gayrimenkulu hiçbir gerekçe göstermeksizin almaktan vazgeçtiği takdirde, sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren 24 ayın sonunda ödemiş olduğu... bedelin %30 değer artışı ile birlikte ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının sözleşme konusu gayrimenkulleri almaktan vazgeçtiği ve ödediği paraların tümünün %40 değer artışı ile tarafına iadesi için ihtar gönderdiği, bu talep doğrultusunda davalı şirketin davacıya toplam 147.736...geri ödeme yaptığı, davacının bakiye alacağı olduğu iddiası ile eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Dava konusu sözleşmeler; gayrimenkul satış sözleşmesi niteliğinde değildir. Zira; sözleşmede davacı alıcıya dükkanı alma ya da ödediği parayı değer artışı ile geri alma konusunda seçim hakkı tanınmış olup, davacı da seçim hakkını ödediği paranın değer artışı ile birlikte iadesi yönünde kullanmıştır....
, tek nüsha olan 01.06.2016 tarihli sözleşmeyi davacıdan aldığını, bu duruma ilişkin beyanlar mahkemece yanlış yorumlanmış olup "Gayrimenkul Görme ve Hizmet Belgesi"ndeki imzamızı ikrar ettikleri sonucuna ulaşıldığını, müvekkili tarafından ödenen bedel simsarlık sözleşmesi sayılan "Gayrimenkul Görme ve Hizmet Belgesi" gereği değil, taraflar arasındaki satış protokolü gereği ödendiğini, davacının "Gayrimenkul Görme ve Hizmet Belgesi" yönünden bir alacak hakkının bulunduğunun ikrarı anlamına gelmediğini, Mahkemece beyanlar dikkate alınmayarak dava konusu taşınmazın değerinin 7.000.000,00 TL olduğu ve davacının bu değer üzerinden ücret kazanacağı tespitinde bulunulduğunu, müvekkili şirketin taşınmazı satın alacağı sırada fiyatın fazla olduğunu düşünerek taşınmazı satın almaktan vazgeçmesi üzerine, dava dışı eski malik Sandra Suzan Arslanoğulları satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmesi halinde 3.000.0000,00 TL'ye taşınmazı satabileceğini beyan ettiğini, peşin ve nakit ödeme halinde...